Narin Güran davasında ikinci duruşma! Güran ailesi mahkemeyi birbirine kattı. Tutuklu sanıklar salondan çıkarıldı
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetinin sırrı henüz çözülemedi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar, hakim karşısına çıktı. Baba Güran, ilk duruşmada üstüne yürüdüğü avukat Nahit Eren'in yanına oturdu. Tanıklar çapraz sorgularında ne dedi; salonda neden gerginlik çıktı? Güran ailesi mahkemeyi birbirine kattı.
Diyarbakır'da 21 Ağustos’ta kaybolan, arama çalışmalarının 19’uncu gününde dere yatağında, çuvalda, üzeri taşlarla örtülü cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetiyle ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıdığı tespit edilen komşuları Nevzat Bahtiyar, ikinci kez hakim karşısına çıktı. Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili görülen davanın ikinci duruşması, yarın saat 09.00'a ertelendi.
DAVADA BUGÜN YAŞANAN GELİŞMELER
1'i tutuklu 3 kişinin tanık olarak dinleneceği duruşma öncesi mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Sanıklar sabah saatlerinde adliyeye getirildi.
TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU DA SALONDA
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, AK Parti Adıyaman Milletvekilli Mustafa Alkayış, Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da duruşmaya katıldı.
İLK DURUŞMA BAŞLADI
Narin Güran cinayetinin ikinci duruşması saat 09:00 sıralarında başladı. Enes Güran, Nevzat Bahtiyar, Salim Güran ve Yüksel Güran sanık sandalyesine oturdu.
Baba Arif Güran ise ilk duruşmada üstüne yürüdüğü eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’in yanına oturdu.
Duruşmayı takip eden gazeteci Emrullah Erdinç, mahkeme başkanı, duruşma öncesinde herkesi uyardığını aktırdı. Mahkeme başkanı “Herkes saygılı olacak. Güran ailesi, ilk duruşmada yaptığı gibi saygısızlık yaparsa, komple dışarı çıkarılacak” dedi.
İLK DURUŞMADA İFADE VERMEYEN RAMAZAN ATASOY DİNLENİYOR
Gazeteci Rojda Altintaş duruşma salonundan aktarıyor. İlk ifade vermek istemeyen Salim Güran’ın işçisi 15 yaşındaki Ramazan Atasoy, duruşma SEGBİS üzerinden bağlandı.
Pedagog: Ramazan, sıra sende. Bu dosyada tanık olarak dinleneceksin. Hakkında yürütülen başka bir soruşturma var. Bu yüzden sorulara cevap vermek istemediğini söyleyebilirsin.
Ramazan Atasoy: Tamam.
Mahkeme başkanı: Önce seni dinleyelim, Narin’in kaybolduğu gün neler yaşandı?
Ramazan Atasoy: Aynı şeyler yaşandı. Köye bir kez gittim, babamla birlikte gittim. Sonra Salim ile görüştük.
Mahkeme başkanı: Nerede görüştünüz?
Ramazan Atasoy: Tarlaya geldi.
Mahkeme başkanı: Saat kaç gibiydi?
Ramazan Atasoy: İlk geldiğinde saat 08.00-09.00 gibiydi.
Mahkeme başkanı: Sabah mı?
Ramazan Atasoy: Evet.
Mahkeme başkanı: Sonra?
Ramazan Atasoy: Bir buçuk saat kadar kaldı, sonra gitti.
Mahkeme başkanı: Sonra ne oldu?
Ramazan Atasoy: Saat 13.30 gibi babam işçileri çıkarmaya gitti, ben orada kaldım. Saat 15.00-16.00 gibi Salim geldi. Baban nerede? diye sordu. Dedim ki işçileri dağıtmaya gitti. Sonra babamı aradı.
Mahkeme başkanı: Sonra?
Ramazan Atasoy: Biraz oturduk. Çay yaptık, ocağı yaktık. Üstüne çayı koyduk. Sonra oturduk, yemek yedik.
Pedagog: Sonra?
Ramazan Atasoy: Birisi Salim Güran’ı aradı. "Kız kaybolmuş" dedi. Salim de "Bu saatte kaybolma saati mi olur?" dedi. Sonra babamla aramaya gittiler.
Fıskiyeler dönüyor, yere düşüyor. Sivrik (tam anlamadım) düşmüş dedi. Çünkü sivrik düşünce...
Pedagog: Onu anladım. O günkü bu konuşmayla ilgili ne söylemek istersin? 21 Ağustos’taki bu konuşma için ne diyeceksin?
Ramazan Atasoy: O benim patronumdur. Hortum, su basıncı olunca yırtılıyor..
Mahkeme başkanı: Ramazan, tutuklandığında Salim’e küfredip bir şey söylediğin belirtiliyor. Jandarma böyle bir tutanak tutmuş. Bunu sorar mısın?
Pedagog: Şöyle bir tutanak tutulmuş. "Senin yüzünden böyle oldu" demişsin. Ayrıca "Her iki ayağı suyun içine girmiş gibi ıslaktı" diye ifade vermişsin. Ne dersin?
Ramazan Atasoy: Ben böyle demedim. İfadelerimi okumadım, bana imza attırdılar.
Mahkeme başkanı: Bu ifadeyi sorgu sırasında değil, sonrasında söylemiş, tutuklandıktan sonra.
Pedagog: Sen bunu tutuklandıktan sonra söylemişsin.
Ramazan Atasoy: Bir savcı ve komutan geldi ama ben böyle bir şey söylemedim.
Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.
