Metin Akpınar, kızlarına 'zırnık koklatmayacağını' söylediği eşi Göksel Özdoğdu ile bakın nasıl tanışmış
Usta sanatçı Metin Akpınar, son dönemde evlilik dışı dünyaya gelen çocuklarıyla gündemde. 62 yıllık eşi Göksel Özdoğan'ın çocuklarına zırnık koklatmayacağını söylediği iddia edilen Akpınar'ın eşiyle nasıl tanıştığı merak konusu oldu. İşte çiftin tanışma hikayesi...
Usta sanatçı Metin Akpınar, son dönemde evlilik dışı dünyaya gelen çocuklarıyla gündemde. 62 yıllık eşi Göksel Özdoğan'ın çocuklarına zırnık koklatmayacağını söylediği iddia edilen Akpınar'ın eşiyle nasıl tanıştığı merak konusu oldu. İşte çiftin tanışma hikayesi...
Usta sanatçı Metin Akpınar, evlilik dışı dünyaya gelen ikiz çocuklarıyla gündemde.
81 yaşındaki Akpınar'ın çocuğu olmadığı sanılırken, gençlik dönemlerinde bir kadınla birlikte olduğu ve ikiz kızlarının dünyaya geldiği öğrenilince magazin gündemi deyim yerindeyse sarsıldı.
Akpınar'ın Sevgi Nebioğlu ile Duygu Nebioğlu isminde iki kızı olduğu öğrenilirken, kızlarından Duygu, bir televizyon programına katılarak Metin Akpınar'ın 62 yıllık eşi Göksel Hanım hakkında çocuklarına 'Eşim öğrenirse size zırnık koklatmaz' dediğini söyledi.
Akpınar, eşiyle tanışma hikayesi "İyi ki yapmışım" belgeselinde şu sözlerle anlatmıştı:
"Mahalleye yeni biri geldi mi ertesi sabah, "Hoş geldin komşu kardeş," diye yanaşılır. Sen kapmazsan başkaları kapar kızı. Hazırlandım, süslendim, hemen çıktım, 'Hoş geldin komşu kardeş, nerede okuyorsun, ne yapıyorsun? Hadi sahil yolunda biraz yürüyelim…
En güzel kıyafetlerimi giymişim, ağzım kokmasın diye de bir karanfil atmışım onu çiğniyorum. Sen o karanfil kaç boğazıma! Kızın yanında öleceğim. Nasıl ıstırap çektim o ilk buluşmamızda anlatamam...
Her şeyin fazlasını severim ben. Ya en çok ya en az! Ya çok öfke ya çok sevme! Hep söylerim; aşkımız da büyüktü, flörtümüz de büyüktü. Ekmek almaya diye çıkıp eve sekiz saat sonra döndüğümüz çok olmuştur.
Erzurumlu bir albay emeklisi. O bastonla dolaşıyor, ben silahla dolaşıyorum. Delikanlılık; şarap şişesi bir cebimde, silah bir cebimde 'Kızı alırım kaçırırım, bana nasıl vermezler!' diyorum. Bugün şaka gibi gelen bu öykü o zaman bizim için hayatımız ve çok önemli bir şey!..
Kızı alıp kaçıracağım, başka çare yok. Allem ettik kallem ettik, araya girenler oldu ama vermediler ısrarla. Ben de dedim ki 'Bana kaç.' Evlenmezsek ben gemici olacağım, uzak yollara gideceğim ve asla kavuşamayacağız,' dedim bir de.. 'Gelir misin?' 'Gelirim.' 'Benimle beraber olur musun?' 'Olurum.' 'Bütün kuralları yıkar mıyız?' 'Yıkarız!' Bitti!
Gittik yüzüklerimizi çarşıdan beraber aldık, Kumkapı'da kayaların üzerinde taktık. Bize göre evlendik. Kaçırdım kızı.
Kaçırma deyince dağa kaldırmadım tabii, onların evinden karşı eve kaçtı, iki valizle..
Sonunda ailesi kabul etti durumu, yüzükler tekrar, bu kez evde takıldı. 1961'in 17 Şubat'ında ise nikahları kıyıldı. Tam da Medeni Kanun'un kabulünün 35. yıl dönümünde.