Syriza, Yunanistan medyasının 'taraflı' tutumunu Medyatava'ya anlattı!

Yunanistan'daki özel televizyon kanallarının referandum sürecinde taraflı yayın yapması ülkede yeni bir krize yol açtı. Syriza'nın Türk Milletvekili Dr. Mustafa Mustafa, bu tartışmalarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Uzun süredir ekenomik krizle boğuşan komşu ülke Yunanistan, şimdi de 'taraflı yayın' tartışmalarıyla çalkalanıyor.



Ülkenin önde gelen özel televizyon kanallarının özellikle referandum sürecinde, "Evet" oyu lehine yayınlar yaptığı iddiaları sıkça gündeme geldi. Halk ise bu tarz yayın yapan kanallara oldukça tepkili...



Yunanistan'ın en çok takip edilen televizyon kanallarının Mega, Antenna, Alpha, Skai, Star, devlet televizyonu ERT (EPT) olduğu belirtiliyor ve tıpkı Türkiye'de olduğu gibi medya patronlarının çoğu iş adamlarından oluşuyor. 



Peki, özel televizyon kanalları neden Syriza aleyhine yayınlar yaptı? Hükümetin bu yayınlarla ilgili yasal bir önlemi olacak mı?



Medyatava'dan Canan Kaya, komşu ülkede tartışma yaratan bu konuyu, Syriza Partisi'nin Türk Milletvekili olan Dr. Mustafa Mustafa'ya sordu. Referandum süreci ve ekonomik kriz tartışmaları hakkında da konuşan Mustafa, dün gerçekleşen Brüksel Zirvesi'nin içeriğiyle ilgili de önemli detaylar aktardı.





İşte, Dr. Mustafa Mustafa'nın açıklamaları:



Özel televizyon kanallarının 'taraflı yayınları' ilk olarak ne zaman başladı?



Bizim iktidara geldiğimiz tarihten bu yana genel olarak izledikleri bir tavır söz konusu. Çünkü bizim uğraşı alanlarımız; devletimizin, ülkenin ve kamunun sağlıklaştırılması... İhaleleri alan büyük işletmeciler, devletten ihale alıp, vergi vermeyerek devletten aldıkları reklamlarla ayakta duran bu medya organları ve bunların politik uzantılarıyla açılmış bir çete söz konusu. Yunanistan'ın başına gelenlerden bu çevrelerin sorumlu olduğunu seçimlerden önce de dile getirmiştik. Amaçlarımızdan biri de bu üçlü sac ayağını bir ölçüde kırmak ve bunu demokratik bir yapıya dönüştürmek. 



'Taraflı yayın' yapmalarında vergi borçlarının rolü nedir? Vergiden kaçmak için mi bu yola başvuruyorlar sizce?



Medya kuruluşlarının yıllardır devlete ödemedikleri vergiler var. Bundan önceki hükümetlerde bu vergi borçları konusunda şu veya bu şekilde anlaşıp, o borçlardan kendilerini muaf tutuyorlardı. Eski hükümetin devlet televizyonu ERT'yi (EPT) kapatmasından sonra da işi hepten azıttılar ve bir tekel haline geldiler. Biz devlet televizyonunu tekrar açınca ve frekansları açık arttırmaya çıkaracağımızı açıkladıktan sonra, bu uygulamaları kendileri için bir tehdit olarak gördüler.



"SORUŞTURMA BAŞLATTIK" 



Ne gibi önlemler alacaksınız peki?



