Ocak ayı enflasyonunda korkutan rakam. 2024 Ocak ayı enflasyonunu açıkladı. Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş'tan dikkat çeken enflasyon çıkışı
Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelesi sürerken 2023 enflasyon rakamları da belli oldu. Gözler şimdi 2024 yılının ilk rakamlarında. Ünlü ekonomist ocak ayı enflasyon rakamıyla ilgili korkunç rakamı şimdiden duyurdu.
Ekonomim.com'dan Alaattin Aktaş'ın "Ocak ayı enflasyonunda çift hane endişesi" başlıklı yazısından bir bölüm
Doğru, çok iddialı bir orandan söz ettiğimin farkındayım. Ama mutlaka çift haneli bir düzeye çıkılacağını söylemiyorum, böyle bir endişenin varlığından söz ediyorum.
Somut bazı veriler bir yana, şöyle bakın bir etrafınıza, bakın bir fiyatlardaki değişime! İnanılmaz değil mi...
Hem artık oran algımız da çok değişti.
Artık öyle yüzde 5’lik, 10’luk zamlar kimseyi tatmin etmiyor, “Yapmışken tam yapalım” dercesine bir yaklaşım sergileniyor. Yapan yüzde 20’den az zam yapmıyor.
Doğrusu böylesine bir zam furyası çok fazla görülmemiştir.
Özellikle hizmetler sektöründeki zamlar...
Geniş bir kesim, maliyet artışını nihai satış fiyatına yansıtabilme olanağına sahip. Bunlar maliyetteki 10 birimlik artışı sanki 15 ya da 20 birimmiş gibi nihai fiyata yansıtıyor.
Sonra da ortaya inanılmaz fiyatlar çıkıyor.
Eskiden Bodrum’daki lahmacun fiyatı pek popüler bir fiyat göstergesiydi. Şimdi sanki Türkiye’nin her yeri Bodrum oldu, bir tatil yöresi oldu; her yerde bir bardak su bile, bir bardak çay, kahve bile inanılmaz fiyatlara satılmaya başlandı. Bu durumdan şikayet eden mi var, hemen itiraz sesleri yükseliyor:
“Çayını, kahveni orada içmek zorunda mısın, lüks yerlere gidiyorsan şikayet etmeyeceksin!”
Lüks yer kavramı herkese göre değişir tabii ki ama burada temel ölçü birilerinin lüks olarak gördükleri yerlere aynı kişilerin artık gidemez hale gelmesidir.
Belli bir işin, belli bir kazancın var; hep aynı kafede çay, kahve içme, aynı restoranda dostlarınla buluşup yemek yeme alışkanlığın var, artık onu yapamıyorsun.
O mekanlar son dönemde lüks olmadı, zaten lüks değillerdi; giderek yoksullaşan sabit gelirli artık oralara gidemediği için sıradan olan bu mekanlar lüks görülmeye başlandı.
Sabit gelirliysen, çok yüksek gelirli istisnai kesim hariç, artık neredeyse yoksulsun. Fiyatını sormadan neredeyse bir bardak su bile içmiyorsun.
Hani orta direk yok oldu diyoruz ya, işte onu yaşıyoruz.
Gidişat fena...
Hani o fiyat etiketleri sabah-akşam değiştiriliyor ya, bunun temel nedeni maliyet artışları. Ne var ki dediğim gibi maliyet 10 birim artarken fiyat 15 birim de artıyor, 20 birim de, orası ayrı. Maliyet artışını istismar etmek çok yaygın.
Ama maliyet artışı olduğu da kesin.
En temel maliyet kalemlerinden biri döviz kuru. Dolar bu gidişle ocak ayı ortalamasında 30 lira olacak gibi görünüyor ve bu da aralık ayı ortalamasına göre yüzde 3.3-3.4 dolayında bir artış demek.
Bu yüksek bir oran. Dolar ay ortalaması bazında geçen yıl seçimlerden sonra haziran ve temmuzda yüzde 17 ve yüzde 15 artış gösterdi. Eğer ocak ayı belirttiğim artışla geçilirse bu son dönemin en yüksek artışı olacak.
Akaryakıtta da ÖTV kaynaklı yüksek bir artış var. Benzin, motorin ve otogaza bundan sonra zam gelmese bile ocak ayı ortalama artışı yüzde 6 dolayında gerçekleşecek. Bu oranı, üç üründeki fiyatların toplamını dikkate alarak buluyoruz. Üç ürünün ağırlıkları tabii ki farklı ama onu göz ardı ederek bir fikir vermesi yönünden bu yöntemi izliyoruz.
Bu oran da görece yüksek. Kaldı ki kurun yavaş yavaş da olsa artmasına izin veriliyor ve bu yüzden akaryakıta ay sonuna kadar yeni zamlar gelebilir. Akaryakıtın TÜFE’ye bir doğrudan etkisi var, bir de dolaylı etkisi, bu detayı da unutmamak gerek.
Geçen yılki durum
Döviz ve akaryakıtta bir de geçen yılın aynı ayına bakalım. Dolarda bu ay yüzde 3.3-3.4 düzeyinde beklenen ortalama artış, geçen yıl ocakta yalnızca yüzde 0.6 düzeyindeydi.
Akaryakıtta yüzde 6 dolayında beklenen artış da geçen yıl aynı ayda yüzde 4.3 düzeyinde gerçekleşmişti.
Perakende sektörü geçen yıl ocak ayında fiyat etiketlerini değiştirmek için bu yılki kadar ek mesai yapmamıştı. Bu yıl ise adeta sürekli ek mesai hali var.
Geçen yıl ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 6.65 artmıştı. Maliyet unsurlarındaki artış ve enflasyon algısındaki bozulma bu yıldan çok daha az olduğu halde artış yüzde 6.65’ti.
Söyler misiniz, bu yıl ne olacak da, ne olabilir de geçen yılın altında kalınabilir?
İşte o yüzden gidişat endişe vericidir ve ocak ayındaki fiyat artışının geçen yılın temmuz ve ağustosundaki gibi yüzde 9'ları bulması, hatta ayın kalan günlerindeki duruma göre çift haneyi bile zorlaması söz konusu olabilir.