Ramazan Atasoy: Yani değildi, ayaklarına bakmadım.
Pedagog: Sizin kaçak elektrik gibi kullandığınız bir şey mi var?
Ramazan Atasoy: Biz kullanmıyoruz.
Pedagog: Tamam, o telefonda "sınırın orda" geçen konuşma kaçak elektrik mi, fıskiye mi?
Ramazan Atasoy: Hayır, fıskiyedir.
Mahkeme başkanı: 15.52’de sorar mısınız?
Pedagog: Saat 15.00-16.00’da Salim Güran’ın tarlaya geldiğini söyledin. 15.52’de bir telefon konuşman var.
Ramazan Atasoy: Ne için aranmışım?
Pedagog: Bununla ilgili fikrim yok? Yan yana olduğunuzu belirtiyorsun ya, yan yanayken araması…
Ramazan Atasoy: Nasıl aramış, abla?
Pedagog: Salim Güran öğleden sonra 15.00-16.00 sıralarında senin yanına geldi. Sonra kaç gibi kalktı?
Ramazan Atasoy: İşte, ona telefon geldi, "kız kaybolmuş" diye.
Pedagog: Peki, kıyafet değiştirme saati kaçtı, hatırlıyor musun?
Ramazan Atasoy: Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran da "Üstüm müsait değil, üstümü değiştireyim" dedi.
Pedagog: Kaç gibi?
Ramazan Atasoy: 18.00 gibi.
Pedagog: Peki, Narin’in kaybolduğu arama kaç gibiydi?
Ramazan Atasoy: 19.00-20.00 gibiydi.
Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren soruyor:
Pedagog Dilek Hanım’dan şu ricada bulunacağım. Kendisine herhangi bir tehdit var mı?
Pedagog: Ramazan, sana "Böyle cevap ver, şöyle söyle" gibi şeyler söylendi mi?
Ramazan Atasoy: Hayır söyleseydi şimdiye kadar söylenirdi. Yeter ki buradan çıkayım.
Pedagog: Sana "Saati değiştir" diyen oldu mu?
Ramazan Atasoy: Yok, olmadı.
Nahit Eren: Dilek Hanım(pedagog) , bir defa daha köye indiğini belirtiyor. Onun saatini bir daha sorma şansınız var mı?
Pedagog: Ramazan, sen o gün Tavşantepe Köyü’ne gittin mi?
Ramazan Atasoy: Yanlış değilsem gittim mi gitmedim mi, vallahi hatırlamıyorum ki.
Nahit Eren: Babasının gidiş gelişini hatırlıyor mu? Babası, Salim geldikten sonra, söz konusu tarlaya gittikten ne kadar süre sonra tekrar yanına geldi?
Ramazan Atasoy: Saat 18.00 civarı gitti, 18.00 miydi öyleydi galiba. Yarım saatte gitti geldi. Bir tane suyu kapatmıştık ya...
Nahit Eren: Yarım saat mi geçti?
Ramazan Atasoy: Öyle bir şey.
Nahit Eren: Salim’in önceki ve sonraki kıyafetlerini hatırlıyor mu?
Ramazan Atasoy: Tarla kıyafeti değildi, gitti üstünü değiştirdi, tarla kıyafeti giydi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukatlardan biri soru soruyor: “Ramazan’ın kız kardeşlerini Salim arabayla eve bıraktı mı?”
Pedagog: Ramazan, olay günü Salim, senin kardeşlerini eve bıraktı mı?
Ramazan Atasoy: Hayır, o daha önceki günlerdi.
Mahkeme Başkanı: Çelişki giderilemedi. Salim sormak istediğin soru var mı?
Salim Güran: Hayır
Enes neredesin? Sormak istediğin soru var mı?
Enes Güran: Hayır
Nevzat?
Nevzat Bahtiyar: Hayır
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ soruyor:
İfade sırasında kötü muamele görmüş mü?
Pedagog sordu.
Ramazan Atasoy: Karakolda beni dövdüler. Bir komutan geldi, "Bunun suçu yoktur" dedi.
Pedagog: Onun öncesi peki?
Ramazan Atasoy: Birisi arkadan bana saldırdı, yere düştüm, nefesim kesildi.
Anne Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu soru yöneltti.
Pedagog: Elektrikçiler tarlaya geldi mi?
Ramazan Atasoy: Trafonun yukarısında ses geldi.
Pedagog: Sen gördün yani?
Ramazan Atasoy: Evet.
Pedagog: Ellerinde bir şey var mıydı?
Enes Güran’ın Avukatı Mustafa Demir araya girdi: Detaylandırabilir mi? Çok konu gümbürtülüye gitti.
Pedagog: Elektrikçiler geldiler, sen gördün. Yanınıza geldiler mi?
Ramazan Atasoy: Hatırlamıyorum.
Mustafa Demir: Elektrikçi, menemen yedik demişti.
Mahkeme başkanı: O yönlendirme olur.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru soruyor: “Salim kendisini aradıktan sonra neden gizli konuşuyor?”
Mahkeme Başkanı: Kaçak yapı olduğu için olabilir mi? Bu konuyu geçen celse tartıştık, fıskiye olduğuna karar verdik. (Adnan Ataş’ın sesi anlaşılmıyor)
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş soru yöneltti:
Pedagog: Ramazan, aşağı tarlada tümsek, tepe gibi etrafı görebileceğin bir yer var mı?
Ramazan Atasoy: Yok.
Adnan Ataş: Salim Güran’ın birden fazla tarlası var. İki tarlanın arasında tümsek bir alan var mı?