Bu alanı kamu yararına düzenlemek istiyoruz. Yani normal vatandaşlar nasıl vergisini veriyorsa, hatta gerektiğinde tutuklayarak almak zorunda kalıyorsak, onların da aynı şekilde yasalar çerçevesinde vergilendirilmesini istiyoruz. Bu yayıncılık uygulamaları Yunanistan'da hâlâ düzene konmuş değil. Genel olarak hem eski politik sistem, hem de ekonomik çevreler, bunu sol parantez için bir fırsat gördüler. Niyetleri, daha başında olan bu sol hükümet sürecini, başından boğmaktı. Referandum sürecini fırsat bilerek bizim önerdiğimiz şekilde bir "Hayır" cevabı çıkmazsa, hükümeti sonlandırmak niyetindeydiler. Hiçbir basın ahlakın a uymayan uygulamalara gittiler. Bu nedenle, taraflı yayın yapanların başında gelen Skai televizyonu ve radyosu hakkında soruşturma başlattık. Bu, Mega ve Antenna televizyonlarını da kapsıyor.



Basın ayağında durum nasıl?



Orada da aynı durum söz konusu. Özellikle Star gazetesi bu süreçte bir hayli kara propaganda yaptı. Yunanistan'daki ekonomik krizi manşetine taşırken, Türkiye'de 1999 yılında Düzce'de yaşanan depremde çekilmiş Eşref Amca'nın fotoğrafını kullandı.



Bu olumsuzluklara rağmen Syriza'ya medya desteği var mı?



Özellikle Avgi gazetesi oldukça destekliyor. Bir de kendi yayın organımız var. Devlet televizyonu ERT de bu süreçte bize destek olan medya kuruluşlarından.



Referandum sürecinde halkın yüzde 60 desteğini aldınız. Dolayısıyla halkın sizden beklentileri büyük. Yunanistan'da yaşayan Türk'lerle ilgili ne gibi farklılıklar yapacaksınız?



Bizim orada yaşayan azınlıklar konusunda gerek Synaspismo olsun gerek Syriza olsun yıllardan beri faaliyetlerimiz var. Bu haklar için uğraşıyoruz. Bunlar zaten bizim parti programımızda olan ilkelerimiz. O açılardan baktığımızda ben 1996 yılında Syriza'nın ön partisi olan Synaspismo partisinden milletvekili seçilmiştim. Tabii o yıllarda, Yunanistan'ın bir refah içinde yaşadığı yıllarda, sınırsal niteliklere çıkmak için bizim söylemimiz ve eylemimiz daha ziyade bu haklar düzeyinde kalıyordu ve o açılardan azınlık içerisinde güçlenmemiz, yaptığımız katkı oranında, sergilediğimiz politik tavır doğruluğu oranında olmuyordu. Ancak bu ekonomik krizde toplumların sınırsal konumu ve sınırsal niteliği ön plana çıkmaya başlıyor. Onun için gücümüzün ülkede artışı görüldü. Çünkü bizim haklar ve demokrasi konusundaki tavrımızı bilen geniş azınlık kesiminde, Türkler'in çoğunluğu ekonomik konum olarak da kendilerini burada ifade edebiliyor. Dolayısıyla hem demokrasi konusunda beklentilerinin gerçekleşebileceğine inanıyor, hem de sınıf olarak ezilmekten kurtulacağına inanıyor. O açıdan bizim toplumumuz içinde de Syriza'dan beklentiler çok ve gerek 25 Ocak'taki seçimlerde, gerekse de referandum oylamasında Syriza'nın ve Başbakan'ımızın arkasında durdular. 



Yunanistan'daki Komünist Parti'nin size karşı olumsuz bir tavrı olduğu da gündemde. Avrupa Birliği ile masaya oturmanızı sert eleştirdiler. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz neler?



Komünist Partisi bu referandumun sahte bir referandum olduğunu ve esas sorulması gereken sorunun; "Avrupa Birliği'nde kalalım mı, çıkalım mı? Euro bölgesinde kalalım mı, çıkalım mı?" olduğunu savundu. Komünist Partisinin o konudaki görüşü net ve "Kurtlar sofrasının içerisinde bulunmak istemiyoruz. Kendi para birimimize dönüp ancak bu şekilde kalkınabiliriz" şeklinde. Bize ciddi saldırıları da oldu... Halk hareketini yanılttığımızı, olası potansiyeli engellediğimizi savundular. Ancak sonuca dönük bir değerlendirme yaparsak, toplumun içerisinde bizim düşüncemizin, yani AB içerisinde ve Euro bölgesi içerisinde kalarak mücadele etmemizin geniş kesimlerce büyük bir destek gördüğünü görmüş olduk. Bu açıdan, bu tarihi anlarda yanlış bir tercih yaptıklarını belirtmek istiyoruz.



