Seçime son iki gün... Millet İttifakı'ndan Ankara Tandoğan'da son miting! Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu: Onlar saraya güveniyor, Bay Kemal halka güveniyor

14 Mayıs seçimlerine kısa bir süre kala Millet İttifakı, Ankara'da büyük bir miting düzenledi. Mitingte konuşan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi 5'li çetelerden kurtaracağım. Cumhurbaşkanı olmamam için her iftirayı attılar. Onlar saraya güveniyor, Bay Kemal halka güveniyor" dedi.

Türkiye 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı ve Milletvekilli Genel Seçimleri için sandık başına gidiyor. Millet İttifakı Ankara'nın Tandoğan Meydanı'nda son mitingini gerçekleştirdi. 

KILIÇDAROĞLU'NDAN AÇIKLAMALAR

Davutoğlu'nun ardından mitingte son konuşmayı yapmak üzere gelen Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye geldi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında şöyle hitap etti:

Bu ülkeye demokrosiyi, barışı getirmeye hazır mısınız. Huzur içinde birlikte yaşamayı getirmeye hazır mısınız? Söz veriyorum ben de hazırım. Birlikte yapacağız. Bu ülkenin gençleri ve kadınları otoriter bir yönetimi, demokratik yollarla değiştirecekler. Gençleri ve kadınları yürekten kutluyorum. Mustafa Kemal'in başkentindeyiz. Mansur Başkan gerçekten de Ankara'yı, Mustafa Kemal'in Ankarası yapmak için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. Ama şimdi bütün Türkiye'yi Mustafa Kemal'in Türkiyesi yapacağız. Bütün Türkiye'de huzur ve barışı sağlayacağız. Tam 1,5 yıldır sandık güvenliği için çalışıyoruz. Bütün sandıklarda müşahitlerimiz, temsilcilerimiz var. Sizden ricam; bahar havasında sandığa gidin. Sinan Ateş'in katillerini bulacağım ve onların kulaklarından yakalayıp, adalete teslim edeceğim. Benim saraylarda oturma gibi alışkanlığım yok. Saray maray bize vız gelir. Ankara'nın seymenleriyle, oyun havalarıyla beraber Gazi Mustafa Kemal'in Çankaya Köşkü'ne gideceğiz. Çankaya Köşkü halkın köşküdür.

Çankaya'da mütevazı bir hayat var. Sizler gibi olacağım, sizler gibi dertleneceğim, sizler gibi sevineceğim. Varsa bir yerde sorun, soruna kilitleneceğim ve mutlaka çözeceğim. Sınırları yol geçen hanına döndürdüler. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine uğurlayacağız. Türkiye'yi 5'li çetelerden kurtaracağım. Benim cumhurbaşkanı olmamam için her oyunu denediler, her iftirayı attılar. Ben size güveniyorum. Bu ülkeye barışı getireceğim. Huzuru getireceğim. Bu ülkenin sorunlarına talibim saraylara değil. Kızılayl'dan bir kez daha söylüyorum. Allah nasip ederse hep beraber Gazi Mustafa Kemal'in Çankaya Köşkü'ne çıkacağız. Bu ülkeyi adalete getireceğim. 450 kilometreyi yürüdüysem o bir başlangıçtı. Şimdi ayın 15'inde önemli bir aşamayı daha kat etmiş olacağız. Bu ülkenin bütün coğrafyasına adaleti, hakkı ve hukuku getireceğim. En ufak endişeniz olmasın.