Pedagog: Şunu soruyorlar, Ramazan: İki tarla arasında tümsek bir alan var mı?
Ramazan Atasoy: Yok. Bu bitiyor, onun ucunda, yolun bu tarafında.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz sordu:
Salim’in kayınpederini tanıyor mu?
Pedagog: Ramazan, Salim Güran’ın karısının babasını tanıyor musun?
Ramazan Atasoy: Belki gitmişim evine.
Ali Eryılmaz: Olay günü Salim Güran’ın kayınpederinin çiftliğine gittiniz mi?
Ramazan Atasoy: Gittik.
Ali Eryılmaz: Saat kaç gibiydi?
Ramazan Atasoy: Bilmiyorum, olay günüydü ya da değildi, gittik yardım ettik.
Ali Eryılmaz: O gün Mahfuz isminde biriyle görüştünüz mü?
Ramazan Atasoy: O çiftliğin sahibinin adı Mahfuz’du.
Mahkeme Başkanı: Olay günü görüşmüş mü?
Pedagog: Hatırlıyor musun, Ramazan?
Ramazan Atasoy: Gittik ama gününü hatırlamıyorum. "İneklerin pisliğini buraya bırakma" dedi. Yardım ettik.
Ali Eryılmaz tekrar soru sordu.
Mahkeme Başkanı: Gününü hatırlamıyor henüz.
Ramazan Atasoy’un tanıklığı sona erdi.
ÇOBAN AHMET AKGÜN'E SAAT ALINMIŞ
Çoban Ahmet Akgün salona getirildi. Erhan Akgün’ün taktırdı güvenlik kamerasındaki görüntüler, mahkeme salonunda izletildi.
Mahkeme Başkanı: "Söz konusu videolar dosyalar arasına geldi. Ortada bir muğlaklık kalmaması için bu delili dosyaya alıyoruz. Değerlendirip değerlendirilmeyeceğine karar vereceğiz. Ahmet Akgün (çoban), Türkçe biliyor musun?"
Ahmet Akgün: "Biraz biliyorum."
Mahkeme Başkanı: "Tamam, Türkçe-Kürtçe anlaşırız."
Mahkeme Başkanı, Ahmet Akgün’ün yanına gitti. "Doğu tanıklık edeceğine Namusun üzerine yemin eder misin?"
Ahmet Akgün: "Yemin ederim."
Mahkeme Başkanı: "Videoyu açın arkadaşlar."
Çoban Ahmet Akgün anlatıyor: Ahmet Akgün: "Gittim, 'Ne var?' dedim Erhan abi. Erhan abi dedi, 'Sen çöldesin, hayvanlarla ilgilisin, bir şey gördün mü?' Hayır, görmedim dedim. Zaten benim bir gözüm sakattır."
Mahkeme Başkanı: "Allah şifa versin. Sen Narin’i gördün mü?"
Ahmet Akgün: "Hayır, görmedim."
Mahkeme Başkanı: "Peki, size ne sordular?"
Ahmet Akgün: "Bana dediler, 'Sen hiç birine denk geldin mi?'"
Mahkeme Başkanı: "Peki, sana neden inanmıyorlar? Hatta arka tarafa gidiyorsunuz? Bir şey yaptılar mı?"
Ahmet Akgün: "Burama vurdular." (Ağlamaya başladı.)
Mahkeme Başkanı, yanına geldi: "Sakin ol, bir şey yok."
Mahkeme Başkanı: "Kız meselesi nedir?"
Ahmet Akgün: "Ben görmedim."
Mahkeme Başkanı: "Ama sana 'Kız gördün mü?' diyorlar."
Ahmet Akgün: "Ben bir şey görmedim. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."
Mahkeme Başkanı: "Peki, orada neden Enes yok?"
Ahmet Akgün: "Bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı: "Bu olaydan sonra sana baskı yapan oldu mu?"
Ahmet Akgün: "Hayır, olmadı."
Mahkeme Başkanı: "Çobanlık nasıl gidiyor?"
Ahmet Akgün: "İyi gidiyor."
Mahkeme Başkanı: "Allah daha iyi etsin."
Ahmet Akgün: "Şerefim üzerine yemin ederim, ben bir şey görmedim."
Mahkeme Başkanı: "Seni tehdit ettiler mi?"
Ahmet Akgün: "Hayır, etmediler."
Mahkeme Başkanı: "Sana saat mi aldılar?"
Ahmet Akgün: "Evet, saat aldılar."
Mahkeme Başkanı: "Seni tembihlediler mi, 'Bilmiyorum' de dediler mi?"
Ahmet Akgün: "Vallahi başkanım, bana öyle bir şey demediler."
Mahkeme Başkanı: "Bu olaydan sonra televizyona çıkmışsın, ben görmedim ama sana bir şey dediler mi?"
Ahmet Akgün: "Hayır demediler."
Mahkeme Başkanı: "Son kez soruyorum. Tekrar sorulmasın. Kimseyi gördün mü?"
Ahmet Akgün: "Vallahi kimseyi görmedim."
DURUŞMA SALONUNDA KISA SÜRELİ GERGİNLİK
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e soruyor: "Seni 7 Eylül’de çağırıyorlar. Sen bir yerde 'Ben bir şey gördüm' vs. diye konuştun mu?"
Ahmet Akgün: "Hayır, görmedim."
Mahkeme Başkanı: "Seni niye çağırdılar? Onu anlamadık, onu soruyor savcı hanım."
Ahmet Akgün: "Ben bilmiyorum."
