MYANMAR'DA BBC DİNLEYENE HAPİS
"Nergis" kasırgasının 30 binden fazla kişinin ölümüne yol açtığı Güneydoğu Asya ülkelerinden Myanmar, hâlâ uluslararası yardımlara ve haberciliğe kapalı bir ülke.
Cunta yönetiminin bir yandan insani yardım çağrısı yaparken diğer yandan uluslararası medyaya vize vermemesine anlam veremediklerini açıklayan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü ve Myanmar Medya Derneği (Burma Media Association), "Durumun vahameti cuntayı, yeniden inşa ve insani yardımda çok önemli rolü olabilecek Myanmar medyasına sansür dayatmaktan vazgeçirmeli" açıklaması yaptı.
Myanmar'da ordunun yönetiminde bir radyo ve iki televizyon kanalı var. Bunların dışında kalan iki radyo kanalıysa sadece reklam ve müzik yayını yapıyor. Rangoon'da haftalık ve aylık toplam 50 dergi yayımlanıyor. Bunların hepsi rejimin sıkı kontrolünde.
Sansürsüz bilgi akışı BBC, Norveç merkezli "Burma'nın Demokratik Sesi" (Democratic Voice of Burma), Bağımsız Asya (Free Asia) ve Amerika'nın Sesi (Voice of America) radyolarından sağlanabiliyor. Cunta bu radyoyu dinleyenleri yasadışı aktivitede bulunmakla suçluyor ve hapisle cezalandırıyor.
Ölü sayısı 30 bindi; 100 bini bulabilir
Başkent Rangoon'da görev yapan bir gazeteci, cuntanın sansür bürosunun, zararların giderilmesinde Budist rahiplerin yaptıkları katkılara değinmeyen doğal afet haberlerine 8 Mayıs'tan itibaren izin verdiğini ifade etti. Haberlerde, dini cemaatlerin yardımlarından değil askeri nitelikli yardımlardan bahsedilmesi isteniyor.
Myanmar devlet televizyonu, şimdiye dek 31 bin 938 kişinin öldüğünü, 29 bin 770'inin kaybolduğunu; bin 403'ünün de yaralandığını duyurdu.
Cunta ve ona bağlı hükümet, 10 Mayıs'ta gerçekleşen ve askeri iktidarın ömrünü uzatan Anayasa referandumundaki "zaferi"ni kutluyor. Yabancı diplomatlarsa ölü sayısının 100 bini bulabileceğinden ve salgın hastalıkların yayılabileceğinden söz ediyorlar.
Uluslararası medyaya ülkeye giriş izni yok
9 Mayıs'ta uluslararası topluma çağrı yapan Myanmar Rahipler Birliği, uluslararası yardım kuruluşlarıyla işbirliği yapmayı reddeden cuntayı eleştirdi; bu kuruluşları daha büyük bir felaketin önlenmesi için "cunta izni beklemeden müdahale etmeye" çağırdı.
Felakette insanlara yardımda yetersiz kalan cunta, çalışmaları kendisi yürütmekte ısrarcı. Doğal afetin hemen ardından turist vizeleriyle Myanmar'a giden çok sayıda haberciye ülkeye giriş izni verilmedi.
Düşünce suçlusu U Win Tin'den haber yok
Rangoon yakınlarındaki İnsein Cezaevi'nde mahkumlara ateş eden askerler, 30 kişinin ölümüne yol açtı. Düşünce suçundan bu cezaevinde yatan U Win Tin'den haber alınamıyor. RSF-Fransa Vakfı'nın 2006 Basın Özgürlüğü Ödülü'nü kazanan ve 1989'dan beri hapiste bulunan Tin, 76. yaşını da cezaevinde kutlamıştı.
Askerler "muhbir" arıyor, İnternet sıkı takipte
Cunta, yıllar önce çalışma izinlerini iptal ettiği gazetecileri, 2006'da Anayasal çalışmaları izlemeleri için yeniden davet etmişti. Buna rağmen cunta, uluslararası medyayla çalışan "muhbirleri" teşhis etmeye çalışıyor. Mandalay'daki tesisler aracılığıyla 2006'da telefon dinlemelerine ağırlık verilirken ülkede İnternet kullanıcıları da sıkı şekilde denetleniyor.
İnternet kafelerdeki bilgisayarlar, beş dakikada bir otomatik olarak İnternet kullanıcılarının ziyaret ettiği sayfalardaki görüntüleri kaydediyor. Haziran 2006'da İnternet üzerinden chat ve telefon hizmetlerine darbe vuruldu. Hedefse, hem karlı uzun hat iletişim pazarını devlet kuruluşlarının elinde tutmak hem de dinlemeye zor takılan bu tür iletişim olanaklarından muhalifleri uzak tutmaktı. BİA www.bianet.org