Murat Sabuncu'dan dikkat çeken yazı: Meral Akşener Altılı Masa’yı büyüterek öldürmek mi istiyor?

İYİ Parti lideri Akşener, Millet İttifakı'nda olmak istediklerini açıklayan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı ziyaret etti. Akşener, Baş’ın teklifini onun adına Altılı Masa'ya taşıyacağını söyledi. Murat Sabuncu, bu durumu köşesine yaşıyarak "Meral Akşener Altılı Masa’yı büyüterek öldürmek mi istiyor?" diye sordu.

T24 yazarı Murat Sabuncu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın 'Altılı Masa'ya katılma isteğini masadaki diğer liderlere ileteceğini söylemesini, köşesine taşıdı. Sabuncu, "Meral Akşener Altılı Masa’yı büyüterek öldürmek mi istiyor?" diye sordu.

Murat SABUNCU / T24

Meral Akşener Altılı Masa’yı büyüterek öldürmek mi istiyor?

14 Kasım pazartesi sıkıntılı bir buluşma olacak. Tayyip Erdoğan’ın zayıf Türkiye Yüzyılı sunumundan sonra, iyi hazırlanmış, bir hikâyesi olan Altılı Masa’nın toplumun önüne koyacağı bir proje şansını artırabilirdi. Hâlâ da artırabilir. Ancak belli ki partilerin kendi çıkarlarını merkeze alan siyaset yapılacak. Bu sadece Meral Hanım için geçerli değil masadaki tüm aktörler için geçerli

...

Ancak masaya dışarıdan yeni parti eklenmesi konusu belki de bugüne kadar yaşananlar içinde ayrı bir nokta olarak incelenmeli. Üstelik bunu Altılı Masa içinden bir parti liderinin diğerlerine danışmadan de facto olarak ‘işleme alması’ ciddi bir sıkıntı. Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP), İyi Parti tarafından masaya davetinden bahsediyorum. BTP’nin Genel Başkanı Hüseyin Baş sosyal medyayı iyi kullanan genç bir isim. Babası Haydar Baş vefat edince partinin başına geldi. Babası Kadiri tarikatının icmal kolundandı. 1970’lerin sonunda Milli Selamet Partisi’ne katılmış ancak Necmettin Erbakan bir süre sonra onu partiden uzaklaştırmıştı. İlerleyen yıllarda kendi partisini kurdu, Atatürkçülük üzerine ‘olumlu’ cümleler kurmaya başladı. Bir dönem (1994) Doğru Yol Partisi’ni destekledi. AKP ile 2017 referandumu hariç bir yakınlığı olmadı. Referandum sürecinde partinin genel başkan yardımcısı Abdullah Terzi kendi medya gruplarından şöyle bir açıklama yaptı:

“Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş bana bizzat dediler ki ‘ben parti tabanına cumhurbaşkanımıza karşı hayır dedirtmem, böyle bir kampanya yürütmem. Onları serbest bırakıyorum. Kimsenin iradesine karışmıyorum.” 

2001 yılında kurulan partinin en popüler sloganı ‘iş, aş, Haydar Baş’ idi. 2015 yılında asgari ücreti 5 bin TL yapacağını söylemiş ‘3 katrilyon dolar yer altı kaynağımız var. Bunun 2 trilyonunu yılda harcasak bize 1500 yıl yeter’ hesabını yapmıştı. 

BTP ne söylemleri ne anketlere yansıyan oy oranı itibariyle kuruluşundan beri çok dikkat çeken bir parti hiç olmadı. 2019 yerel seçimlerinde belediye başkanlıkları için 157 bin, il genel meclisi için 126 bin oy aldı. Babadan oğula geçen parti genel başkanlığı sürecinde de Hüseyin Baş’ın sosyal medyada popüler olan birkaç konuşması da siyasetten ziyade farklı alanlarda popüler oldu.

Aslında konu BTP değil. Konu İyi Parti tarafından Altılı Masa’ya davet ediliş şekli. Bu daveti diğer partilere sormadan, BTP’nin parti genel merkezine ziyarete de giderek masadaki diğer partilerin hayır diyemeyecekleri hale getiren Meral Akşener’in duruşu.

Gazeteduvar’dan Müzeyyen Yüce’ye söyleşi veren Baş ‘katılımın reddinin infial yaratabileceğini’ söyledi. Cümlesini aynen aktarıyorum:

“Bizim ittifaka katılma talebimiz, İyi Parti’nin bize olumlu yaklaşımı, Sayın Akşener’in ziyareti 'Altılı Masa'da bir krize neden olur mu kestirmem zor; partnerlerin diyalogları ile ilgili bir durum. Ancak toplumsal bir rahatsızlık, infial oluşabilir. Çünkü bu konuda toplumsal bir beklenti var. Toplum bunu beklerken, bu kadar hazırken ittifaka katılımın olumsuz sonuçlanması toplumu üzer. Böyle bir kriz boyutu oluşabilir.  Ben masadan olumsuz bir yanıt çıkacağını düşünmüyorum.”