Savcı: "Ben sadece burada değil, dışarıdaki konuları da takip ediyorum. Televizyon programında (Esra Ezmeci programı) dedin ki, 'Beni de döverler' dediler. Başka biri kim? Neyi gördün? Kimi dövdüler? Enes’i mi?"
Ahmet Akgün: "Sayın savcım, kızları kaybolmuş diye, döverler dedim. Ben yalan söylemiyorum."
Burası dere mi? Diye sordu savcı.
Savcı, çoban Ahmet Akgün’ün yanına indi ve bir fotoğraf gösterdi.
Ahmet Akgün, geçen seneye ait bir fotoğraf olduğunu söyledi.
Sanık avukatları fotoğrafı görmek istedi.
Savcı, Çoban Ahmet Akgün’e soruyor: "Erhan, arka tarafa gelmediğini söylemişti."
Ahmet Akgün: "Geldi, 'Sen bir şey bilmiyor musun?' dedi."
Savcı: "Seni ön tarafta sorguluyorlar, bir de arka tarafa götürüyorlar, orada da mı soruyorlar. Ne var bu kadar ne?"
Savcı: "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun?"
Ahmet Akgün: "Kendi aralarında demişlerdir belki."
Savcı: "Seni sorguluyorlar seni. Bana bak, kardeşim, bir bak. Kendi aralarında konuştuklarını da anlat."
Savcı, çoban Ahmet Akgün’ün yanına indi.
Sanık avukatları araya girdi: "Tanığın üzerine yürüyor."
Mahkeme Başkanı: "Siz de sordunuz daha önce. Geçen duruşmada bana video açtırtmayın."
Savcı: "Siz ikiniz..." (Cümlesini kesti.)
Savcı, çoban Ahmet Akgün’e tekrar sordu: "Yanında ne konuştular? Enes’i gördün mü diyeceklerine, neden Enes’le seni yüzleştirmediler?"
Mahkeme Başkanı: O mecliste konuşulan neydi?
Çoban Ahmet Akgün: Dediler “Sen köydesin nasıl görmezsin bir şey”
Nahit Eren: "Narin’in bulunduğu dereyi biliyor musun?"
Ahmet Akgün: "Evet."
Nahit Eren: "Sen o gün herhangi bir aracı görmedin mi?"
Ahmet Akgün: "Görmedim."
Nahit Eren: "7 Eylül toplantısının sabahı Narin bulundu. Senin bu sorgulaman Narin’in yeriyle ilgili mi?"
Ahmet Akgün: "Hayır, değil."
ENES GÜRAN SORULARINA YANIT
Nahit Eren: "Biri sana orada 'Konuş eşeğin oğlu, konuş' diyor."
Ahmet Akgün: (Kürtçe konuşarak) "Ben garibanın tekiyim, okuma yazma bilmiyorum. Siz benden ne istiyorsunuz Allah aşkına?"
Mahkeme Başkanı kürsüden inerek Ahmet Akgün’ün yanına geldi.
"Biz sana Narin’i gördün demiyoruz. Bize böyle bir aile toplantısı olmadı demişlerdi. Ama böyle bir video geldi. O konuşmalarda bir senaryonun peşinde oldukları gibi görünüyor. Bunu soruyoruz, orada 'Enes' diyorlar."
Ahmet Akgün: "Ben duymadım Enes’i." (Sesini yükselterek) "Allah hakkımızı bırakmasın." (Ağlıyor.)
Mahkeme Başkanı: Allah kimsenin hakkını bırakmasın
Nahit Eren: "Biri sana orada 'Konuş eşeğin oğlu, konuş' diyor."
Ahmet Akgün: (Kürtçe konuşarak) "Ben garibanın tekiyim, okuma yazma bilmiyorum. Siz benden ne istiyorsunuz Allah aşkına?"
Mahkeme Başkanı kürsüden inerek Ahmet Akgün’ün yanına geldi.
"Biz sana Narin’i gördün demiyoruz. Bize böyle bir aile toplantısı olmadı demişlerdi. Ama böyle bir video geldi. O konuşmalarda bir senaryonun peşinde oldukları gibi görünüyor. Bunu soruyoruz, orada 'Enes' diyorlar."
Ahmet Akgün: "Ben duymadım Enes’i." (Sesini yükselterek) "Allah hakkımızı bırakmasın." (Ağlıyor.)
Mahkeme Başkanı: Allah kimsenin hakkını bırakmasın
****
Enes Güran salona getirildi.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz: "Senden tek istediğimiz doğruları söylemen. Bu kadar insan neden toplandık?" (Yüksek sesle)
Mahkeme Başkanı, Avukat Ali Eryılmaz’a döndü: "Üslup, lütfen!"
Ali Eryılmaz sesini yükseltti: "Bu son tanığımız, çok iyi değerlendirmeliyiz."
Mahkeme Başkanı: "Ne yapalım, kafasına silah mı dayayalım, ne yapalım?"
Ahmet Akgün: "Bu bana hakaret ediyor."
Mahkeme Başkanı: "Dur, kimse sana hakaret etmiyor."
Evine güvenlik nedeniyle Narin kaybolduktan sonra kamera taktığı belirtilen Erhan Güran, Çoban Ahmet Akgün ile ilgili konuyu anlatıyor:
"Ben köyün çıkışına gittim. Hayvanlar geldiği zaman tek başınaydı. Dedim, 'Kızımız kayıp, bize yardımcı ol. Hiç kimseyi mi görmedin?' dedim. 'Benim yanımdan kaçtı! Kaçınca ben peşinden gittim. Eve gitti, kendini kilitledi.' Astsubayı çağırdım, 'Bu adam şüpheli hareketler yapıyor' dedim. Ama bir şey yapmadılar.
Ertesi gün yine beni görünce gelmedi. Yine şüphelendim ondan. Benim evimin altından hayvanları geçiriyordu. Dedim, 'Ahmet’i çağırın konuşalım.' Ahmet kaçtı. Sonra Ahmet’i getirdiler. Onlar getirince sorduk, 'Hiç kimseyi görmedim' dedi. Sen gözü kapalı mı eve gidiyorsun?"
Erhan Güran: "Bu aile senaryo kurmuyor. Senaryo bu ailenin üzerine kurulmuş."
Mahkeme Başkanı: "Ben geçen celse senin gözünün içine bakarak sordum, aile toplantısı yapıldı mı diye, 'Hayır' dediniz. Siz böyle yaparsanız bu senaryoları duyarsınız. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz."
Erhan Güran: "Biz bir şey gizlemiyoruz."
Mahkeme Başkanı: "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, görüntü için suç duyurusunda bulunacak."
Erhan Güran: "Bizi idam da edebilirler ama kızımızı öldürmekle suçlamasınlar."
Savcı, Erhan Güran’a soruyor: "Arka tarafa gittiniz mi?"
Erhan Güran: "Çoban beni çağırdı."
Savcı: "Dayak esnasında mı?"
Erhan Güran: "Evet."
Savcı: "İki saniye önce 'Yerimden kalkmadım' demiştin."
Erhan Güran: "Bana İsa Kaya’yı gördüğünü söyledi. Bana bir bayan ismi daha söyledi."
Savcı: "Hangi bayan ismi?"
Erhan Güran: "Onların akrabası, bir tane daha var."
Savcı: "Arka tarafa niye götürüyorsunuz? Arka taraftaki gizem ne?"
Erhan Güran: "Belki orada konuşur dedik."
Savcı: "O kadar dövmeye yani?"
Erhan Güran: "O kadar dövme yok."
Savcı: "Şimdi, mahkeme dışında da sizi bayağı izledim. Her seferinde kesinlikle 'Arka tarafa gitmedim' dediniz."
Erhan Güran: "Ben gittim zaten."
Mahkeme Başkanı: "Ne yaptınız?"
Erhan Güran: "Çoban dedi ki, 'Ben Erhan’a konuşacağım.' Gittim Sonra yine önemli bir şey söylemedi."
Erhan Güran: "Çoban (Ahmet Akgün) sürekli benden kaçıyordu. Ben ona bir şey yapmamıştım ki."
Erhan Güran: "Ben o kamerayı, herhangi bir suçlama olur diye taktırmıştım zaten. Hayatımda ilk defa kamera taktırdım. Ayın 4’ünde taktırdım. Kesinlikle hiçbir müdahale edilmedi kameraya."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: "Siz çobandan şüphelendiniz yani?"
Erhan Güran: "Evet."
Avukat: "Neden kolluğa bildirmediniz?"
Erhan Güran: "Bildirdim. 'Ben bundan şüpheleniyorum' dedim. Astsubayı çağırdılar. O da geldi, 'Gerçekten şüpheli' dedi. O zaman daha sorgulamamıştık."
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, Erhan Güran’a soruyor: "Hepimiz videoda 'Enes' kelimesini duyuyoruz."
Erhan Güran: "Biz kullanmamışız."
Avukat: "6 kadın kelimesi geçiyor."
Erhan Güran: "Hayır, öyle bir şey yok. 6 kadın ne demektir?"
Avukat: "Videoda duyduğumuz bu. Savcıya bir şey anlatmayacaksın diyorsunuz."
Erhan Güran: "Böyle bir şey yok. Biz ne bilsek, gidip kolluk kuvvetine anlatırdık."
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, Erhan Güran’a soruyor: "Daha önce Nevzat’ı da sorguladınız. Nevzat ile sorguladığınız kişi arasında bir bağ kurdunuz mu?"
Erhan Güran: Nevzat yakalandıktan sonra Nevzat’tan şüphelendik.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz: "Narin’in cansız bedeninin bulunduğu günün önceki gecesinde sorgu yapıyorsunuz, bu tesadüf mü?
Erhan Güran: Bu görüntüler bu kadar ciddiyse, neden ortalıkta?"
Avukat Ali Eryılmaz: "O toplantıdan 7 gün önce Salim Güran tutuklandı. Bir suçlu yakalandı diye düşündünüz mü?"
Erhan Güran: "Hayır, ben inanmadım."
Avukat Ali Eryılmaz: "Hâlâ arıyor musunuz katili?"
Erhan Güran: "Evet."
Avukat Ali Eryılmaz: "Televizyon kanalına çıkarak mı?"
Mahkeme Başkanı: "Hayır, yorum olur. Böyle olmaz."
*******
ARİF GÜRAN'IN KAMERA İSYANI
Baba Arif Güran anlatıyor: "Benim kızım gitmiş, benim ruhum gitmiş. En ufak bir şey, birisi bir şey dediğinde 'Allah için çağırın, getirin, konuşsun' diyorum. 300 kişi var bu köyde, benim kızımı nasıl kimse görmez? Bu mümkün değil. Bazılarının görmeleri lazım. Ama maalesef kimse görmüyor."
Mahkeme Başkanı: "Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mıdır?"
Arif Güran: "Dara2 kayıt almıyormuş, havaalanı kamerası bozulmuş. Bütün tesadüfler benim kızıma denk geldi. Kızımın dosyası Türkiye’nin dosyası oldu. İlk günden beri kamera dedim ama unutuldu. Böyle bir dosyada nasıl kamera unutulur?"
*******
NEVZAT BAHTİYAR DİNLENDİ
Mahkeme Başkanı: "Araştırılmasını istediğin bir şey var mı?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır, yok."
Mahkeme Başkanı: "Narin’i sen öldürdün mü?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır."
Arif Güran’ın avukatı: "Oğlun Ferhat Bahtiyar neredeydi?"
Nevzat Bahtiyar: "İşe gitmişti."
Nevzat Bahtiyar: "Salim Güran beni tehdit etti. Oğlunu... Hangi futbol okuluna gittiğini biliyor mu?"
Mahkeme Başkanı: "Bu daha önce soruldu."
Sanık avukatları: "Sorulmadı."
Mahkeme Başkanı: "Nevzat Bey, oğlunuzun hangi okula gittiğini nereden biliyorlar?"
Arif Güran’ın avukatı: "28 Ağustos günü, kendisine hiçbir arama gelmiyor. O gün ne yaptı?"
Nevzat Bahtiyar: (Kekeliyor) "Arada 4-5 ay geçmiş, nereden bileyim?"
Arif Güran’ın avukatı: "Narin’in bulunduğu gün Tavşantepe’ye gittin mi? Süveyla ve Murat Tutulmaz ile yemek yenildi mi?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır, ben işteyim."
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı araya girerek soruya itiraz etti.
Mahkeme Başkanı, itiraza itiraz etti, sorunun sorulmasını talep etti.
Soru tekrar soruldu.
Nevzat Bahtiyar: "Yedik, evet, ama tam hatırlamıyorum. Olabilir, ara sıra bizim eve gelip yemek yiyordu."
NEVZAT BAHTİYAR’DAN YASAK İLİŞKİ SORUSUNA YANIT
Nahit Eren: Salim Güran’ın yasak ilişkisi var mıydı, bunu televizyonlardan görüp mü sordunuz?
Nevzat Bahtiyar: Yok
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı soruya itiraz etti.
Mahkeme Başkanı: Bu doğru değil, itiraz etmeyin artık. Ortamı germek dışında bir şey olmuyor.
Nahit Eren: "Narin’in çantasını evde açtın mı? Dere kenarında açtın mı?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır."
NEVZAT BAHTİYAR’DAN YASAK İLİŞKİ SORUSUNA YANIT
Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar’a soru sordu.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz itiraz etti.
Mahkeme Başkanı: Maşallah çok heveslisiniz de bırakın soru sorulsun
Soru tekrar soruldu.
Nahit Eren: Salim Güran’ın yasak ilişkisi var mıydı, bunu televizyonlardan görüp mü sordunuz?
Nevzat Bahtiyar: Yok
Anne Yüksel Güran’ın Avukatı Yılmaz Demiroğlu, Nevzat Bahtiyar’a soruyor: "Tüm aileden özür dilerim. Narin’de PSA bulundu."
Nevzat Bahtiyar araya girdi: "Hayır, hayır kesinlikle."
Mahkeme Başkanı: "Yaptın mı böyle bir şey?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır, yapmadım."
Avukat: Siz orada 38 dakika ne yaptınız?
Nevzat Bahtiyar: İp aradım çuvalın ağzını kapatmak için
Avukat: O kanca neydi?
Nevzat Bahtiyar: Beni takip eden Salim koymuştur.
Avukat: Çok önemli bir şey söylediniz. Seni takip mi etti?
Nevzat Bahtiyar: Beni takip etmiş olabilir.
*****
BAHTİYAR’DAN ANNE YÜKSEL ISRARI
Enes Güran’ın avukatı bahçesinde suladıklarını sordu:
"Neden annesinden su aldıysa telefonla Salim’i arıyor, patlıcan konuluyor?"
Nevzat Bahtiyar: "Tamamen yalan, patlıcan diye bir şey yok. Patlıcan çok seviyorsanız size alayım."
Avukat: "Bunu neden sorduğumu ileride anlayacaksınız. Peki daha sonra yer değişikliği yapmayı düşündünüz mü?"
Nevzat Bahtiyar: "Bir ara cesedi dereden alıp yolun kenarına koymayı düşündüm, belki biri görür diye."
Mahkeme Başkanı: "Neden polise gitmediniz?"
Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir: "Burada ilk anlattığında ve savcılık beyanında Yüksel Hanım’ı gördüğünü söyledin. Oradan Yüksel Hanım’ın görünme şansı yok. Ne diyeceksin?"
Nevzat Bahtiyar: "Ben gördüm."
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek, Nevzat Bahtiyar’a soruyor: Avukat: "Az önce ip aradım dedin. O esnada çuval neredeydi?"
Nevzat Bahtiyar: "Açıkta bekliyordu."
Avukat: "O kadar süre içinde birilerinin seni görmesinden endişe etmedin mi?"
Nevzat Bahtiyar: "Yoktu kimse." (Kızıyor)
Avukat: Kız, kız! Hasret kaldık senin konuşmana.
DURUŞMADA FOTOĞRAF GERGİNLİĞİ
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz’ın fotoğraf çektiğini söyledi.
Polis, Avukat Eryılmaz’ın telefonunu inceledi ve fotoğrafın duruşma başlamadan önce çekildiğini belirtti.
Gerginlik sonlandı.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ: "Senin internet paketin ne kadar?"
Nevzat Bahtiyar: (Cevap duyulmadı.)
