Son Dakika... Bakan Tunç'tan Osman Kavala açıklaması: AİHM'nin tavrı belli

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç gündeme dair basın açıklaması yaptı. İfadelerinde Osman Kavala hakkında açıklamalara da yer verdi.

Kaynak: DHA

Bakan Tunç 'Dünya İnsan Hakları Sempozyumu'nda konuştu ve sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yeni anayasa, İsrail-Filistin olayları, Türkiye Yüzyılı konularına değinen Bakan Tunç'tan Osman Kavala açıklaması geldi.

Yeni anayasa konusuna değinen Tunç, herkesin yeni bir anayasa yapılması konusunda mutabık olduğunu söyledi.

BAKAN TUNÇ'TAN KAVALA AÇIKLAMASI

Bakan Tunç, AİHM'nin Osman Kavala kararıyla ilgili soruya, "Türk yargısı tarafından verilen bir kesin hüküm söz konusu tabii başından beri Avrupa insan hakları Mahkemesi’nin tavrı da belli orada nasıl bir siyasi süreç işlediğinde hep beraber görüyoruz. O süreç kendi mecrasında sürüyor. Bizim de Adalet Bakanlığı olarak Bakanlar Komitesi'nde görüşlerimizi ifade ediyoruz. Burada Türkiye'nin haklılığını Türk yargısının bağımsız ve tarafsız Türk yargısının vermiş olduğu kararla ilgili karara saygı duyulmasını, bu konuyu siyasallaştırılmaması gerektiğini hep ifade ediyoruz." dedi.

"BEBEKLERE YAŞAM HAKKI TANINMADI"

İsrail Gazze olaylarına değinen Bakan Tunç, "İsrail'in savaş suçu işlediğine dair Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin elinde yeterince delil var" dedi ve, "7 Ekim'den bu yana yüzyıllar boyunca, her dinden insanın barış içerisinde yaşadığı Filistin, maalesef kanla, göz yaşıyla, zulümle yıkanmaktadır. İsrail, 7 Ekim'den bu yana 16 binin üzerinde Filistinliyi şehit etmiştir. Bu saldırılarda ölenlerin neredeyse yarısı çocuklardan, kalan yarısı da onların anneleri ve aile büyüklerinden oluşuyor. 1 yaşından küçük yüzlerce bebek İsrail bombalarının altında can verdi. Hastanelerdeki elektrikler kesilerek kuvözdeki bebeklere dahi yaşam hakkı tanınmadı. Tek başına bu tablo bile amacın kendini savunma değil, taammüden insanlık suçu işlemeye yönelik bir vahşet olduğunu göstermeye yeterlidir." ifadelerini kullandı.

Açıklamalarına devam eden Bakan Tunç, "Gazze'de yaşanan katliam ve yıkımın gerisindeki failler, azmettirenler İsrail'e sınırsız destek verenlerdir. 7 Ekim sonrası çocuk katili Netanyahu'ya koşarak sarılan, 'Yanındayız' diyen, ona destek olan Batılı liderler de bu insanlık suçunun ortaklarıdır. BM Genel Kurulunda ateşkes önerilerine 'hayır' oyu verenler, katliamın devam etmesini isteyenler, bu savaş suçunun yardım ve yataklık edenleridir. Güvenlik Konseyinde ateşkesi veto edenler, savaş gemilerini göndererek katillere destek olanlar bu insanlık suçunun ortaklarıdır. İsrail, işlediği insan hakları ihlallerinin, gözlerini kırpmadan söndürdüğü ocakların, hayattan kopardığı masum canların hesabını bir gün insanlık huzurunda mutlaka ödeyecektir." dedi.

"14 KEZ ATEŞKES ÇAĞRISI YAPILDI"

İsrail'in, 7 Ekim'den bu yana 16 binin üzerinde Filistinliyi şehit ettiğini, ölenlerin neredeyse yarısını çocuklar, kalan yarısını anneleri ve aile büyüklerinin oluşturduğunu belirten Tunç, İsrail'in bir devlet gibi değil, örgüt gibi hareket ettiğini aktardı. Tunç, İsrail'in bugüne kadar BM'nin gerek Genel Kurul gerek Güvenlik Kurulu kararlarının hiçbirine uymadığını kaydederek, "Dünyada BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarına uymayan tek ülke, İsrail. Güvenlik Konseyi, bugüne kadar 14 kez ateşkes çağrısı yaptı ve bu çağrılar sonuçsuz kaldı. Filistinlilerin insan haklarının ihlal edildiğine yönelik alınan 19 karar, şiddetin durdurulması ve barışın sağlanılması için alınan 18 karar, Kudüs'ün statüsünü değiştirmek, saldırıların durması ve kınanması için ve uluslararası hukukun ihlaline yönelik alınan 11 karar, Filistin'in toprak bütünlüğünün sağlanması için alınan 10 karar, Yahudi yerleşimcilerin barışın önüne engel teşkil ettiğine yönelik alınan 6 karar ve burada saymakla bitmeyecek olan onlarca kararın tamamı kağıt üzerinde kaldı. Maalesef modern dünya, yaşananlara gözlerini kapatmış, sessizliğe bürünmüştür. Çok iyi biliyoruz ki ihlal edilen kendi vatandaşlarının insan hakları olsa böyle suskun kalmazlar. Gazze'de yaşanan insani trajedi, Batı'nın insan hakları kavramını nasıl istismar ettiğini, araçsallaştırdığını, nasıl işine geldiği gibi kullandığını tüm çıplaklığıyla bütün dünyaya göstermekte. Kudüs'ten Arakan'a, Gazze'den Halep'e, Sudan'dan Batı Trakya'ya, Yemen'den Libya'ya, Akdeniz'den Meriç'e, Batı Şeria'dan Keşmir'e, Avrupa'dan Amerika'ya birçok coğrafyada masum insanlar, sebebi olmadıkları çatışmaların sonucu olarak en ağır insan hakları ihlalleri ile karşılaşmaktadırlar. Başta BM sistemi olmak üzere, uluslararası insan hakları mekanizmalarının daha adil ve etkin şekilde işlemesi için reforma ihtiyaç duyulduğu inkar edilemez bir gerçektir" diye konuştu. 

