Merkez Bankası'nın faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 24 Kasım 2022 tarihinde toplanıyor. Ekonomist Remzi Özdemir, Merkez Bankası'nın ne yapacağını açıkladı. Doları, dolar borcu olanlar dikkat

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 24 Kasım 2022 tarihinde toplanacak. Banka son olarak 20 Ekim tarihinde toplanmış ve faizleri yüzde 10,5'e çekmişti. İşte Yeniçağ gazetesi yazarı Remzi Özdemir de Merkez Bankası'nın para politikasıyla ilgili bir yazı yazdı ve 24 Kasım'daki toplantıda ne yapacağını açıkladı.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu son olarak 20 Ekim 2022 tarihinde toplanmış ve faizleri yüzde 12’den yüzde 10,5’e indirme kararı almıştı. 

PPK, faiz indirme gerekçesini ise şöyle açıklamıştı:

"Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 12’den yüzde 10,5’e indirilmesine karar vermiştir.

Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir.

Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar.

Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

2022’nin ilk yarısında güçlü bir büyüme gerçekleşmiştir. Yılın ikinci yarısına dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Bununla birlikte, imalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkileri yakından takip edilmektedir. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir.

Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır.

Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edecektir.

Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.

Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir.

Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

İşte Yeniçağ gazetesi yazarı Remzi Özdemir de Merkez Bankası'nnı faiz kararlarıyla ilgili bir yazı yazdı ve 24 Kasım 2022 toplantısından ne çıkacağını açıkladı. İşte o yazı...

YENİÇAĞ GAZETESİ YAZARI REMZİ ÖZDEMİR'Nİ YAZISI

Enflasyon böyle düşürülür

Faiz sebep enflasyon sonuç!

Başımıza ne geldiyse işte bu iddia sonucu geldi. Dünyanın hiçbir ülkesindeki iktisatçı ve ekonomist böyle bir tezi kabul etmiyor.

Hatta bu görüşü tez olarak bile kabul etmiyor.

Daha iktisat fakültelerinin ilk sınıfında öğretirler enflasyonla mücadelenin faiz silahını çekmekle sağlanacağını.

Tabii ki bu faiz sonsuza kadar olmaz. Önemli olan ekonomini hasta eden sorunu bulup çözünceye kadar sana zaman tanır faiz artışı.

Türkiye yaklaşık 5 yıldır ekonomi ve iktisat biliminden tamamen uzaklaştı.

Dedim ya dünyanın kabul etmediği bir görüşün peşinden koştu ekonomi yönetimi. En acısı ise koca koca ekonomi profesörlerinin yer aldığı Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu da aynı iddianın arkasından koştu.

Geçen yıl Eylül ayında Merkez Bankası faizleri indirdi. Gösterge faizi yüzde 19 ve enflasyon da yüzde 19'du. Kıyamet koptu. Türkiye'de bu işi bilen herkes isyan etti.

"Yapmayın etmeyin enflasyonu patlatırsınız" diye uyardılar.

Dinleyen kim?

İndirdikçe indirdi. Faiz oranı en son 10.5'e düştü. Enflasyon ise yüzde 85'e fırladı.

Ekonomi yönetimi, dünyanın Türkiye'nin uyguladığı bu politikayı hayranlıkla izlediğini sık sık anlattı durdu.

Örnek olarak da Amerika'yı gösterdi. "Amerika faiz arttırdı ama bakın enflasyon düşmedi" diye.

FED ve Amerikan Hazine yetkilileri enflasyon belasından kurtulmanın tek yolunun faizleri yükseltip, bu süre içerisinde parasal daralmaya gidilmesi gerektiğini biliyorlardı ve nitekim de öyle yaptılar.

Üstelik bunu yaparken de resesyon riskini halka anlattılar.

Sonuç olarak Türkiye yanıldı, bu işi bilimle yapan Amerika haklı çıktı. Zaten çıkmaması imkânsızdı.

Çünkü ekonomi de bir bilimdir.

Bu iş "ben ekonominin kitabını yazdım" demekle olmaz.

Sonuç olarak Perşembe günü Amerikan enflasyon verisi geldi. Bu veriler beklentinin altında geldi. Yani Amerika'da enflasyon soğumaya başlamıştı.

Dolar endeksi düştü, borsalar yükseldi ve en önemlisi Türkiye'de bile lira, dolar karşısında değer kazandı.

Çünkü ABD'de enflasyonun kontrol altına alınması demek, faiz artışlarının ilerde yavaşlayacağı ve belki de duracağı anlamına geliyor.

Türkiye bu saçma sapan iddiasının peşinde koşacak.

Merkez Bankası da biliyor bu faiz indirmenin enflasyona yol açacağını ama, bunu birilerine söyleyemiyor. Belki de söylemek istemiyor.

Kasım ayında Merkez Bankası'nın bir kez daha faizleri indirmesi ve tek haneli rakama düşürmesi bekleniyor.

Tabii ki enflasyonun biraz daha yükselişine şahit olacağız.

Şimdilik umutları baz etkisi. Yani bir önceki yılda yaşanan büyük zirveden sonra doğal bir düşüş, ekonomide başarı gibi anlatılacak.

Finansal okuryazarlığı olmayan bazı seçmen kitlesini etkilemek için bir şeyler anlatılacak.

Sonra ne mi olacak?

Türkiye'de işler çığırından çıkacak ya döviz patlayacak ya da faiz.

Olan yine halka yani dar gelirli vatandaşa olacak.

Gören herkes aynı yorumu yapıyor! Narin Güran cinayetinde yeni ayrıntı Fenerbahçe Beko, Partizan'a şans tanımadı Nefes borusuna üzüm kaçan bebek kurtarılamadı Göl çekildi, ortaya çıkanlar herkesi şoke etti MasterChef'te inazılmaz kaza