Özel televizyonların taraflı yayın yapmasında Komünist Parti'nin bir rolü oldu mu?



Hayır. O konuda namuslu davrandılar. Bu karalama kampanyasına onlar da karşı çıktı. O konuda ilkelerinden taviz vermediler. Çünkü o alandan onlar da mağdur.



Dün gerçekleşen Brüksel zirvesinde Yunanistan'ın 7 milyar Euro borca ihtiyacı olduğu dile getirildi. Bu para ödenir mi sizce?



Pazar gününe kadar bir süre var. Bu süre içerisinde Yunanistan önerilerini sunacak ve Avrupa Birliği'yle görüşecek. Oradan sürdürülebilir bir ekonomik paket, bu geçtiğimiz zorlu dönemde yükleri toplumsal adalet çerçevesinde dağıtabilecek bir ekonomik paket beklentisindeyiz. Borç sorununun masaya yatırılmasını istiyoruz. Çünkü İMF de bu borcun ödenebilir bir borç olmadığını raporunda açıkladı. Bir kalkınma finansmanının sağlanmasını isyiyoruz Avrupa'dan.



Bir de likidite sorununa çare bulunmasını istiyoruz. Çünkü şu anda bankaların bir kısmı çalışıyor ve sadece emeklilere, sosyal yarımların dağıtımında faaliyet gösteriyor. Onun haricinde bankalardan para çekmek mümkün olmuyor. Bu süreci ılımlı bir geçişle sağlayabilmemiz için ve piyasaların tamamen durmaması için, en azından bankalararası küçük miktarda para alınabilmesini sağlayabilmek için bir likidite olmasını istiyoruz. Böyle dört ayağa basan bir öenerimiz var. Öbür taraftan, halkımıza vaad ettiklerimizin bazılarını kısa sürede gerçekleştiremeyeceğiz. Bazı verdiğimiz sözleri yerine getiremeyeceğiz. Ancak böyle bir dörtlü plan, ekonomik paket sağlayabilirsek, kendimizi toplumumuza anlatabilir ve desteğinin sürmesini isteyebiliriz.



Brüksel görüşmesi sizce olumlu mu geçti? Tsipras'ın çok sert açıklamaları oldu bugün...



Bugün Avrupa Parlamentosu'nda konuştu Tsipras ve orada Yunanistan'daki gerçekliği tüm çıplaklığıyla dile getirmeye çalıştı. Onun ötesinde saldırılara, mesela Avrupa sağ partisinin temsilcisine yönelik açıklamaları oldu. Bunlar özellikle son 5 ay içerisinde yoğunlaşan ideolojik bir tartışma. Biz Avrupa Birliği ülkelerinin öne çıkmasını ve demokrasi, dayanışma, sorumluluk üçleminin ön planda olmasını istiyoruz. Avrupa Birliği'nin içerisindeki bazı çevreler, sadece Monetarist, Neoliberal anlayışların ve onun getirdiği bu dengeli bütçeler, kemer sıkma politikalarının üzerinde ısrar ediyor. Bu pazarlığı son ana kadar sürdürme niyetindeyiz.





Canan Kaya / Medyatava



canankaya@medyatava.com




BİM 29 Kasım Cuma 2024 indirim kataloğu yayımlandı Narin Güran cinayetinde katil belli oldu! Para çekme ve yatırma işlemleri değişiyor Bankalara dolar talimatı gitti! Teğmenler soruşturmasında görevden almalar 9 kilo vermişti! Derin göğüs dekoltesi olay oldu