TÜRKİYE YÜZYILI VURGUSU

"Herkes yeni bir anayasa yapılması noktasında mutabık" ifadelerini kullanan Bakan Tunç, "Şimdi sıra, Türkiye Yüzyılı'nı, adaletin de yüzyılı yapacak, tüm bu demokratik reformlarımızı taçlandıracak, vesayetçi anlayışı tümüyle tarihe gömecek, yeni, demokratik, özgürlükçü, sivil ve kuşatıcı anayasayı hep birlikte yapma vaktidir. Yaşam hakkını, düşünce ve kanaat özgürlüğünü, inancı ve inandığını yaşama özgürlüğünü, aileyi, toplumu ve mülkiyet hakkını daha da koruyan bir anayasa yapmak milletimize olan borcumuzdur." dedi.

Bakan Tunç, "Gerçekleştirilen reformlar sadece kağıt üzerinde kalmadı. Her biri, vatandaşlarımızın hayatına dokundu, vatandaşımız tarafından hissedildi ve benimsendi. Attığımız kararlı adımlarla, bir yandan temel hak ve hürriyetler alanını genişletirken, diğer yandan özellikle siyasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engelleri kaldırdık. Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki reform irademizi sürekli koruyoruz. Önümüzdeki dönemde de insan hakları alanındaki kazanımlarımızı koruyarak hazırlamakta olduğumuz 'Türkiye Yüzyılı'nın Yargı Reformu ve İnsan Hakları Eylem Planları'ndaki hedeflerle; adaleti esas alan, insan odaklı bir yönetim anlayışı doğrultusunda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.

"CEZASIZLIK ALGISINI ORTADAN KALDIRACAĞIZ"

Suç işleyenlerin yanına kar kalmaması lazım diyen Tunç, "Suç, işleyenin yanına kar kalmaması lazım. Yani 2 yılın altında cezaya hüküm giyen biri, koşullu salıverme süresiyle beraber denetimli serbestliği de dikkate aldığımızda hiç cezaevinde barındırılmadan tahliye oluyor. Bu da toplumda bir cezasızlık algısına neden oluyor. Bu anlamda denetimli serbestlik süresini otomatik 1 yıl şeklinde değil de bir oran getirerek, beşte 1 olabilir, bu tabii milletvekillerimizin takdirindedir. 1 ay cezası olanın bile 12 gün cezaevinde kalması gerekir diye düşünüyoruz. Bu bizim katıldığımız toplantılarda hep dile getirildi. Yine 2 yıl ceza alan birisinin özellikle koşullu salıvermesi 1 yıl. 1 yılın beşte biri denetimli serbestlik olduğunda da en az 9-9,5 ay gibi cezaevinde kalması, özellikle cezasızlık algısının ortadan kaldırılması açısından önemli diye düşünüyoruz. Teklif yasalaştığında cezası 5 yılın altındaki suçlar bakımından, bu suçları işleyenler bakımından cezaevinde kalma durumu söz konusu olacak." dedi.

YENİ YARGI PAKETİ AÇIKLAMASI

Yeni yargı paketine ilişkin soruyu yanıtlayan Tunç Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı çalışmalarının 3-4 aydır sürdüğünü belirtti.

"Yargı Reformu Strateji Belgemiz ve İnsan Hakları Eylem Planı, Türkiye Yüzyılı'nın ilk belgeleri olacak." ifadelerini kullanan Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız kamuoyuyla paylaştıktan sonra o hedefler doğrultusunda biz yasamayı ilgilendiren hususları milletvekillerimizin takdirine sunacağız, yürütmeyi ilgilendiren idari uygulamaları da yürütme olarak hangi bakanlığa düşüyorsa bunların bir hedef olarak gerçekleşmesi için gayret içerisinde olacağız." diye konuştu.

Söz konusu kanun paketine ilişkin çalışmaların sürdüğünü bildiren Tunç, düzenlemeler arasında yargı uygulamalarını ilgilendiren birçok hususun yer aldığını aktardı.

Yargı Reformu Strateji Belgesini beklemeden önce kanunlaşması gereken hususlar bulunduğunu ifade eden Tunç, "Şunu ifade edebilirim, 60'tan fazla maddeden oluşan bir paket söz konusu, taslak söz konusu. Milletvekillerimiz bunlara yenilerini ilave edebilir ya da uygun görmeyebilir. Takdir onların." dedi.

Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi Komutan askerlere cinsel saldırıda bulunmuştu...