Rekabet arttı, diziler ekonomiyi canlandırdı!
Türkiye'nin dizi ihracatı gelirlerinin 15 kat artarak 150 milyon dolara ulaştığı bildirildi.
Deloitte Türkiye, Türkiye'de dizi sektörü, televizyon izleme alışkanlıkları, yapım şirketlerinin ciroları ve Türkiye dizilerinin ekonomiye katkısını ele alan "Dünyanın En Renkli Ekranı: Türkiye'de Dizi Sektörü" araştırmasını yayınladı.
Araştırmaya göre, Türkiyeli izleyici 2008 yılında günde ortalama 4,4 saat televizyon izlerken, internetin yaygınlaşması ve artan online video izleme oranı etkisiyle bu rakam ortalama 3,9 saate düştü.
Düşüşe rağmen Türkiye, günlük ortalama televizyon izleme süresi bazında 3,5 saatlik OECD ortalamasının üstünde yer alıyor.
Dijital reklam yatırımlarında 2009'dan bu yana yaşanan yıllık ortalama yüzde 30'luk büyümeye karşın televizyon, medya yatırımlarında yüzde 58'lik bir payla hala açık ara en çok tercih edilen mecraların başında geliyor. Bu oran Avrupa'da yüzde 25, dünya genelinde ise yüzde 40 düzeyinde bulunuyor.
2013-2014 döneminde prime time'da yayınlanan programların süre olarak dağılımına bakıldığında yüzde 62,5'luk ortalama ile diziler ve bunların tekrar bölümleri birinci sırada yer alıyor.
Buna ek olarak izleyiciler, farklı dizi temaları arasında en çok romantizm ögeleri barındıran dizileri beğeniyor. Dizilerden sonraki kendisine prime time'da en fazla yer bulan program türünün ise yüzde 17'lik bir pay ile yarışma ve eğlence programları olduğu görülüyor.
En uzun haftalık dizi 336 bölümle Arka Sokaklar
Araştırmaya göre reklam süreleri de dahil olmak üzere Türkiye'deki dizilerin yüzde 60'ının uzunluğu 120 ile 180 dakika arasında değişirken, 60 dakikanın altında süren diziler diğer birçok ülkenin aksine Türkiye'de neredeyse yok denecek kadar az.
Gelişmiş ülkelere göre daha uzun olan dizi sürelerinin Türkiye'de gelecek dönemde kısalmaması bekleniyor. Bunun en önemli sebebi ise reklam sürelerine kısıtlama getirilmesi ile oluşan finansal nedenler olduğu belirtiliyor.
Ayrıca dizi tekrarları ve özetlerinin yayıncı kuruluşlar için önemli bir ek gelir kaynağı olmaya devam edeceği kaydediliyor. Öyle ki dizi tekrarları ve özetler, yayınlanan toplam dizi süresinin yaklaşık yüzde 60'ını oluştururken, yeni bölümler sadece yüzde 40'ını oluşturuyor.
Bilinirliği yüksek dizilerin tekrarları ya da özetleri de izleyiciler tarafından rağbet görüyor; son sezonda gün bazında yapılan analizde ilk beşte yer alan programların yaklaşık yüzde 14' sadece dizi tekrar ve özetlerinden, prime time'ın yaklaşık yüzde 17'si de yine dizi özet ve tekrarlarından oluşuyor.
Araştırmaya göre, 2013-2014 yayın sezonu sonu itibariyle yayında olan diziler arasında bölüm sayısı dikkate alındığında en uzun haftalık dizilerin başında 336 bölümle Arka Sokaklar dizisi geliyor. Onu, 229 bölüm ile Kurtlar Vadisi, 156 bölüm ile de Çocuklar Duymasın takip ediyor.
Dizilere bölüm başına ödenen meblağ, dizinin türü, rekabet durumu ve senaryo gibi faktörlere bağlı olarak farklılık gösterse de, dizilerin yapım maliyetleri 200 bin ile 700 bin dolar arasında değişiyor.
Bu tutarın içerisinde en büyük maliyet kalemini oyunculara ödenen ücretler oluşturuyor; ünlü oyuncuların oynadığı büyük yapımlarda oyuncu maliyetlerinin payı yüzde 45'e kadar ulaşabiliyor.