DAVUTOĞLU: ÜLKEYİ KARA KIŞTAN ÇIKARTIP BAHARLARI YAŞATACAĞIZ

Hacı Bayram-ı Veli'nin Anadolu hikmetini, Cumhuriyetimizin banisi GAzi Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyet mirasını bünyesinde barındıran yiğit Ankaralı hemşehrilerim, ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımı saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. 2 gün kaldı. Demokrasi şölenine iki gün kaldı. Bu son mitingimizde 6 genel başkan olarak size mesaj veriyoruz. 13 Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimiz toplumsal barış mesajı veriyoruz. Bu iktidar ülkeyi yasaklara, yoksulluğa, yolsuzluklara boğdu. Kara kıştan bu ülkeyi çıkarıp yeni baharlara taşıyacağız. Ülkeye, millete söyleyecek sözü olmayan iktidar bizlere saldırdı. Birkaç madde ile onlara cevap vermek zorundayız. Diyorlar ki Erdoğan, Bahçeli, Binali Yıldırım, Önder Aksakal, 14 Mayıs yabancı istilacılara ülkeyi teslim etmeyecekmiş. Biri daha ileri gitti, küffara teslim etmeyecekmiş. Bre gafiller size Ankara'dan sesleniyorum. Bütün mazlum milletlerin, anti emperyalist sömürge karşı mücadelesine ışık tutan Gazi Mustafa Kemal'in Ankarasından sesleniyorum. Biz nefes alıp verdikçe yabancı istilacılar bu ülkeye gelemeyecek; ama yabancı bankalarda hesap tutan devlet adamları bir daha iktirara gelemeyecek. Yeni bir baharda, onurlu bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Sözü tükenenler diyor ki, onlar iktidarı kaybederlerse ülkeye terör gelecekmiş. Bu ülkenin dağlarını, ovalarını hep beraber şenlendireceğiz ama asla teröre izin vermeyeceğiz. Ne FETÖ ne PKK ne İŞİD hiçbir terör örgütü bu ülkede nefes alamayacak.

Kendileri kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'ı TRT ekranlarını çıkaranlar var ya, işte onlar 15 Mayıs'ta hesap verecekler. Terörle işbirliğinin hesabını verecekler. Bizim alnımız açık, hiçbir terör örgütü ile alakamız, iltisakımız yok. Bugün sayın Erdoğan, gerekirse 15 Temmuz gibi direnirmiş. 15 gecesi 251 şehidimizin kanı yerde iken, sizler 15 Temmuz'un faili olan paşanın kardeşini Hollanda'ya büyükelçi atamadınız mı? Faili diye suçladığınız Birleşmiş Arap Emirlikleri'ne 3-5 milyar dolar için el açmadınız mı? Bu FETÖ okullarında okuyan damadınız Berat Albayrak'ı bakan yapmadınız mı? Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacakmışız. Külliyen yalan. Din ve vicdan özgürlüğü sonuna kadar korunacak. Ama din istismarına asla izin vermeyeceğiz. Cami avlularından siyasi mesaj verilemeyecek. Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsü yasal çerçeveye kavuşsun dediğinde Erdoğan sulandırdı. Başörtüsü başta olmak üzere bütün özgürlükler korunacak, yasaklar kalkacak. Bahçeli bize mermi gösterdi. Ya müebbet hapis, ya mermi. İşte burdayız. Bağrımız açık buradayız. Bahçeli Türkiye'nin birliğini savunduğunu iddia eden ama Hakkari'ye adım atmamış, Şırnak'a gitmemiş olan, Diyarbakır'a gitmeyen Bahçeli, sizden korkan namerttir. Susmayacağız, durmayacağız. Sizin otoriter yolsuzluk düzeninizde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu ülke, bu millet, bu demokrasi sahipsiz değil. Kutuplaşma gidecek kucaklaşma gelecek.

Yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. Hukuksuzluk gidecek, hak, hukuk, adalet gelecek. Yolsuzluklar gidecek, temiz siyaset, siyasi ahlâk gelecek. İmar baronları, faiz baronları, ihale baronları, uyuşturucu baronlarının iktidarı gidecek, milletin iktidarı gelecek. Mülakat gidecek, liyakat gelecek. Bütün bu bozukluklarının kaynağı olan Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi gidecek güçlendirilmiş parlamenter sistem gelecek. Cumhur İttifakı gidecek milletin sesi, iradesi Millet İttifakı gelecek. 14 Mayıs gecesi 6 liderle birlikte sizlere demokrasi müjdesi vermek üzere Allah'a emanet olun.

