Nuri Bilge Ceylan'dan Teoman rahatlığında bir Rock star duruşu: Ben başka türlü bir seyircinin peşindeyim
Türkiye’de genç sinemacılara verdikleri istikrarlı destek ile gelenekselleşen Akbank Kısa Film Festivali bu yıl 20. Kez gerçekleşiyor. Festival kapsamında sinemamızın medar-ı iftiharı Nuri Bilge Ceylan kısa filmi Koza’nın gösterimi sonrası gençler ve sinemacıların da aralarında bulunduğu bir söyleşiye katıldı.
Türkiye’de genç sinemacılara verdikleri istikrarlı destek ile gelenekselleşen Akbank Kısa Film Festivali bu yıl 20. Kez gerçekleşiyor. Festival kapsamında sinemamızın medar-ı iftiharı Nuri Bilge Ceylan kısa filmi Koza’nın gösterimi sonrası gençler ve sinemacıların da aralarında bulunduğu bir söyleşiye katıldı.
Konuşmayı sevmediğini baştan söyleyen Ceylan, moderasyonu yapan Selim Evci’nin davetini kırmadığı için geldiğini söylese de deyim yerindeyse açıldıkça açıldı; 2 saate yakın süre 2 dakika gibi aktı gitti.
Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğin yanı sıra senaryosunu yazıp görüntü yönetmenliğini de üstlendiği kısa filmi Koza, 20. Akbank Kısa Film Festivali kapsamında izleyiciyle buluştu.
KOZA CANNES'A GİDEN İLK KISA FİLM OLMUŞTU
Usta yönetmenin fotoğrafçılıktan gelen görsel estetiğini sinematografiye uyarlamaya başladığı, kendi ailesini oynattığı bu yapım; 1995 yılında Cannes Film Festivali’nde Kısa Film Yarışması’na seçilen ilk Türk filmi olmuştu.
İLK FİLMLERİ İZLEYEMİYORUM, ÇOK KÖTÜ GELİYOR
Ceylan her ne kadar bu filmleri çok kötü bulsa ve izleyemediğini söylese de salonu hınca hınç dolduran genç yönetmen adayları için hiç de öyle değildi. Kaldı ki 30 yıla yakın bir süre öce çekilmesine rağmen Koza bana kalırsa hala salt sinemaya dair çok şey ifade ediyor.
Yönetmenin fotoğrafçılıktan gelen yeteneğinin sinemaya yansımalarındaki ilk adımları olarak da kabul edilebilecek kısa film, ses tasarımındaki başarı ve zaman kavramına yaptığı göndermeler de hala başucu filmi olabilecek nitelikte...
GÖSTERİM SONRASI UZUN KUYRUKLAR OLUŞTU
Gelelim söyleşinin detaylarına... Belki film çekmem demesi çok konuşuldu ama aslında o aslında sadece bir satır arası… Yönetmenin aslında söylemek istediği daha bir proje bitmeden diğerinin sorulmasına bir tepki aslında… Yeni bir üretim sürecine girmeden demlenmek istediğinden bahsediyor kafasındakilerin…
TEOMAN RAHATLIĞINDA BİR ROCK STAR DURUŞU
Benim bu söyleşi de asıl dikkatimi çeken Ceylan’ın hiç olmadığı kadar samimi ve umursamaz oluşuydu. Bir an karşımda Teoman boşvermişliğinde ama bir o kadar dünyayla meselesi de asla kapanmayan bir Rock star gördüm.
Neler mi bunlar? Gelelim ayrıntılara…
KAMERADAN HER GEÇENDEN İMZA MI ALACAĞIZ?
Son günlerde Zeki Demirkubuz ile ilgili polemiklerden deyim yerindeyse sıtkı sıyrılan yönetmen Ferhat Göçer'in şarkısının izinsiz kullanılması konusuna da değindi.
Şöyle konuştu: "Biz orada rastgelen TV’den bir şey açmıştık. Ne olduğuna bakmadım bile. Tıpkı şarap kadehlerindeki ölçü ya da araba plakasına bakmadığım gibi.. Fark etsem müdahale ederdim ama ben orada tamamen duyguyla ilgileniyorum."
ORHAN KURAL EN AZINDAN HAYIRLI BİR ŞEY YAPIYORDU
Filmlerdeki telif konusuyla ilgili rahatsızlığını da şöyle dile getirdi; O vakit kamerada görünen herkesten imza almamız gerekecek. Böyle nasıl film çekeceğiz? Ben bu durumda bir daha asla İstiklal Caddesi’nde film çekemeyecek miyim?
Jessica Chastain bile yönetmenine New York sokaklarında korsan çekim yapmayı teklif etmiş. Stüdyo o gerçekliği vermiyor.
Vakti zamanında sigara karşıtı kampanyalarıyla tanınan Orhan Kural'ın benzer davalar açtığını söyleyen Ceylan, "Cem Yılmaz gibi popüler tipleri seçiyordu; Kural en azından hayırlı bir iş yapıyordu" diyerek izleyicileri güldürdü.
POLİTİKA SEVMİYORUM, POLİTİK FİLM İZLEMİYORUM
Filmlerinde siyasetten ekseriyetle uzak durmasına dair eleştirilere dair soruyu da bana kalırsa oldukça dürüstçe cevapladı. Bir noktada zorunda mıyım? diyordu aslında.. "Politikayı sevmiyorum. Politik sinemayı da sevmiyorum. İzlemiyorum da.. Ancak var olan bir duruma kayıtsız kaldı demesinler diye şöyle bir parantez açıyorum. Merak eden buyurup araştırıp ilgilenebilir" dedi.
Oyuncuların uzun politik tartışmaların son filmi Kuru Otlar Üstüne'ye dair sorularına da; "Orada ne konuştuklarının bir önemi yok. Orada bir çatışma ve az sonra sevişecekler. Ben o noktaya nasıl götüreceğimin peşindeydim" dedi.
ARTIK HİÇBİRİ UMRUMDA DEĞİL ÇIKIŞI...
Artık 65 yaşında olduğunun altını çizen yönetmen, "O detaylara takılan varsa hala zaten kopsun gitsin izlemesin ben başka türlü bir seyircinin peşindeyim" dedi açıkça. Yabancı festivallerde yabancı dilde konuşmanın kendisini çok gerdiğini söyleyen yönetmen, Türkçe konuşmak ne güzel diyerek ülkesinde seyircileriyle sohbet etmenin kendisine iyi geldiğini de ifade etmiş oldu.