Sayım Çınar'ın Bavulu'ndan bu hafta hangi kitaplar çıkıyor?
Sayım Çınar'dan haftanın kitap önerileri...
SAYIM ÇINAR
sayimc@superonline.com
Nihayet beklediğim Gündüz Vassaf kitabı yayımlandı.Gündüz Vassaf, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Mostari – Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü kitabında, Mostar’da geçirdiği ayları ve bir türlü ayrılamadığı, her gün başında beklediği Mostar Köprüsü’nü anlatıyor. Anı olarak yazmaya başladığı notların bir köprü bekçisinin nöbet defterine dönüştüğünü söyleyen Vassaf, “Bazen yüzlerce turist arasında, bazen gece saatlerinde tek başıma Köprü’yü bekledim. Ben Köprü’yü sahiplendim, o beni zapt etti. Bana neler yaşattıysa ben de dünyamı, duygularımı, düşünce ve hezeyanlarımı onunla paylaştım. Taa ki bir gün beni azat edene kadar.”Ve... Tam da Köprü yolculuğu bitmek üzereyken savaşın çıkmaz sokağından bir sesleniş... Mostar Manifestosu! Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Mostari - Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü, Gündüz Vassaf’tan şiirsel bir kitap... Her zamanki gibi öznel... Her zamanki gibi evrensel.
Dean Koontz iliklerinize kadar ürpertmeye devam ediyor!
77 Gölge Sokağı/ Dean Koontz/Sayfa6 yayınları
Kaç kişi, bir milyarderin rüyasını gerçekleştirmek için yaptırdığı, şık, tarih ve estetik kokan bir binada yaşamak istemez ki? Eğer bu apartman Pendleton Apartmanı gibi yapıldığı günden itibaren, en basitinden çıldırma, intihar, toplu katliam gibi pek de hoş anılmayan olaylarla anılan bir apartmansa cevap ancak o zaman "hayır" olabilir. Pendleton Apartmanı, yapıldığı 1800'lerden itibaren içinde meydana gelen talihsiz (!!!) olaylar nedeniyle ,batıl inançlardan hiç nasibini almamışlar için bile pek de önünden geçilmek istenmeyen binalardan biridir.Ancak yine de çeşitli nedenlerle bu apartman hepten ıssız kalmaz. Her ne kadar gözden düşmüş olsa da eski bir senatör, bir besteci, bir avukat ve başarılı bir finans yöneticisi bu adı kötü güçlerle anılan apartmanın geçmişini unutmuş gibi görünen sakinleridir. Pendleton'un 1970'lerde restore edilen şık daireleri bu kişiler için, güvenli bir sığınak gibidir. Ta ki, bir gün ansızın duvarların içinden çıkan gölgeler,nereden geldiği anlaşılamayan fısıltılar dairelerin içine sızına kadar....Artık, Pendleton sakinleri için huzur ancak hayali kurulabilecek kadar uzaklarda bir kelimedir ve kabus yeni başlamaktadır. Dean Koontz sizi Pendleton Apartmanı’na davet ediyor. İçeri girebilecek kadar cesaretli misiniz? Gölge Sokağı No: 77, Sayfa6 Yayınları'ndan çıktı.
Kutsal Mavi’nin hikâyesi
Kutsal Mavi/Christopher Moore/Altın Kitaplar
Aldatan, kandıran, kontrol altına alınamayan; aşkın, tarihin ve ilham perisinin yolunu çizen Kutsal Mavi’nin hikâyesi…1890 yılının temmuz ayında Vincent van Gogh mısır tarlasında gezinirken tabancayı çekip kendini vurur. Ardından iki kilometre uzaklıktaki doktorun evine dek yürüyüp yardım ister. Yaratıcılığın zirvesindeki bir sanatçı neden kendini öldürmek ister ki? Vincent’ın iddiasına göre Fransa’nın dörtbir yanında hiç peşinden ayrılmayan kısa boylu “boya satıcısı” da kimdir? Ve van Gogh neden kutsal maviden ölesiye kaçmaktadır.Vincent’ın yakın dostları Lucien Lessard ve eğlence düşkünü Henri Toulouse-Lautrec’in bu sorular aklını karıştırır ve Vincent’ın ölümünün ardındaki sır perdesini aralamaya karar verirler. Araştırmaları onları on dokuzuncu yüzyılın sonlarında Paris’in sefahat ve sanatla iç içe geçmiş dünyasından gerçekdışı bir dünyaya çıkarır.Kutsal Mavi, dansçı kızların, bayat ekmeklerin ve kaliteli Fransız konyaklarının su gibi aktığı; entrika, şehvet ve sanat tarihinin birbirine karıştığı sürprizlerle dolu bir roman.