UYSAL: GÜZEL GÜNLERİ MÜJDELEYECEĞİZ

İmamoğlu'nun konuşmasının ardından kürsüye Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal geldi. Uysal konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Kuruluşun şehri, Hacı Bayram-ı Veli'nin manevi ruhunu yoğurduğu, Mustafa Kemal ile manasını bulmuş Ankara merhaba. Bir büyük güne yaklaşıyoruz. Cumhuriyetin kuruluşuna şahitlik etmiş Ankara bir yeni dönemi açmaya hazır mı? Bir yeni dönemi açıyoruz. Belki de Türk demokrasisinin en zor sınavı ile karşı karşıyayız. Birileri milletin önüne duvar örmek istiyor. Birileri insanımızın arasına duvarlar örmek istiyor. Nafile çabalar, millet önüne duvarlar örülmez. Milletin iradesi deler de geçer. Ankara'nın üstündeki Moğol istilasından bu yana gördüğü en büyük yağma hareketini 2019 yerel seçimlerinde Mansur Başkan'la kaldırdınız. Bir jeliboncu vardı. Artık sadece sosyal medyadan tırmalanıyor. Şimdi asıl büyük vazife var. Türkiye'nin üzerinde Moğol istilasından bu yana gördüğümüz bu yağma hareketini bu rantiye düzenini, bu kravatlı soyuğunu Ankara'mız bitirmeye hazır mı? Allah'ın izniyle güzel günleri müjdeleyeceğiz. Çok uzatmıyorum, hemen bitiriyorum. 13. Cumhurbaşkanımız hasretimizi bitirecek Sayın Kılıçdaroğlu'nu bekliyorsunuz. Cemrelerin toprağa, havaya, suya düştüğü günlerdeyiz. İşte gençlerimizin, kadınlarımızın seçimi. 14 Mayıs'ta cemre olarak milletin yarınlarını aydınlatmak için o sandıklara elbette düşeceğiz Allah'ın izniyle. Herkesin hukukundan emin olduğu, herkesin eşit fırsatlara şahit olduğu güzel yarınların arifesindeyiz.

İMAMOĞLU: PAZARTESİ SABAHI BİZE YAPILANLARI BİZ HİÇ KİMSEYE YAPMAYACAĞIZ

Merhaba güzel Ankara. Rekor kırdı Ankara bu akşam. Tandoğan'da müthiş bir akşam. Mansur Başkanımın evi ne güzel, düğün gibi. Ne güzel sizinle buluşmak Ankara'da. Bir başka Atatürk şehrinden Samsun'dan geldim. 19 Mayıs ruhuyla, gençlik aşısıyla selamlıyorum sizi. Dedim ki Samsun'da burada erken bir 19 Mayıs kutlaması yapıyoruz. Birazdan Ankara'da erken bir Cumhuriyet Bayramı kutlayacağız. Pazar günü milletçe demokrasi bayramı kutlayacağız. Ankara milli mücadeledir, cumhuriyettir, Anadolu'nun umudu, memleketimin, Türkiyemin ışığıdır. Heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Yolumuz uzun. Pazar günü bu iş bitecek mi? Memleketin her yerinde yakılan o güzel meşaleler Ankara'da Meclis'te birleşir. Geleceğimizi aydınlatır. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu yerdir. Son günlerde Ankara'nın ışığını kısmak isteyenler oldu. Milletin meclisini yok sayıp, devleti tek bir şahsa, bir saraya bağlamak isteyenler oldu. Vatandaşa kendi kişisel iktidarlarını dayatmak isteyenler oldu. Cumhuriyetin başkentini parsel parsel satmaya kalkanlar oldu. Ankaralı kardeşim 31 Mart'ta izin vermedi, Mansur Başkanı seçti. 14 Mayıs'ta da izin vermeyecek. Bu pazar Ankara'nın sandıklarında baharlar açacak. Demokrasi, özgürlük, adalet çiçekleri açacak. O güzel canım ayyıldızlı bayraklarımız gibi. Bir süredir Anadolu'nun dört bir yanında milletimizle bir gerçeği paylaşıyorum.

Kazanıyoruz, milletçe kazanıyoruz. Geleceğimizi kazanıyoruz. Ülkemizi, devletimizi, cumhuriyetimizi kazanıyoruz. Bir avuç insan dışında hiç kimsenin kaybetmediği bir seçim bu. Sandıktan adalet, eşitlik, huzur, refah, mutluluk çıkacak. Söz veriyoruz. Pazartesi sabahı bize yapılanları biz hiç kimseye yapmayacağız. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu hep birlikte seçeceğiz. 3 kişinin 2'si Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verebilir. O oy vermeyen 1 kişinin gönlüne gireceğiz. Kalbini buz kaplamışsa onu kırmayacağız, onu sevgimizle eriteceğiz. Bu seçimde sen de kazanacaksın kardeşim diyeceğiz. Oy verse de vermese de kazanacak. Bugünün işini yarına bırakmayacağız, hep birlikte ilk turda bitireceğiz. Devlette dirlik, millette birlik, ülkeye hep birlikte kardeşli getireceğiz. Göreceksiniz 15 Mayıs'ta güneş bir başka doğacak. Mustafa Kemal Ankara'ya adım attığında Dikmen sırtlarında doğan güneş gibi pırıl pırıl doğacak. Demokrasi gibi ışık saçacak. Gecemizi, geleceğimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi aydınlatacak.