Avukat: "Oğlunun avukatını ara sıra kullandığını söylüyorsun. 15.08’de aradığında arabayı söyledin mi? O arabanın sende olduğunu nereden biliyordu ki?"
Nevzat Bahtiyar: "Salim Güran yukarıdan geldi, arabayı gördü."
Avukat: "Vadeli araç sattığını söyledin, tefecilik yapıyor musun?"
Mahkeme Başkanı: "Bu soruya olmaz”
Avukat: "Salim Güran seni telefondan hiç aramamış. Tam 3 ay. Hatırlıyor musun?"
Mahkeme Başkanı: "Geçen celse sorduk."
Avukat: "Psikiyatrik bir problemin var mı?"
Mahkeme Başkanı: "Bunu konuştuk."
Avukat: "Prostat rahatsızlığın var mı?"
Mahkeme Başkanı: "Tamam, bunu sorabiliriz."
Nevzat Bahtiyar: "Hayır yok."
BAHTİYAR’DAN HTS KAYITLARI SORUSUNA YANIT
Yüksel Güran’ın avukatı soruyor: "HTS kayıtlarına göre 15.10’da ahırdasın. Narin’in en son görüldüğü saat 15.11. İlk karşılayan kişi sen olmalısın. Narin’i gördün mü o gün?"
Nevzat Bahtiyar: "Kesinlikle görmedim."
Yüksel Güran’ın avukatı: "21 Eylül’de jandarma arkadaşlar seni ziyaret etti mi?"
Nevzat Bahtiyar: "Hayır, ziyaret etmediler."
*****
Amca Salim Güran salona getirildi.
Salim Güran: "Şakir Başçavuş, komutanım diyorum. Özellikle Dara 2 kamerası için ısrar ediyorum. Ama orada Necmeddin Kaya (akrabası) var, o Nevzat Bahtiyar’ın akrabası."
Mahkeme Başkanı: "Korucu, askeriye kamerasını silebilir mi?"
Salim Güran: Hayır, ama “Necmeddin’i de tanımıyorum” demişti.
Salim Güran: "Kolluk kuvvetlerinin tutanaklarını kabul etmiyorum. O kameraları istiyorum."
*****
Anne Yüksel Güran salona getirildi.
Mahkeme Başkanı: Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı?
Yüksel Güran: (Göğsüne vuruyor) “Narin’in katilini istiyorum”
Yerine geçerken Nevzat Bahtiyar’a döndü.
“Sen adam değilsin” dedi.
Mahkeme Başkanı: Yüksel Hanım lütfen
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş: "2 saattir Nevzat Bahtiyar’ı sorguluyoruz, adil yargılama olması için diğer sanıklara da soru soralım."
Mahkeme Başkanı: "Kime soralım?"
Avukat: "Salim Güran’a."
Mahkeme Başkanı: Tamam
****
Salim Güran yeniden duruşma salonuna getirildi.
Avukat: "WhatsApp kayıtlarını sildiniz mi?"
Salim Güran: "Ben bu sorunun cevabını verdim."
Avukat: "Arif Güran’a neden aynı cevabı vermediniz?"
Avukat: "Dosya içerisinde bir tutanak var. Jandarma mülakat yapıyor. Whatsapp ile ilgili Arif Güran’a soruyorlar, 'Silmişim' demişsiniz sadece.
Mahkeme Başkanı: "Bu üçüncü kişinin ifadesi, bunu geçelim."
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek: "Bizi karara zorlasanız da, bizi hıza kurban ediyorsunuz. Canlı keşif çok önemli. Ya da bizim bilmediğimiz şeyleri biliyorsunuz diye umut ediyorum."
Mahkeme Başkanı: "Sizin bilmediğiniz, bizim bildiğimiz hiçbir şey yok. Şeffaflık konusunda netiz."
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, üvey babaanne Süveyla Özkan’ın tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
Savcı mütalaasını tekrarladı, duruşmaya saat 15:30'a kadar ara verildi.
Aranın sona ermesinin ardından duruşmaya yeniden başladı.
Tutuklu 4 sanık salonda. Savcı 14 sayfalık mütalaasını okuyor.
SAVCI İYİ HAL İNDİRİMİ İSTEMEDİ
Savcı mütalaasında "Tüm sanıklar suç ortağı" dedi. Narin'in boğularak öldürüldüğü ifade edildi.
Savcı tutuklu 4 sanık hakkında iyi hal indirimi istemedi.
*****
ARİF GÜRAN, EŞİ YÜKSEL'E SAHİP ÇIKTI
Baba Arif Güran getirildi.
Baba Arif Güran şöyle konuştu:
"Olay günü Batman’daydım. Sabah 08.30 gibi evden çıkıp davetiye dağıtmaya gittim. Akşamüstü beni komşum aradı, 'Neredesin?' dedi. 'Hayırdır?' dedim. 'Yok, sormak istedim' dedi. 'Bismil’deyim' dedim. Sonra, 'Narin gözükmüyor ama endişelenecek bir şey yok' dedi. Bu saatte Narin nasıl kaybolur dedim. Sonra bir telefon daha geldi, 'Narin kayıp' dediler. Ben oradan eve gelene kadar 3-4 kez kaza yapıyorduk.
Kızım benim için çok önemliydi. 5 oğlum vardı ama Narin benim için farklıydı. Annesi için de öyleydi. Eğer ben Narin’e ne kadar önem gösterdiysem, annesi bin kat daha fazla göstermiştir.
