Rock şarkıları alaturka yorumlayan Şevval Sam'dan tv100'de samimi açıklamalar
Ünlü sanatçı Şevval Sam, tv100'ün gündem olan programlarından Az Önce Konuştum'da Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtlıyor. Sam, son projesine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sam son çalışmasında rock şarkıları alaturka yorumlamıştı.
tv100'ün ilgiyle takip edilen programı Az Önce Konuştum'a, oyuncu ve şarkıcı Şevval Sam konuk oldu. Şevval Sam Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtladı.
Şevval Sam'ın açıklamalarından satır başları:
-(İyi yapılmış bir şarkıya hangi elbise giydirilirse olur?) Bunlar çok iyi şarkılar. Kötü bir şarkı olursa hangi foruma sokarsan sok olmaz. Fakat hikâyenin başladığı dönemi anlatayım.
"YENİ BİR KONFOR ALANI SUNUYORUM"
-(Rock şarkıları alaturka söylüyorsun bu fikir nereden geldi?) Yasak Elma'nın ilk döneminde Neslihan diye bir arkadaşım var. Bir araya geldik TV’de Mor ve Ötesi'nin arkasından Şebnem Ferah'ın senfonik konserlerini açtılar. İnanılmaz yüksek bir enerji, acayip etkileniyorsun. Benim hep tersten bakışım vardır. Hemen repertuarımı yaptım, ekibimi kurdum, provalarına yaptım, stüdyoya girdim. Üç tane şarkı kaydettim.
-Aslında yıllardır dinlemeye alıştığımız, söylemeye alıştığımız ikonik şarkıları sen al başka bir formata çevir, başka türlü söyle ve bütün insanların konfor alanlarını yık, ortadan ikiye ayır. Bu gerçekten bir cesaretmiş, İnsanların konfor alanları yıkmak. Ben insanlara yeni konfor alanı yaratmak için sanki bu şarkılar böyleymiş gibi bir anlayışla yeniden düzenledik. Bu, ben size yeni bir konfor alanı sunuyorum gibi bir bakış açısı.
-Klasik müzik dinlerken de o müziğin içine girmek, oradaki bütün detayları ayrı ayrı dinlemek, her müziği aslında böyle dinliyorum, böyle dinleyemeyeceğim müzikleri de dinleyemiyorum. Müzik benim hayatımda başrol oyuncusu. Herhangi bir yerde fonda çalan kötü müzik dikkatimi dağıtıyor, kayıtsız kalamıyorum.
-Müzikte birçok insandan daha az şey biliyor olabilirim. Nota bilmiyorum aslında ben. Fakat bizde genetik bir aktarım var ki sülale müzisyen.
"HEDEFİME HİÇBİR ZAMAN ŞÖHRETİ KOYMADIM"
-(Müziği geliştirmek için her zaman yeni arayışlar gerek diyorsun. Arayışlardan biri bu değişim. Bu arayış tüketmeye alıştığımız dönemde Şevval Sam gibi bir marka için çok riskli bir arayış değil mi?)
-Neyi neden yaptığın burada devreye giriyor. Kimsenin alaturka söylemediği bir dönemde Gülbeyaz dizisinden yeni çıkmışız, herkes benden Karadeniz albümü beklerken benim albümüm SEK albümü oldu ve ben hastalık halinde dinlediğim alaturka şarkıları o dönemin sonuna en yakın tavrına en yakın haliyle söylemek istediğim için SEK albümünü yaptım. Karadeniz albümü yapmak benim için popülist bir hareketti ama ben bu kendi hayatımda önce sezgisel, daha sonra bilerek biraz kurgusal olarak yaptım. Önceden hayatla kurduğum ilişkiden kaynaklı popülist bakış açısıyla yapmadan bir şeyi popüler hale getirmek benim için daha eğlenceli. Bunların hepsi bir oyun alanı çünkü.
-Hedefime hiçbir zaman şöhreti koymadım, şöhret bir sonuç. Parayı koymadım, çok parasız olduğum, dolandırıldığım zamanlar oldu. İstismar edildiğim oldu, ya da çok para kazandığım bir işe gitmek yerine çok para kazanmadığım bir şeye gitmeyi tercih ettiğim oldu.