KARAMOLLAOĞLU: PAZARTESİNDEN İTİBAREN TÜRKİYE'NİN GÖRÜNÜMÜ DEĞİŞECEK

Selamünaleyküm muhterem kardeşlerim. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Cenab-ı Allah'tan pazar günü yapılacak seçimlerin hayırlara vesile olmasını rica ediyorum. Bir devrim yaşayacağız diye de ümit ediyorum. İnşallah sandıkta patlama meydana gelecek ama manevi patlama. Tek adam dönemi bitecek. Sayın Cumhurbaşkanımız 21 yıldır makamını işgal ediyor. Ama problemlere artık çözüm üretemiyor patinaj yapıyor. Bir değişikliğe ihtiyacımız var. Benim sık sık tekrarladığım hep şu oldu, biz yaşanabilir bir Türkiye istiyoruz. Herkesin mesut olduğu, inandığı gibi yaşadığı, rahat geçinebildiği, ülkede emniyet için de kendisini hissettiği bir ülke istiyoruz biz. Bölge bir ülkenin inşası ahlaki ve manevi değerlerin ihyası ile mümkün. Sadece gösterişle, insanlara hakaret ederek, insanları küfürle itham ederek, insanları yanlış yönlendirerek Türkiye'ye huzur, barış germez. Önce lisanına sahip olacaksın. Davranışına sahip olacaksın. Hak hukuk nedir bileceksin. Ama önce sen uyacaksın. Adalet olmadan barış huzur olmaz. Adaletin kamil manada tecellisi önemlidir ama o da yetmez. Güvenilir olacaksın. Elin toplum malına uzanmayacak. Yemeyeceksin, yedirmeyeceksin. Rüşvet alıp vermeyeceksin.

Yolsuzluğa fırsat tanımayacaksın. Hele de israf kesinlikle yapmayacaksın. Bugün sıkıntılı bir duruma düştü ülkemiz. Bu iktidar tasarruf nedir bilmiyor. İsraf nedir anlamıyor. Yolsuzluk adeta kural haline geldi. Yanlış politikalar, yatırımlar bu ülkeyi perişan etti. Düne kadar kendi ürettiğimiz malları bugün ithal ediyoruz. Niye biz şeker ithal edelim. Geçenlerde İzmit'teydik. Kağıt fabrikası kapatılmış. Yerine insanlara hizmet verecek bir lokal açılmış. Bugün biraz önce Samsun'daydık. Samsun Türkiye'nin en gelişmiş illerinden birisi olması icap ederken bugün işsizlik belli bir noktaya gelmiş, göç veriyor. Ben sigara içmem, kimsenin içmesini tavsiye etmem. Tütün ekimini yasaklayıp zorla insanımıza Virginya tütünü ektirilmesinin karşısındayım. Biz güzel ahlakı ajandamızın başına koyduk. Adalet de gözettiğimiz mefhum. Bugün işçiye zamlar yapılıyor. Bugünkü gidişat devam ederse memur da işçi de gene muhtaç duruma düşecek. Biz buna razı değiliz, istikrar istiyoruz. Herkesin rahat etmesini arzu ediyoruz. Milli gelirin adil dağılımı bizim şiarımız. Allah nasip ederse pazartesi gününden itibaren Türkiye'nin görünümü değişecek. Cumhurbaşkanı adayımız belli. Kemal Bey Cumhurbaşkanımız olacak. Bütün meseleleri istişare edeceğiz, karar vereceğiz ve bu memleketi ayağa kaldıracağız. Pazar günü sandık başına gittiği zaman oyunuz mutlaka millet ittifakı için olmalı.

MERAL AKŞENER: 14 MAYIS GECESİ TARİH YAZILACAK

Bugün benim yanımda 1993 senesinde Şırnak kırsalında bir roket saldırısında gözlerini kaybetmiş 94 yılından beri beraber yol arkadaşlığı yaptığımız bir gazimiz var. Parti kurucumuz Hüseyin Özlük kardeşim. Çok şeyler dendi bize. Çok ağır hakaretler edildi. Ama Hüseyin Özlük ve ona benzeyen kardeşlerim bizimle. Ben şimdi kendisinden size birkaç kelime kelimesini istiyorum.