Gelelim bir kısmı masadaki diğer aktörlerin yakın çevresinden alınan bilgilerle yazacağım Meral Akşener ne yaptı sorusunun yanıtına:

İlk cevabı fikirlerine önem verdiğim siyasi bir analistten ödünç alarak yazıyorum: Masayı büyüterek öldürmek ya da değersizleştirmek için adım attı. Beraber konuşulanlara bakalım biraz da açalım:

-Yaklaşık bir senedir altı parti bir arada çalışıyor. Bu altı parti lideri önce güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasını yan yana gelerek açıkladı. 7 kez buluştu. Şu anda partilerden belirlenen kurmay heyet seçimlere ortak bir hedef belirleyerek girmek için iki aydır çalışıyor.

Soru şu: BTP bu çalışmaların neresinden konuya dâhil olacak?

Bir diğer soru: BTP’nin bugüne kadar geçilen süreçler, ortaya konan performans, emek noktaları önemsenmeden, diğer partilere sorulmadan masaya dâhil edilmesi, bu partinin mevcut oy gücüyle mi partinin entelektüel yapısıyla mı yararlı görüldü Akşener tarafından?  

Benim tahminim (konuştuğum diğer parti yetkililerinin anlattıklarından çıkardıklarım) şöyle:

Meral Akşener masada elini güçlendirmek istiyor. Bir yandan aday belirleme sürecinde bir yandan seçim sonrası (eğer kazanılırsa) oluşacak yeni iktidar yapısında. Diğer parti yöneticilerinden bir kısmı Akşener’in ‘tek başkan yardımcısı olmak istediğini’ yakın çevresine söylediğini iddia ediyor. Ayrıca masadaki oy oranları anket sonuçlarına göre az olan diğer partilerin liderlerinin ya da kadrolarının yeni dönemde eşit oranda değil oy oranları karşılığı yönetim paylaşımı yapılmasını istiyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığını masada tartışılmadan fazlasıyla dile getirişinden rahatsız ve gerek medyaya yansıyan eleştirel sözleriyle gerek yaptığı bu hamleyle yeni bir tartışma alanı açıyor. ‘Yönetimde eşit paylaşımsa buyrun benim getirdiğim BTP’yi de masaya alalım, hem adaylık konusunda hem yönetim konusunda bir daha konuşalım’ diyor. Masadaki her partinin lideri başkan yardımcısı olsun mu istiyorsunuz, tamam Hüseyin Baş da olsun. Masadaki partilere eşit bakanlık mı peki BTP’ye de aynı şekilde…

14 Kasım pazartesi sıkıntılı bir buluşma olacak. Tayyip Erdoğan’ın zayıf Türkiye Yüzyılı sunumundan sonra, iyi hazırlanmış, bir hikâyesi olan Altılı Masa’nın toplumun önüne koyacağı bir proje şansını artırabilirdi. Hâlâ da artırabilir. Ancak belli ki partilerin kendi çıkarlarını merkeze alan siyaset yapılacak. Bu sadece Meral Hanım için geçerli değil masadaki tüm aktörler için geçerli.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamasında eski genel başkanı Devlet Bahçeli ile uzun süre sonra el sıkıştığı fotoğrafı görünce aklıma 7 Haziran seçimlerinden sonra Bahçeli’nin kurduğu bir cümle geldi. HDP’nin Meclis’teki yerini işaret ederek ‘sol tarafı flu görüyorum’ demişti. Meral Akşener’in de ‘HDP ile asla yan yana gelmeyeceği’, hatta ortak aday belirlenirse onlarla görüşmesine bile sıcak bakmayacağı da belli. Masadaki tek ‘sol partinin’ etrafındakilere ‘bir şımarıklık çöktüğünü’ düşünüyor. Aday olmayacağını açıkladığı tarihten itibaren, kendi adaylığı için mesafe kat eden Kemal Kılıçdaroğlu’na da medya üzerinden sık sık mesaj yolluyor. Masadaki diğer küçük partilerin yeni yönetimde fazla sorumluluk üstlenmesini istemediği kulis bilgilerine yansıyor. BTP’yi masaya hangi kritere göre çağırdığı belli değil üstelik bunu diğerlerine danışmadan yapıyor. İlgiyle izliyorum.

Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN

Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Wanda Nara Siyah Tangasıyla Meydan Okudu! Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Şakir Paşa Ailesi'ndeki yatak sahneleri alev aldı! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi