Oscar'ın Yabancıları İstanbul Modern Sinema'da

İstanbul Modern Sinema, "Oscar’ın Yabancıları" başlıklı programla ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisine aday adayı olan filmleri bir araya getiriyor.

İstanbul Modern Sinema, Oscar heyecanı yaklaşırken 10-20 Ocak tarihleri arasında düzenlenen Oscar’ın Yabancıları başlıklı programla ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisine aday adayı olan filmleri bir araya getiriyor.



Oscar’ın Yabancıları programında, çekişmeli geçecek Oscar yarışına başvuran 71 ülkenin adaylarından öne çıkan dokuz film yer alıyor. 



Programdaki filmler Oscar aday adayı olmalarına karşın aslında Hollywood kulvarının dışında, dünya festivallerinde hit olmuş, farklı diller ve kültürlerden filmlerin bir araya geldiği bir seçkiyi temsil ediyor.



Programda gösterilecek filmlerden Yasak Aşk (A Royal Affair), Yukarıdaki Çocuk (L'enfantd'enhaut), Tepelerin Ardında (Dupa Dealuri) ve Can Dostum (Les Intouchables) Oscar’ın ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ kategorisinin ilk dokuz filmi arasında yer aldı.



Oscar için yarışacak beş film ise diğer kategorilerin adayları gibi 10 Ocak’ta açıklanacak.



Programda gösterilecek olan, Danimarka’nın adayı, 2012 yılında Berlin Film Festivali’nde ‘En İyi Senaryo’ ve  ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dallarında Gümüş Ayı kazanan Nikolaj Arcel’in yönettiği Yasak Aşk (A Royal Affair) saray etrafında geçen iyi bir dönem filmi.  İtalya'dan Paolo ve Vittorio Taviani'nin Sezar Ölmeli’si (Cesare Deve Morire) bu yıl Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazandı. Fransa’nın adayı Olivier Nakache ve Eric Toledano’nun yönetmenliğini üstlendiği Can Dostum (Les Intouchables) büyük gişe hasılatı yaptı.



Romanya’nın adayı, yönetmenliğini Cristian Mungiu'nun yaptığı epik bir şeytan çıkarma filmi olan Tepelerin Ardında (Dupa Dealuri) Cannes’dan ‘En İyi Senaryo’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülleriyle döndü. İspanya’dan Pablo Berger’in yönettiği Pamuk Prenses (Blancanieves) son yıllarda çok çeşitli biçimlerde yorumlanan Pamuk Prenses masalını 1920′ler İspanyası, boğa güreşi ve sessiz sinemayla buluşturan iddialı bir uyarlama. Almanya’nın adayı olan, bu yıl Berlin Film Festivali’nden ‘En İyi Yönetmen’ ödülü alan ve Christian Petzold’un yönettiği Barbara adlı film 80’li yıllarda Doğu Almanya’da geçiyor.



İsviçre’nin adayı, Ursula Meier’in yönettiği Yukarıdaki Çocuk (L'enfantd'enhaut), epik bir kar fonunda iyi kurgulanmış öyküsü ve güçlü oyunculuklarıyla öne çıkıyor. Avustralya’nın adayı, Cate Shortland’in Savaşın Gölgesinde (Lore) savaş sonrası acıları ve değişen dünyaya karşı büyümenin zorluklarını ele alan bir dram. Oscar’ın Yabancıları programı kapsamında Türkiye’nin Oscar aday adayı, İsmail Güneş’in yönettiği, namus cinayeti üzerine bir tür yol hikayesi olan Ateşin Düştüğü Yer de gösterilecek.



Yukarıdaki Çocuk (L'enfantd'enhaut)



İsviçre, 2012, 97’



Yönetmen: Ursula Meier



Oyuncular: Léa Seydoux, Kacey Mottet Klein, Martin Compston



Dil: Fransızca, İngilizce



İsviçre’de lüks bir kayak merkezinde geçen bu dram, işsiz ablasıyla beraber Alp Dağları’nın eteklerindeki sanayi kasabasında yaşayan on iki yaşındaki Simon’ı izliyor. Simon, her gün teleferikle yukarıya çıkarak, kayak tatiline gelmiş zengin turistlerden çaldığı ekipmanları aşağıda satarak kendisine ve ablasına bakmaktadır. Simon’ın işleri tanıştığı düzenbaz bir adam yüzünden değişir. Yukarıdaki Çocuk epik bir kar fonunda iyi kurgulanmış öyküsü ve güçlü oyunculuklarıyla önemli bir aday.



Yasak Aşk (En kongeligaffære)



Danimarka, 2012, 137’



Yönetmen: Nikolaj Arcel



Oyuncular: Mads Mikkelsen, Alicia Vikander, Mikkel Boe Folsgaard



Dil: Danca, İngilizce, Almanca



2012 yılında Berlin Film Festivali’nde ‘En İyi Senaryo’ ve  ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dallarında Gümüş Ayı kazanan Yasak Aşk, romantik bir masal üzerinden idealizmin trajik çöküşünü destansı bir dilde anlatıyor. Film, Alman amatör filozof ve hekim Johann Friedrich Struensee’nin, Danimarka Krallığı arkasındaki büyük güce dönüşmesini gözler önüne seriyor. VII.Christian’ın özel hekimi olarak atandıktan sonra Johann, akıl sağlığını neredeyse tamamen kaybetmiş olan kral ile kurduğu yakın arkadaşlığı toplumsal değişime yol açmak ve her şeyden de önemlisi monarşiyi yok etmek için kullanır. Kısa bir süre sonra kanunların altına imza atacak yetkiye de kavuşan Johann’ın artık krala da ihtiyacı kalmaz ve başkaldırır.





Yasak Aşk



Barbara



Almanya, 2012, 105’



Yönetmen: Christian Petzold



Oyuncular: Nina Hoss, Ronald Zehrfeld, RainerBock



Dil: Almanca



Bu yıl Berlin Film Festivali’nden ‘En İyi Yönetmen’ ödülüyle dönen Barbara, 80’li yıllarda Doğu Almanya’da geçiyor. Rejimle yaşadığı sorunlar nedeniyle önce tutuklanan, daha sonray taşraya sürgüne gönderilen doktor Barbara, her hareketi gözetlense de Batı’ya kaçmakta kararlıdır. Fakat bu küçük kasabada tanıştığı meslektaşı André, değer yargılarını tekrar gözden geçirmesine aracı olur. Ülkemizdeki ilk gösterimi bu yılki İstanbul Film Festivali’nde gerçekleşen Barbara, yakın dönem Alman sinemasının en önemli yönetmenlerinden Christian Petzold’un imzasını taşıyan soğukkanlı ve olgun bir drama.



Can Dostum (Intouchables)



Fransa, 2012, 112’



Yönetmen:  Olivier Nakache, EricToledano



Oyuncular:  François Cluzet, OmarSy,  Anne Le Ny,  AudreyFleurot, ClotildeMollet



Dil:Fransızca



Bu yılki Cesar ödüllerinde ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ (François Cluzet) dahil toplam 9 adaylık kazanan Can Dostum, Fransa’da gişe rekoru kırarak “tüm zamanların en fazla izlenen Fransız filmi” unvanını kazandı. Gerçek olaylardan uyarlanan filmde, geçirdiği kazadan sonra felç olan zengin aristokrat Philippe, cezaevinden çıkmış banliyö delikanlısı Driss’i bakıcı olarak işe alır. Herkes Driss’in bu iş için uygun olmayacağını düşünürken, Philippe ona inanır ve bir şans verir. Normal koşullarda yan yana gelmesi neredeyse imkansız bu iki zıt dünya görüşünün çarpışmasının ve zamanla çılgın bir dostluğa dönüşmesinin hikayesini izleyen, ucundan sosyal meselelere değinen, sınıf eleştirisi yapan komik, duygusal ve insancıl bir film.



Pamuk Prenses (Blancanieves)



İspanya, 2012, 112’



Yönetmen:  Pablo Berger



Oyuncular:  Maribel Verdú, Ángela Molina, Daniel Giménez Cacho, Inma Cuesta



Dil:Sessiz



Görselliği de dramı da güçlü olan bu Oscar aday adayı, son günlerde televizyon ve sinemada çok kez uyarlanan Pamuk Prenses hikayesine yeni bir yorum getiriyor. Pablo Berger imzalı bu siyah-beyaz, sessiz film, Grimm Kardeşler’in masalını 1920′ler İspanyası ve boğa güreşiyle buluşturarak yeni ve iddialı bir uyarlama sunuyor. San Sebastián Uluslararası Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ kazanan film bir arenada başlıyor. Danteller içindeki kötü kraliçe, asil bir matador, zehirli elmalar, kızgın boğalar ve Flamenko eşliğinde cesur bir Pamuk Prenses… Büyüdüğünde babası gibi boğa güreşçisi olmak isteyen Carmencita’nın masalı, aynı zamanda çekilen The Artist gibi ilhamını sessiz sinemadan alıyor.



