Merkez Bankası'nın raporundan ZAM çıktı. 2023'te çok daha büyük zamlar geliyor. Yeniçağ gazetesi yazarı Evren Devrim Zelyut kötü haberi verdi
Yeniçağ gazetesi yazarı Evren Devrim Zelyut, Merkez Bankası raporunu değerlendirdi ve vatandaşlar için kötü haberi verdi.
Yeniçağ gazetesinden ekonomist Evren Devrim Zelyut'un yazısı
2023'te daha büyük zamlara hazır mısınız?
Hani bir deyim vardır; perşembenin gelişi çarşambadan belli olur diye, işte Türk ekonomisinin de 2023 yılında ne olacağına dair dün önemli veriler geldi. Bunlardan ilkini Merkez Bankası açıkladı. Bakın kısa vadeli borç konusunda Merkez ne demiş:
"2022 Ağustos sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 185,9 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir. Söz konusu stokun 16,0 milyar ABD dolarlık kısmı, Türkiye'de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşmaktadır. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün %19,9, Merkez Bankası'nın %17,0, özel sektörün ise %63,1 oranında paya sahip olduğu gözlenmektedir."
Peki bu veri bize ne söylüyor?
1-Kısa vadeli borç arttıkça, eksi 60 milyar dolar rezervi hesaba katarsak, kurun yukarı yönlü eğilimi kuvvetlenerek devam edecektir. İşin en vahim kısmı ise, an itibari ile 'Net Hata Noksan' denilen kaynağı belirsiz girişler veya Rus/Arap sermaye destekleri ile tutulmaya çalışılan kur, bu unsurların bir şekilde çalışmaması halinde çok uçuk değerlere ulaşarak ekonomiyi büyük bir yıkıma götürebilir.
2-Rakamda sanayinin aldığı borçların büyük bir yüzde oluşturduğunu gözlemliyoruz. Bu da ithal etmeden çalışamayan bir sanayi olduğunu bizlere gösteriyor. Ancak ithal ederek düşük teknoloji üretimine bağlı sistem bir yıl içinde tıkanacaktır, zira üretilen mallar para etmediği gibi bunları üretmek için alınan borçları elde edilen hasılatla çevirmek iyice zorlaşacaktır. Hem para etmeyen mallar satıyorsunuz, geliriniz azalıyor, hem de bunları üretmek için devasa borca girip dışarıya kaynak akıtıyorsunuz.
Bu çıkarımın ispatı olarak TÜİK'in Dış Ticaret Endeksleri, Ağustos 2022 raporuna bakmak yeterlidir. Raporda ihracat birim değer endeksinin %5,9 arttığını gözlerken, ithalat birim değer endeksinin %26,0 artarak, bir birimlik ithalata daha fazla para ödediğimizi görüyoruz. Bu makas ekonomimizin aleyhine tehlikeli bir şekilde açılmaktadır.
Sonuç olarak kurların yukarı çıkışı girdi maliyetlerimizi artırarak enflasyonun 2023 yılında da artarak devam etmesini sağlayacaktır. Burada kurdaki artışı sanayimizin dışa bağlı çalışması ile artan ithalatın yarattığını unutmayalım. Kurlara etki eden ABD Merkez Bankası FED'in davranışları da bahsedilmesi gereken ayrı negatif bir konudur.
Ancak, 2023'teki devasa zam dalgasının oluşmasının nedeni, seçimler nedeniyle uygulanacak popülist kamu maliyesi uygulamaları olacaktır.
Dün yapılan açıklamaya göre, merkezi yönetim bütçesi Eylül ayında 78,6 milyar TL açık verdi. Böylelikle 2022 yılının en yüksek aylık açığı kaydedildi.
Planlarda açığın yıl sonunda 461 milyar TL'ye ulaşması bekleniyor. An itibari ile ilk dokuz ayda açık -45,5 milyar TL ise, o zaman yılın son 3 ayında yapılacak harcama 415,5 milyar TL olacaktır. Peki bu devasa açığı kim kapatacak?
Bu açık için borç alınacak, faizi ise vatandaş ödeyecektir. Geçen yıl 330 milyar TL olarak planlanan faiz ödemeleri 2023'te 565 milyar TL'ye çıkacak. Artış %71 olacak. Peki faiz ödemeleri için Hazine vatandaşa müracaat edecekse nasıl alınacak bu para? Elbette mazota, gaza, aklınıza gelen her mala ve vergilere zam yapılarak…
2023 yılında bütçe büyüklüğü 4 trilyon 469 milyar lira olarak öngörülürken, 659 milyar liralık bütçe açığı bekleniyor. Bu açığın kapatılması için gereken para yukarıda bahsettiğim gibi vergiler ve zamlarla bizden alınacak. Ama zam yoluyla vatandaştan kepçeyle alınmadan önce, AKP popülizmi önce kaşıkla verecek: Örneğin 2023 yılında planlanan doğal gaz ve elektrik sübvansiyonunun bütçeye yükü 600 milyar lira olacak.
AKP seçim var diye 20 yıldır bozduğu gelir dağılımını yine sonrasında vatandaştan almak kaydı ile güya düzeltmeye çalışacak. Ama şerri hayrından büyük olacak. Bunları yapmak yerine zamanında reformlarla sanayimizi dış girdi bağından kurtarsaydı şimdi kur krizi yaşamazdık. Oligarklarına ihalelerde milyarlar vermeseydi, partizanlık yapıp kaynakları kendi yandaşlarına akıtmasaydı an itibari ile halkın alım gücü daha yüksek olur, millet elektrik, gaz faturası hesabı yapmaz, bazılarımız çöpten sebze, meyve toplamazdı.
Yapılan her seçim kokan hareket 2023'te devasa zamlar olup üzerimize yağacak, bundan kaçış yok.