Sansüre uğrayan filmin oyuncusu: Terapi gruplarına katıldım
Yeşim Ustaoğlu'na Altın Portakal'ı getiren 'Tereddüt' filminin iddialı oyuncusu Funda Eryiğit: "Ben de ‘başkaları ne der?’ lafına takılmışım"
Dört başı mamur bir Yeşim Ustaoğlu filmi. Hatta altını çizmek gerekir ki ‘bir kadın filmi’ Tereddüt... Cüretkar sahneleriyle dikkat çeken film, +18 almamak için vizyona orijinal sahneleri yeniden kurgulanarak girdi.
Neslihan Akdaş, Vatan'ın Pazar eki için bu hafta vizyona giren filmin oyuncularından Funda Eryiğit’le konuştu:
İstanbul’da yakın ama bir o kadar da uzak bir sahil kasabasında görev yapan psikoloğu canlandırıyorsunuz. Çocuk yaşta zorla evlendirilen ve ardından büyük bir travma geçiren Karadenizli Elmas, hastası olarak hayatına girdi. Ve iki kadının da hayatı sonrasında çok değişti. Şehnaz’ı canlandırdıktan sonra sizde değişimler oldu mu?
Değişti tabii. Birincisi kendi hayatımda kabullendiğim pek çok şeyin aslında bana rahatsızlık veren, istemediğim şeyler olduğunu gördüm. Film seyirciye de bunu hissettirse ne güzel olur. Bi taraftan o kadar önceden çekmiştik ki, araya iki yıl girdi. Neler yaşadık, ne çektik, süreç hafızamdan silindi. Tekrar izlediğimde benim oynadığımdan daha öte bir şey olduğunu gördüm. Ve bir kez daha izlediğimde bütününü görebildim. Filmi çekilirken hissettiğim, düşündüğüm şeylerin daha ötesinde bir film çıkmış ortaya. Oynarken fark edemediğim şeyleri izlerken fark ettim. Şenaz’la Elmas arasındaki derin bağı izlerken daha güçlü hissettim.
Elmas ve Şehnaz bambaşka hayatlar yaşayan kadınlar. Neydi aralarındaki bağ?
Kendilerini hayatta ifade etme yeteriliği. Şehnaz, şehirli, mesleğinde iyi, dışarıdan imrenilesi bir evliliği var. Mimar eşinin maddi durumu yerinde, çok güzel bir evleri, eğlenceli bir sosyal hayatları var. Ama Şehnaz’ın arzuladığı, düşündüğü şeylerin karşılığı hayatında yok. O bunu kanıksamış, sorgulayana kadar böyle geçmiş. Elmas ise mağdur, istemediği bir hayatın içinde. Ama onunki bir tercih değil. Talepleri, arzuları, ihtiyaçları, neşesi bastırıldığı bir ortamda yaşıyor. İnsan olarak, kadın olarak biz bir şekilde kendimizi baskılar hale geliyoruz. Şehirde, taşrada, köyde öyle yetiştiriliyoruz ki kadın olarak özgürleşmemiz daha zor.
Yeşim Ustaoğlu komik bir kadın
Yönetmen Yeşim Ustaoğlu olmasa bu hikaye kadar iyi yansıtılır mıydı?
Senaryo da Yeşim’in. Yeşim çalışması kolay bir yönetmen değil. Ama bazen de öyle su gibi akıp gitti ki hiç anlamadım. Yeşim’in dikte eden tarzı yok. Biz öncesinde çok pravo yaptık ve sahnelere çok iyi çalıştık. Yeşim genelde oyuncunun kendi kuvvetinden çıkana, onun akmasını sağlamaya yönlendiriyor. Hiçbir zaman ‘hayır bu böyledir’ diye direktifte bulunmadı. Ama öncesinde karakterin eylem ve eylemsizliği üzerine çok konuştuk. Sette, pravoda yaptığımızın çok dışında aktığımız anlar da oldu. Bu arada hiç çaktırmıyor ama Yeşim oldukça komik bir kadın.
Röportajın devamı için:
http://www.gazetevatan.com/ben-de-baskalari-ne-der-lafina-takilmisim-1018635-pazar-vatan/