Sezar Ölmeli (Cesare deve morire)



İtalya, 2012, 76’



Yönetmen: PaoloTaviani, VittorioTaviani



Oyuncular: Cosimo Rega, Giovanni Arcuri, Antonio Frasca, Juan Dario Bonetti,



Dil: İtalyanca



Berlin’de Altın Ayı kazanan filmin tüm oyuncuları Yüksek Güvenlikli Rebibbia Hapishanesi’nin mahkûmlarından oluşuyor. Endişe, umut ve sanattan geçen bir yolu izleyen bu filmin kahramanları, hapishanede Shakespeare’in ‘Julius Caesar’ oyununu sahneye koymaya karar verirler. İtalyan sinemasının usta yönetmenleri, Taviani Kardeşler oyunu gerçekleştirmek için biraraya gelen mahkumların günlük hapishane yaşamlarıyla performans sanatını, gerçekle kurmacayı birbirine geçiren bir kurguyla anlatıyorlar. Oyunun prodüksiyonu için hapishane mimarisini dramatize ederek yaratıcı bir dekora dönüştüren ve böylelikle mekan kavramını da araştıran, uğraştığı toplumsal meselesiyle de “eski kafalı”, nostaljik bir film Sezar Ölmeli.



Tepelerin Ardında (Dupa Dealuri)



Romanya, 2012,150’



Yönetmen: Cristian Mungiu



Oyuncular:Cosmina Stratan, Cristina Flutur, Valeriu Andriuta, Dana Tapalaga



Dil: Rumence



2012’de Cannes Film Festivali’nden ‘En İyi Senaryo’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’ (C. Stratan& C. Flutur) ödülleri ile dönen film, Romanya kırsalında bir Ortodoks manastırında geçiyor. Almanya'dan dönen Alina, çocukluk arkadaşı Voichita'yı almak üzere manastıra gelir. Voichita dünyada onu seven ve sevdiği tek insandır. Ne var ki, o artık rahibe olmuştur. 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün ile beş yıl önce Altın Palmiye'yi kazanan Romen yönetmen Cristian Mungiu, Romanya'nın Oscar adayı olan son filminde kendi sözleriyle "sevginin iyi ve kötü kavramlarını nasıl göreceli bir hale dönüştürdüğünü ve dünyadaki en büyük hataların nasıl inanç adına yapıldığını" anlatıyor.





Tepelerin Ardı



Ateşin Düştüğü Yer



Türkiye, 2012, 105’



Yönetmen: İsmail Güneş



Oyuncular: Hakan Karahan, Elifcan Ongurlar, Yeşim Ceren Bozoğlu



Dil: Türkçe



Kadına yönelik şiddet ve töre cinayetlerini gerçek bir hikayeye dayandırarak işleyen film, İsmail Güneş’in üçlemesinin sonuncusu. Montreal Film Festivali'nden büyük ödül alan 'En İyi Film' ve Cannes’dan FIPRESCI ödülü ile dönen film şimdi Türkiye’nin Oscar adayı. Çiftçi bir ailenin 16 yaşındaki kızları Ayşe, beklenmeyen bir şekilde rahatsızlanır ve ameliyata alınır. Bu sırada küçük kızlarının hamile olduğunu öğrenen aile töreye boyun eğmek zorunda kalır. Kızlarını ‘yaşatmak’ için büyük mücadele vermiş olan aile bu defa ‘öldürmek’ için mücadeleye girişir. Öldürme işini üstlenen baba Osman, kızı Ayşe ile bir yolculuğa çıkar. Osman yol boyunca kızını zehirlemek için çaba gösterirken, kız öldürüleceğini bilmemektedir. Baba ve kızın bu yolculuğu ikisi için de birbirlerini yeniden tanıma ve sevme şansını doğurur. Sevgi, töre ve pişmanlık duygusu üzerine dokunaklı bir film.



Savaşın Gölgesinde (Lore)



Avustralya, 2012, 108’



Yönetmen: Cate Shortland



Oyuncular: Saskia Rosendahl, NeleTrebs, André Frid, Mika Seidel, KaiMalina



Dil: Almanca



Avustralya’nın 2013 Oscar adayı olan filmde, Nazilere mensup annesiyle babası 1945 yılında müttefikler tarafından tutuklanınca ortada kalan genç Lore, dört kardeşini de alıp, 900 kilometre ötedeki Hamburg'daki büyükannesine doğru yola koyulur. Savaşın bitişiyle hüküm süren kargaşa, yokluk ve acının ortasında, Thomas adında gizemli bir Yahudi mülteciyle karşılaşması Lore'un dünyasını alt üst eder. Lore, tehlikeli yolculuklarında hayatta kalabilmek için düşman bildiği, hep nefret etmesi gerektiği öğretilen birine güvenmek zorunda kalacaktır. Savaş sonrası acıları ve değişen dünyaya karşı büyümenin zorluklarını ele alan bir dram.




Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Narin Güran cinayetinde 3 kişi daha evdeymiş Dikkat! Meteorolojiden kritik uyarı geldi Kayıp iki sevgili ölü bulundu Uras, Bahçeli görüşmesine aracılık eden ismi verdi Asgari ücret için bir öneri de Ebru Polat'tan...