Taksim saldırısının ardından kritik değerlendirme. Terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar tv100'de anlattı. Ağar Türkiye'nin 'güvenli' kalması için tek yolu gösterdi
Terör örgütü 13 Kasım Pazar günü 16:20 sularından Türkiye'nin kalbi Taksim'deki İstiklal Caddesi'ni kana buladı. Patlamada aralarında çocukların da olduğu 6 kişi öldü, 81 kişi yaralandı. Terör ve güvenlik uzmanı tv100.com yazarı Abdullah Ağar, tv100'ün gündem belirleyen programı Taksim Meydanı'nda Türkiye'nin 'güvenli' kalması için tek yolu gösterdi.
Taksim İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım günü saat 16.20 sıralarında gerçekleşen hain bombalı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.
İstanbul Emniyeti tarafından gerçekleştirilen operasyonda saldırıyı gerçekleştiren kadın terörist kıskıvrak yakalanırken, tv100.com yazarı Abdullah Ağar, tv100’de yayınlanan Gürkan Hacır ile Taksim Meydanı’nda önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Pençe-Kilit Harekatı'nda bozgun yaşadılar"
Hain saldırıya farklı açıdan yaklaşılmasının olayı anlamak adına değerli ve önemli olduğunu belirten Abdullah Ağar, “Terör örgütünün işlemiş olduğu her cinayet, dönemsel şartlardan ve örgütün üretmiş olduğu bağlantılardan etkiler… Bir şekilde kendi iç dinamikleriyle bağlantılı olarak var olan şartlardan etkilenerek hem de örgütün geliştirmiş olduğu angajmanlarla bir ilişki göstererek kendisini gösterir. Bugün bu farklı açıdan yaklaşılması hem ufkumuz hem de olayı anlamamız adına değerli ve önemli olduğunu düşünüyorum. Pençe-Kilit Harekatı’nda bozgun yaşadılar. Onlar şöyle bir cümle kuruyorlardı; ‘Buraya Türk askeri, Türk devleti giremez. Biz burada sözde devlet kurduk’ gibi iddiaları vardı. Bu iddia 17 Nisan’dan itibaren, TSK’nın girmesiyle çökmeye başladı. Adım adım, Zap’taki mağaralar temizlenerek, nihai noktaya ulaştı. Bu süreçte PKK’nın yalanlarıyla karşı karşıya kaldık. Biri dedi ki; ‘Kimyasal silah kullanılıyor’. Tüm bu yalanların altının boş olduğu ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
“‘Ben hala İstanbul’un göbeğinde varım’ bu manada son derece önemli bir mesaj”
“Bir manipülasyona ihtiyaçları vardı bugün İstanbul’da aslında o manipülasyon kendini gösterdi” sözlerini kullanan Ağar, “Duvarlarında dahi EYP’ler döşeli, bir şekilde bir diğer tarafıyla etrafında kameralar olan YPG/PKK terör örgütünün elebaşlarının ‘Türk askerini mağaralara çekeceksiniz. Oralarda imha edeceksiniz’ talimatına uygun olarak inşa edilmiş mağaralar var. Buralarda Mehmetçiğe ölüm tuzağı hazırladılar. ZAP Harekatı’nda 50’den fazla şehidimiz var. ZAP Harekâtı başladıktan sonra kendilerine özgü medyada, ‘ZAP’ı kaybedersek bu mücadeleyi kaybederiz’ dediler. Bir manipülasyona ihtiyaçları vardı bugün İstanbul’da aslında o manipülasyon kendini gösterdi. Zap’taki bozgun PKK’nın kendi tabanındaki, kendi etki alanındaki angaje olan yapılara, toplumsal katmanlara yok olurken bir mesaj verme ihtiyacı var. ‘Ben hala İstanbul’un göbeğinde varım’ bu manada son derece önemli bir mesaj” ifadelerine yer verdi.
Ağar, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu bir milli güvenlik sorunudur”
“Ayn el-Arab’dan, Kamışlı’dan PKK’nın çıkartılması gerekiyor. Çıkartmadığımız sürece bu tür olaylarla karşı karşıya kalmamız mümkün. Bu bir milli güvenlik sorunu. Burada bir terörist ordusu var. Zaten bunların içerisinde 11 bin dağ kadrosu terörist var”
“ABD ‘Eğer HTŞ buradan çıkıp İdlib’e geri dönmezse biz buralar YPG/PKK’nın müdahale etmesini emredeceğiz’ dedi. 40 bin kilometrelik konvansiyonel alandaki eli silahlı kanlı teröristi ABD ne zaman, nerede, nasıl ve kime karşı kullanacak?”
“Türkiye’de düzensiz göçmen hassasiyetlerinin zirve noktada olduğu bir dönemde Arap menşeili YPG/PKK’lıyı kullanmış olması Türkiye’deki bu hassasiyeti kaşımayla ilgili bir başka boyut barındırdığını düşünüyorum”