Sanatçılar Grişimi'nden Kırca'nın sözlerine neden tepki yok?
Neslihan Acu: "Kırca, ettiği sözlerle Sanatçılar Girişimi'nin etkinliğini buz gibi sabote etmiş durumda ama aralarında Tarık Akan, Atal Behramoğlu, Edip Akbayram gibi isimlerin bulunduğu Girişim'den tıs yok."
Neslihan ACU/YENİ ASIR
Sanatçılar Girişimi'ni magandalar girişimine çevirmek
Levent Kırca'nın devirdiği çamlardan, kırdığı potlardan hepimize fenalık geldi ama o, dur durak bilmiyor. Her densizliği bir öncekini gölgede bırakıyor.
"Sanatçılar Girişimi" gecesinde, konuşma sırasının bozulmasına, Kılıçdaroğlu'nun öne alınmasına çok fena öfkelenen Kırca, o pek "tonton" görüntüsünün arkasındaki gerçek tipini bir kez daha faş ediverdi, "İşi varmış gidiyormuş... Benim de işim var, belki bir karı buldum onu düzecem" sözleriyle.
Kadınları "karı" olarak gören, doğal sevişme eylemini ise "düzmeye" indirgeyen bir sanatçı(!) var karşımızda.
"Ya boş ver, altı üstü Levent Kırca işte, ne olacak!" da diyemiyorum kendime. Tüm gençliğimiz onun "Olacak O Kadar"larıyla geçti, bir şekilde etkiledi hepimizi o yıllarda.
O skeçlere gülmesine çok gülerdim de, canavarın ayak seslerini aslında ta o zamanlardan duyardım. Gülmekten geberdiğimiz her skecin dibine, insanı buz gibi soğutan bir didaktik bölüm ekler, illa ki "kafalara vura vura" bir ders verirdi.
"Eli sopalı öğretmen" mizahçılığı yetmedi, kafasını bir de "jet ski" ile bozdu, hatırlarsınız. Ski ski ski diye aylarca beynimizi yedi.
Bıkmadan usanmadan yinelediği "sarhoş tiplemesi" ile de toptan illallah dedirtti.
Son 5-6 yıldır da, sebep olduğu rezaletlerle daima gündemin tepesinde.
Ama bu sonuncusu, bu 'karı'lı ve 'düzme'li cümlesi, her şeyin üstüne tüy dikti.
İşin tuhaf tarafı, Sanatçılar Girişimi'nden Kırca'nın bu rezalet sözlerine bir tepki yok şu ana dek. Ne bir kınama, ne bir ayıplama.
Kırca, ettiği sözlerle Sanatçılar Girişimi'nin etkinliğini buz gibi sabote etmiş durumda ama aralarında Tarık Akan, Atal Behramoğlu, Edip Akbayram gibi isimlerin bulunduğu Girişim'den tıs yok.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz mı diyorlar yoksa? Gündeme gelelim de nasıl olursa olsun mu diyorlar?
Öyle diyorlarsa kafa olarak Kırca'dan pek farkları yok demektir.
Kılıçdaroğlu ise tuhaf bir açıklama yaptı: "Kırca'nın açıklamalarına söyleyecek bir şey bulamıyorum, sanatçılarla karşı karşıya kalmak istemem, dünyanın en tehlikeli işidir. Sanatçı sanatçıdır."
Hayret ki ne hayret!
Neymiş dünyanın en tehlikeli işi? Seviyemi oralara düşüremem mi demek istiyor, ne demek istiyor, belli değil.
Öte yandan, pek sayın Kırca da az önce özürlerini sundu medyaya. "Yanlış bir kelime kullanmış olabilirim, dilim sürçtü" diyor. O yüzden kadınlardan ve CHP'ye gönül verenlerden özür diliyormuş. Ancak, Kılıçdaroğlu'ndan özür dilemezmiş!
Kendilerine buradan hatırlatayım... "Dil sürçmesi" değil "beyin sürçmesi"dir başına gelen.
Yazını devamı için tıklayın