Burada şu an bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Hem evladını aldılar hem sınıyorlar. Bunu yüce Allah biliyor. Ben 22 yıllık eşimi tanırım.
Biz köye yetiştik. Jandarma geldi, Allah razı olsun, köpekler geldi. Ben bir süre kendimden geçtim. 'Bu insanlar hepsi buradaysa benim kızımın başına bir şey gelmiştir' dedim. Herkese bağırdım, 'Ne oluyor?' diye. 'Narin gözükmüyor' dediler. 'Neden duruyorsunuz?' dedim, 'Herkes aramaya katılsın.'
O gece hiç durmadık. Köpek kanala, mısırın oraya nereye vurursa, ben oralara baktım. 20-30 genç ile mısırın içine girdik. Osman, Enes, Muhammed, oğullarım da oradaydı. Köydeki başıboş köpekler mi acaba kızıma saldırdı bile diye düşündüm.
Keşke ben bu dakikalarda ölsem. Mısırın içerisinde bir koştuk, 3-4 tur gidip geldik.
Gece saatlerinde Memorial Hastanesi’ne gittik. (Kaza yaptığı söylenen küçük kız çocuğu ile ilgili olarak.) Benim telefonumu her yere paylaşmışlar. Telefonum çalmaya başladı, sürekli arıyorlardı. Öyle bir hal aldı ki artık telefonuma cevap veremez hale geldim.
Sürekli ihbar geliyordu, 'Kızın benimle' diyenler bile oldu. Hatta bana çocuk sesi dinleten insanlar bile oldu."
GÜRAN AİLESİ MAHKEMEYİ BİRBİRİNE KATTI
Salonda tansiyon yükseldi. Güran ailesinin fertleri "Adalet istiyoruz" diye bağırırken Enes Güran başını duvara vurdu.
Tutuklular salondan çıkarıldı. Duruşmaya 45 dakika ara verildi.
Duruşma tekrar başladı. Mahkeme tutuklu sanıkların ailelerinin duruşma salonuna alınmamasına karar verdi.
*******
Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19'uncu gününde dere yatağında çuvalda, üstü 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4'ü hakkında Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması, 7 Kasım'da görüldü. 3 gün süren duruşma sonunda mahkeme heyeti, ara kararını açıklayarak, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 26 Aralık'a erteledi.
ADLİYE ÇEVRESİNDE BARİYERLİ ÖNLEM
Diyarbakır'da Narin Güran cinayeti davasının duruşması öncesi mahkeme salonu ve adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Polis ekipleri, adliye çevresine bariyerler yerleştirdi. Duruşma boyunca alana giriş-çıkışlar, polis kontrolünde olacak. Alana girmek isteyenler, üzerleri aranarak alınacak.
SANIKLAR ADLİYEYE GETİRİLDİ
Diyarbakırda 8 yaşındaki Narin Güranın öldürülmesine ilişkin bugün görülecek davanın ikinci duruşması kapsamında tutuklu sanıklar cezaevinden çıkarılarak Diyarbakır Adliyesine götürüldü.
NARİN’İN ÖLDÜRÜLME NEDENİNİN BELİRLENEMEMESİNE SEBEBİYET VERECEK İRADE ORTAYA KOYMUŞLAR
Savcı, esas hakkındaki mütalaasında sanıklar, Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi taşıyan Nevzat Bahtiyar ile ilgili 'İştiraken kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Mütalaada dosya içeriğinde soruşturma ve kovuşturma boyunca bulunan ve sunulan tüm kamera görüntüleri, ifade tutanakları, Adli Tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu ve bu yönde desteklenen bilirkişi raporu, kriminal raporlar, ulusal kriminal büro raporu, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olay günü sanıklar Enes Güran’ın, Salim Güran’ın, Yüksel Güran’ın ve Nevzat Bahtiyar’ın olay saatinde Arif Güran’ın evi ve civarında bulundukları hususunun daraltılmış baz analiz raporu ve bilirkişi raporuyla tespit edildiğini belirtilerek, “Ayrıca 28/11/2024 tarihli ulusal kriminal büronun raporu ile de desteklenen ahır-ev bölgesinde olay saatinde gerçek-canlı hareketleri mevcut olup Narin Güran’ın da ahır-ev bölgesine ulaştığının belirlendiği bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve bu eyleme taraftar olmadıklarını gösterecek şekilde engelleyici bir irade ortaya koymadıkları gibi fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek bildikleri gerçeği açıklamamak suretiyle Narin Güran’ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasındaki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran’ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmakla, yukarıda izah olunan nedenlerle üzerlerine atılı ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçunu işleyen sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 37/1 maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu 82/1-e, 53/1 ve 63'üncü sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, alacakları ceza miktarı nazara alındığında hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK 62'nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, mahkememiz nezdinde adli emanete kayıtlı materyallerin dosyada delil olarak saklanmasına, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeni ile haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53'üncü maddesinin 1'inci fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 63'üncü maddesi gereğince cezalarından mahsubuna, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 325/1 maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur" denildi.
Mütalaada ayrıca 27 Kasım'da dava dosyasına sunulan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü'ne gönderilerek ilgili videoların ses iyileştirilmelerinin ve söz konusu konuşmaların Türkçe tercümesi yapılmak üzere rapor talep edilen Erhan Güran'ın evindeki kamera görüntüleriyle ilgili olarak da "Şahsın ikametindeki kamera görüntülerinde yer alan kişilerin eylemlerinin kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçları yönünden suç ve suç unsuru teşkil ettiği değerlendirildiğinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur" ifadeleri kullanıldı.