“Memo’nun Macerası” üçüncü kitapla sonlanıyor
Gizemli Günler/Sevgi Saygı/Günışığı Kitaplığı
Senarist, yazar Sevgi Saygı’nın Babam Nereye Gitti? ile başlayan ve Amcama Neler Oluyor? ile süren “Memo’nun Macerası” dizisi, üçüncü kitap Gizemli Günler ile noktalanıyor. Yazar, dedektif öykülerinin gerilimini ve bilimkurgunun tadını ustaca harmanladığı kitabında, okuru bilinmeyenin sınırlarında dolaşan, heyecan verici bir maceraya davet ediyor. Memo, ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte içine daldığı ve gün geçtikçe daha karmaşık hale gelen tuhaf olayları çözmek için elinden geleni ardına koymamaya yine kararlı. Bazen umutları kırılsa ve öfkeye teslim olsa bile… Aileden iş yaşamına, cesaretten ilk aşka, yaşamın farklı yüzlerini ve duygularını sürükleyici bir kurguda bir araya getiren dizi, gündelik yaşamdan beslenen esprili diliyle her yaştan okuru sarıp sarmalayacak sıradışı ve eğlenceli bir okuma vaat ediyor.
Thomas Allom'un resimlediği manzaralar
CONSTANTINOPLE AND ITS ENVIRONS
(Elle Renklendirilmiş 97 adet Gravür)/Thomas Allom - Robert Walsh/Denizler Kitabevi
Thomas Allom’un, 1838 yılında Londra’da yayınlanan eşsiz eserinin tıpkıbasımı Denizler Kitabevi tarafından gerçekleştirildi. Birbirinden kıymetli, elle renklendirilmiş 97 adet Türkiye gravürünün yer aldığı kitabın metinlerini, uzun yıllar İstanbul’da yaşamış olan Robert Walsh yazdı.
İstanbul’un çeşitli görünümlerinin bulunduğu eserde Bursa, Manisa, İzmir, Efes, Bergama ve Pamukkale gibi tarihin önemli antik kentlerinin gravürleri de yer alıyor.Kitabın sayfalarını çevirirken binalar, manzaralar, insanlar arasında kaybolacak; kahvehane, mezarlık, harem, hamam, kilise, cami gravürleri ile dönemin sosyal ve kültürel hayatından kesitler izleyeceksiniz. Dekoratif ciltte, özel kağıda basılmış olan eser hiçbir orjinal nüshada dahi görülemeyecek güzellikteki renkli gravürleriyle ön plana çıkıyor. Gravürlerde görülen yerler, insanlar hakkında bilgiler, açıklamalar, yorumları içeren metin ise İstanbul hakkında araştırma yapan akademisyenlere, roman ve hikayecilere yaklaşık 170 senedir kaynak oluşturuyor. Thomas Allom'un resimlediği manzaralar kazıma tekniği ile çelik üzerine hak edilerek üretilmiş ve bu eser 1838 senesinde basılmıştır. Tahmin edileceği gibi bugüne kıyasla çok fazla emek ve zaman harcanarak üretilen bu tür görsel eserler fotoğrafın* yeni yeni icat edildiği yıllarda olduğu için görsel en önemli kaynaktı. Yabacıların bu kadar zahmetle ürettikleri bu eser Osmanlı Devleti'nin çökme döneminde de halen ne kadar önemli ve güçlü olduğunun bir göstergesidir.
* İstanbul'un ilk fotoğrafları 1851 de Kırım Harbi sebebiyle İstanbul'a gelmiş olan James Robertson tarafından çekilebilmiştir.