HÜSEYİN ÖZLÜK: Ben bir Güneydoğu gazisiyim. Yanımda birçok arkadaşım şehit oldu. Şehit başkalarının çocukları babasız kalmasın diye kendi öz evlatlarını yetim bırakan kahramanlardır. Bu kahramanlarımıza sadece Millet İttifakı'na destek verdiğimiz için terörist yaftasıyla yaftalandırıldık. Onlar aynaya dönüp baktıklarında bize terörist diyenler Oslo'da teröristlerle masaya oturup, 10 maddeyi imzaladıklarını, sonra çadır mahkemelerinde teröristlerin 'Ben Türk bayrağının altında yargılanmayan' diyen teröristleri görecekler. İmralı'da 3+1 ev tahsis edileni, televizyon tahsis edileni görecekler. Daha sonra en son Gaffar Okkan'ı, Gonca Kuriş'i görecekler. Ama bizi terörist yaftasıyla yaftalayanlar şunu bilsinler ki, bizden terörist olur. Bizden Ankara, İstanbul, Hakkari olur, kısacası Türkiye olur.

AKŞENER: Umarım duymuşlardır. Umarım sağ ellerinde Hizbullah, sol ellerinde PKK olanlar duymuşlardır Hüseyin'i. Hava yağacak gibi görüyor, Cumhurbaşkanımız sayın Kılıçdaroğlu'nu bekliyorsunuz. Kısa keseceğim. Rezil bir dille seçime gidiyoruz. Terörist, işgalci oldunuz bu milletin asil evlatları. Her türlü hakareti, iftirayı siz de gördünüz, biz de gördük. Ama bugün gördük ki Recep Bey vedalaşıyor. Dolayısıyla 14 Mayıs akşamına iki gün kaldı. 13. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu olacak ve kendisini alkışlarımızla Çankaya'ya götüreceğiz. Recep Bey ve arkadaşlarını da emekli edeceğiz. Şimdi biliyorum ki bekliyorsunuz, yoruldunuz, yağmura da kalmadan. Ama şunu söylemek istiyorum. Her bir genç kardeşim, kadın kardeşim, erkek kardeşim, kendisini, annesini, babasını, eşini, halasını, dayısını, amcasını, yengesini mutlaka sandığa getirecek. Bir oy Kemal'e bir oy Meral'e verecek. Burası şu anda bütün siyasi partilerin seçmenlerinin olduğu bir yer. İYİ Partililer'den istediğim şudur. Mutlaka aynı dediklerimi yapacağız, sayın Kılıçdaroğlu'nu harama el uzatmayan Kılıçdaroğlu'nu seçeceksiniz. Bana da Başbakan olabilmek için bir tane Meral'e basacaksınız. Millet İttifakı'nın diğer siyasi partilerin mensuplarına sesleniyorum. Pazar günü Anneler Günü. Ben bir anneyim, babaanneyim. Bütün partilerden bir tanecik oy istiyorum. Dolayısıyla inşallah 14 Mayıs akşamı 13. Cumhurbaşkanımız ile birlikte Türkiye'nin nefes aldığı, hukukun üstünlüğünün kabul edildiği, demokrasinin uygulandığı, hak hukuk adaletin tesis edildiği ve tarih yazıldığı bir akşam olacak.

BABACAN: BU SİSTEMSİZLİĞİ DEĞİTİRECEĞİZ 

Değerli hemşerilerim 3 aydır iktadırın görmezden geldiği bir gündem var. Ülkemizin en hakiki gündemi. 3 ay 6 gün önce daha gün doğmadan ülkemizin her tarafına ateş düştü o günden beri o evlerde yüzler gülmüyor biliyorum resmi sayılara göre 10 binlerce insanımızı o evlerde kaybettik. Taş olsa dağ olsa dayanmaz Allah bir daha böyle acılar göstermesin milletimize. Deprem bölgesinde gittiğim her yerde ilk 48 saat ilk 72 saat devlet yoktu dediler, enkazları ellerimizle kaldırdık dediler. Muhtarlar dediler ki ellerimiz kanıyarak kaldırdık sağ olanları çıkardık, cenazeleri kendimiz gömdük dediler. Geçen yık ormanlarımız yanarken bir baktık yangın söndürme uçağı yok deprem oldu 72 saat yardım ulaştırılmadı. O gün bugündür soruyorum o ilk 48, 72 saatte ne oldu, o iş mankinaları kapalı dururken niçin insanlar enkaz altındaydı asker neden çıkmadı madenciler niye gelmedi cevap yok. İşin özünde tek kişilik sistem var son beş yıldır bütün sistemi Erdoğan bütün sistemi kendisine bağladı, arkadaş yangın çıkınca kendisinden talimat almayınca o yangın söndürülmeyecek mi? Bizim altı siyasi lider işte bu yüzden bir araya geldik aslında kendi içinde sistemsizlik olan bu sistemi değiştirmek için masaya oturduk. 