Bölüm başına 200 bin dolar
Araştırmaya göre Türkiye dizileri, yakın geçmişte Orta Doğu ve Arap ülkelerine bölüm başına ortalama 500 dolar civarında satılırken, kalite ve bilinirlikteki artış ile bu fiyat bölüm başına 200 bin dolar seviyelerine kadar çıkıyor.
Balkan ülkeleri ve Arap dünyası ile sahip olunan bağlar ile fiziksel yakınlığın da etkisiyle dizi ihracatı gelirlerinin 2008'deki toplam 10 milyon dolarlık seviyesinden, 2013'te 150 milyon dolarlık seviyeye ulaşarak 15 kat arttığı tahmin ediliyor.
Dizi ihracatı Türkiye'ye olan ilgiyi de artırıyor. Örneğin dizilerin yayınlandığı ülkelerde yapılan araştırmada; 2011 ile 2012 ve 2013 yılları karşılaştırıldığında uçuş arama motorlarında Türkiye'yi arayan kişi sayısının iki katına çıktığı belirtiliyor.
Türkiyeli yapımcılarının son dönemdeki kurgu, çekim kalitesi ve oyunculuk alanlarındaki gelişen performans grafiğini devam ettirmeleri halinde, Türk dizilerine olan ilginin artarak devam edeceği öngörülüyor.
Açıklamada şunlar da kaydedildi:
"Dizi sektörüne yönelik spesifik devlet teşviklerinin olmaması, sektördeki yoğun rekabet, geleneksel televizyon kanalları dışındaki internet ağları gibi potansiyel satış kanallarının henüz emekleme aşamasında olması sektör oyuncularını yapımcı kuruluşların sürdürülebilir bir yapıda faaliyet göstermelerinin önündeki en büyük engellerden birisidir. Yapımcılar şu aşamada televizyonlardan bölüm başına alınan ücretler ve başarılı diziler için yurt dışındaki kanallara yapılan satışlardan elde edilen gelirlerle operasyonlarını devam ettiriyorlar. Burada da çok ciddi bir rekabet bulunuyor; gelir gider dengesini ve nakit akışını iyi yönetemeyen, doğru projeleri seçip başarılı bir şekilde hayata geçiremeyen, kurumsallaşma konusunda kendini geliştiremeyen yapım şirketleri, başarısızlık oranının bu denli yüksek olduğu bir piyasada riskleri daha iyi yönetme ihtiyacı ile karşı karşıya olacaklar."
Yarısından fazlası sezon sonunu göremiyor
Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte Türkiye TMT Lideri ve Ortağı Tolga Yaveroğlu, günlük hayatta gittikçe daha fazla yer almaya başlayan dizilerle ilgili bir çalışma yapmalarının başlıca nedeninin sektör paydaşlarının nitelikli veriye olan ihtiyacını dizilerle ilgili oluşturdukları veri tabanındaki bilgilerle karşılaştırmak, her sezon yayına giren yeni dizilerin yarıdan fazlasının sezon sonunu göremediği sektörde belli başlı sorunlarını ele almak ve özellikle yurt dışı pazarlarda rekabet gücünün daha da artması için öneriler sunmak olduğunu kaydetti.
Deloitte Danışmanlık Müdürlerinden Özen Demircan ise her sezon yayına giren 60-70 civarındaki dizinin yarısından fazlasının yoğun rekabet nedeniyle sezon sonunu göremediğini bildirdi.
Son dört yayın dönemi incelendiğinde, yayına başladığı sezon iptal edilen dizilerin yüzde 22'sinin henüz ilk 6 bölüm içinde, yüzde 29'unun ise 7. ve 12. bölümler arasında iptal edildiğine şahit olduklarını belirten Demircan, "Artan rekabetle birlikte ilk bölümlerde dizilerin yayından kaldırılma oranı da son yıllarda hızla artıyor. İzleyiciler kurguda ya da oyuncu kalitesinde belli bir seviyeyi tutturamayan yapımlara alternatiflerin bolluğu nedeniyle ilgi göstermiyor; yayıncı kuruluşlar da genelde prime time'da yayınlandığı için kanalın genel performansını olumsuz etkileyebilecek reyting performansı düşük bu yapımlara karşı sabırlı olamıyorlar" şeklinde konuştu. (AA)