Neonazi davası için Davutoğlu devreye girdi
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 8'i Türk 10 kişinin Neonaziler tarafından öldürülmesiyle ilgili davayı Türk gazetecilerin de izlemesi için Almanya Dıışişleri Bakanı'nı aradı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesi ile ilgili 17 Nisan'da Münih'te başlayacak aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü davasının Türkiye Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve Türk gazeteciler tarafından izlenmesinin sağlanması için önlem alınmasına ilişkin beklentisini aktardı.
CNN Türk'ün haberine göre, Alman medyası, 8'i Türk en az 10 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı adlı Neonazi terör hücresinin hayattaki üyesi Beate Zschäpe ve destekçileri hakkındaki davayı takip edebilmeleri için Türk yetkililer ve Türk basınına kontenjan ayrılmamasıyla başlayan tartışmaların siyasi boyut kazandığını bildirdi. Alman yayın kuruluşu DW, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Alman mevkidaşı Guido Westerwelle'yi telefonla arayarak, 17 Nisan'da Münih'te başlayacak NSU davasının Türk tarafınca da izlenebilmesi için gerekli önlemlerin alınması yönündeki beklentisini aktardığını bildirdi. Davutoğlu, davanın Türk kamuoyunda çok yakından takip edildiğini, duruşmanın Türk basını tarafından izlenmesinin, konunun Türk kamuoyuna en sağlıklı biçimde yansıtılması açısından önem taşıdığını vurguladı.
Federal Alman Dışişleri Bakanlığı, Bakan Guido Westerwelle'nin, Türk tarafının bu isteğini anlayışla karşıladığı, anak yargı bağımsızlığına atıfta bulunarak, hükümet olarak konuya doğrudan müdahil olmalarının mümkün olmadığını söylediği açıklandı. İki bakanın da dava sürecinin şeffaf ve hukuk devleti kuralları çerçevesinde işlemesi yönündeki beklentiler konusunda mutabık kaldığı, bunun özellikle Almanya'daki Türkler arasında Alman makamlarına karşı oluşan güven kaybının giderilmesi için büyük önem taşıdığına vurgu yapıldığı belirtildi.
Alman medyası Dışişleri Bakanı Westerwelle'nin, Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin basın ve izleyiciler için sadece 50 kişilik kontenjan ayırıp tek bir Türk gazeteci ve yetkilinin dahi bu listeye dahil edilmemesini "sorunlu bir uygulama" olarak gördüğünü bildirirken, “Mahkeme, eğer yeniden güven kazanma fırsatını teperse çok yazık olur“ diyerek konuyla ilgili üzüntüsü dile getirdiğini yazdı.
NSU davasının görüleceği Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi, davayı izlemek isteyen basın mensupları için 50 kişilik sınırlı bir kontenjan ayırırken, gerek Türk gazetecilerin, gerekse Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun davayı izleme talepleri mahkeme tarafından kabul edilmemişti.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi Başkanı Karl Huber, hafta sonunda yaptığı açıklamada davanın izlenmesi için onaylanan 50 kişilik gazeteci listesinin değişmeyeceğini, daha fazla gazetecinin izleyebilmesi için duruşmanın başka bir salona canlı video bağlantısı ile aktarılması önerisini de kabul etmediklerini açıklarken 50 kişilik akreditasyon listesinden duruşmaya katılmayan olursa, o kişinin yerini doldurmak için sırada bekleyen gazetecilerin kendi aralarında anlaşıp Türk basın mensuplarına yer verebileceğini söyledi.
Alman Parlamentosu'nun Hukuk Komisyonu Başkanı Siegfried Kauder de mahkemenin kararını savundu. Kauder mahkemenin kararlarını alırken yasal çerçevede hareket ettiğini belirtirken, parlamentonun NSU cinayetlerini araştırma komisyonunun danışmanı Clemens Binninger de “Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi gazetecilere yer dağıtmada yasal gerekliliklere uymak zorundadırö dedi. Alman Anayasa Mahkemesi'nin eski üyelerinden Winfried Hassemer de “Sıkı güvenlik önlemleri altında duruşmanın başka bir salona video aracılığı ile aktarılması akıllıca olurduö diyerek görüşünü dile getirdi.