Şu ana kadar Türkiye tarihinde hiçbir zaman altı parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı antlaşma yapmamıştır, dürüst ve temiz işi bilen kadrolarımızla hazırız biz hazırız ama bu pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Hakkı düştüğü yerden kaldırıp hukukun üstünlüğü ile hareket edeceğiz. 

MANSUR YAVAŞ: GÖRDÜĞÜMÜZ KADARIYLA BU İŞ BİTMİŞ

Eskiden 1.8 dolara su satıp, aldıkları bu parayı da koli şeklinde yardımlarla dağıtıp, onlardan aldığı parayla onlara yardım yapıp 'Biz fakir fukarayı kolluyoruz' diyorlardı. Şu anda 10 ton su kullanan ailenin ödediği ücret sadece 10 lira. 2019 yılındaki iftiralara inansaydı insanlar, şimdiki gibi ayrıştırıcı siyasete cevaz verseydi Ankara'da bunların hiçbirisi olmayacaktı. Şimdi Türkiye'de 21 yıldır hep aynı hükümeti gördüler. Öğrenmişler 'bunlar üç koyunu güdemez' diye. Verin bakalım, güdüyor mu gütmüyor mu? Ama inşallah mitinglerde gördüğümüz kadarıyla bu iş bitmiş. Ankara'da bir jeliboncu kafa var. Rakibine kumpas kurduğu iddiaları var. O yetmedi, bu kafa bir ilçe belediye başkanı hakkında kaset dağıttırdı. Kendi partisinden olana bile tuzak kurdurdu. Şimdi tuzak kurduğu şahıs ile kendi yakını çalıştırılmak zorunda kalıyor. Siyasetin acı tarafı bunlar. FETÖ döneminde başlayan komplolar konuşuluyor. Sayın Muharrem İnce ile ilgili aynı şeyi ortaya çıkardılar.

Yıllardır Ankara'da sahte broşürler dağıtılır. Ha birisinin özel hayatını kaydedip, siyaseten kullanmışsınız, ha şimdi televizyonlarda gördüğümüz gibi sayın genel başkanımızla ilgili olmayan montaj videoları görüyorsunuz. Sizin hiçbir şeyden şikayet etmeye hakkınızı yok. Açılım döneminde şehit olanların fotoğraflarıyla siyaset yapıyorsunuz. Şehitlerin kanlarıyla siyaset yapıyorsunuz. Artık yeter bu ülkede nefret siyaseti ortadan kalkacak. İstanbulluya önce 'ümmet elden gider', 'Mekke düşer, Kudüs düşer Ekrem İmamoğlu'na oy vermeyin' demediler. İstanbullular dik durdu. Osman Öcalan'ı kalkıp televizyonlara çıkardılar. 'Ekrem Bey'e oy vermeyin, Binali Bey'e oy verin' dediler. O da yetmedi bebek katilinin mektubunu televizyonda okuttular.

İSTEDİĞİNİZ KADAR ELEŞTİRİN DİYEN YÖNETİM GELECEK

İktidarda kalmak için gerekirse papaz cübbesi giyerim diyenler bunlar değil miydi? Bunlar mevsimlik, sezonluk milliyetçi. Duruma göre şekil alırlar. Bunlara inanmıyoruz artık. Ne muhafazakarlıklarına ne başka bir şeyine. İyi bir müslümanın ağzından bal damlar, yalan söylemez, hakaret etmez. Bugün Cuma, acaba o sahte broşürleri basanlar ne dua ettiler. Türkiye kararını verdi. Her gördüğümüz mitinglerde çok kararlı insanlar, bu laflara kulak asmıyorlar.

Nereye gidersek gidelim, binlerce milyonlarca genç hakkını almak için meydana çıkmış. Hakkını istiyor, hakkını alacak. İnşallah ayın 15'inden sonra herkese ayar çekmeyen, kimseyi azarlamayan, kimsenin kıyafetine, yediğine içtiğine karışmayan, dertlerini anlatmakta özgür kılan, 'beni istediğiniz kadar eleştirin' diyen bir yönetim geliyor.

Dikkat! Meteorolojiden kritik uyarı geldi Kayıp iki sevgili ölü bulundu Ordu’da liselilerin kavgası cinayetle bitti Bu da oldu: Duvarı kırıp komşusunun evini soydu Çocuğu tecavüz ettikten sonra öldürdü Mike Tyson ve Jake Paul'a şok ceza