"MÜZEYYAN SENAR BENİM İCİN İDOLDÜ"
-Kimsenin alaturka yapmadığı dönemde alaturka yaptım. Benim için o dönem en önemli idoldü Müzeyyen Senar. Benden sonra Şevval var diye röportaj verdi, çok mutlu oldum.
"ŞİMDİ GÖZÜMDEN YAŞ GELİRCESİNE GÜLME KRİZLERİM OLUYOR"
-(Sulu gözlü biri misin?) Küçükken çok sulu gözdüm. Tık deyince iki tane damlardı. Sonra benle çok dalga geçmeye başladılar. Ben de ağlamamak için gülmeye döndürdüm. Şimdi gözümden yaş gelircesine gülme krizlerim oluyor. Bir çözülme gibi aslında. Yasak Elma'da çok yorulduğum zaman ortalığı terörize etmem. Bir şey çok çabuk sinirimi bozar gülmeye başlarım. Gözümden yaşlar gelir. Şevval yoruldu derlerdi. Bazı sahnelerde ağlayamayınca buraları açmaya karar verdim. Artık biraz daha ağlıyorum. Ağlamayı çok sevdiğimi söyleyemem.
"GÜZEL SANATLAR MEZUNUYUM DEMEYE CESARET EDEMİYORUM"
-(Sürekli sahneye çıkıyorsun. TV'de çok seyredilen popüler işlerde oluyorsun. Hiç kimsenin yapamadığı, yapmaya cesaret edemediği işleri yapıyorsun. Konserlere çıkıyorsun. Buna nasıl yetişiyorsun?) Sürekli kafamda bir proje gelişiyor. Kreatif insanların davranış paterni olabilir bu. Her şey bana ilham verici olabiliyor. Daha fazla ilham alabileceğim alanlara dahil olmak istiyorum.
-Güzel Sanatlar mezunuyum ama devamsızlıktan kaldım. Mezunuyum demeye cesaret edemiyorum ama bana müthiş bir estetik disiplin kattı.
"BEN TARO'YU ANNEM BENİ KAYIRMAZ"
-(Annen albümü dinleyince ne hissetti?) Biz objektif bir bakış açısı koyarız. Ben Taro'yu kayırmam. Annem beni kayırmaz. Olmamış bir şey olduğunda onu mutlaka söyledi. Onu da düzelttim. Annem müthiş bir figür bizim için. Hayat mücadelesi içinde bizimle ilgilenemediği alanlar oldu. Onun mücadele içinde sağlam, dik duruşu, taviz vermemiş hâli benim için bir rehber mahiyetindeydi. Müthiş bir rol model oldu bize. Bana parmak izimi keşfetmeyi öğretti. Ben her şeye kendi parmak izimi basmaya çalışıyorum.
"EN ÇOK BEN AĞLAMIŞ OLABİLİRİM"
-Son dönemde o yoğun tempoda bazen senaryoyu bile okumaya fırsatım olmuyordu ama ne diyeceğini çok iyi biliyordum çünkü çok iyi tanıyordum Ender’i. O benim için bir konfor alanıydı, o alışkanlığımdan çıkarken çok ağladım, en çok ben ağlamış olabilirim.
"9 AY DUA ETTİM FUTBOLCU OLMASIN DİYE"
Tarık Emir malzemesini iyi kullanan bir çocuk, farkındalığı çok yüksek, entelektüel olarak kendini çok geliştirmiş, alçakgönüllü ve saygılı, dolayısıyla iyimser de bir yapı ve disiplinli, işi konusunda çok disiplinli. 9 ay dua ettim futbolcu olmasın diye ama biraz da şöyle bir şey, aileye bir tane efsane yeter. Belki ilgisini çeker tepkili olmayayım diye top verdik, hiçbir şey olmasa kaleci olur belki diye ama daha bebekti boyalara gitti, şarkılar söyledi, kendi bestesini yaptı.