Meral Akşener'den Halk Tv canlı yayınında bomba açıklama: Cumhurbaşkanlığına aday değilim
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Ben cumhurbaşkanı adayı değilim; ben başbakanlığa adayım" dedi. Akşener daha önce de 24 Haziran Seçimlerini örnek vermiş elinden gelen kolaylığı sağlayacağını söylemişti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HalkTV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın sorularını Liderler Özel programında HalkTV Canlı yayınında cevaplandırdı.
Akşener, Millet İttifakı'nın seçim stratejisi ile ilgili açıklamalar yaptı.
Akşener ilk kez net şekilde cumhurbaşkanlığına aday olmadığını söyledi. Akşener şöyle devam etti:
Bunu bir kaç defa daha söyledim ama anlaşılmadı. Burada net bi şekilde açıklayayım. Cumhurbaşkanlığına aday değilim. Başbakanlığa adayım
ADAY NASIL BELİRLENECEK?
Akşaner, Millet İttifakı'nın nasıl aday belirleyeceği konusunda, "Aday kim olursa olsun, şartlar imza altına alınacak. İmza altına alınan maddeler halkla paylaşılacak" dedi.
Merkez Bankası'nın faiz indirim kararı hakkında konuşan Akşener, bu kararı beklediklerini ifade etti.
Akşener, bu konuda şunları söyledi:
"Merkez Bankası başkanları, büyük ekonomist Sayın Erdoğan'ın tezini ispatlamak üzere -faiz sebep, enflasyon sonuç biliyorsunuz- bu tezi ispatlamak üzere o sandalyeye oturtuldukları için... Bu faizin indirilmesi konusunda, puanı hakkında bir fikir edinemedik ama indireceğine dair bir kanaatimiz vardı"
Merkez Bankası'nın bu kararı sonrası doların da yükseldiğinden bahseden Toktaş'ın bu gelişme sonrası elektrik ve doğalgaza beklenen zammı sorması üzerine Akşener, "Dolarla gelen her şey zamlanacak. O, enflasyonu kaldıracak havaya. Dolayısıyla faiz indiriminin de anlamı olmayacak" dedi.
Akşener'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Son gittiğim 5 il bir arada Artvin, Ardahan, Iğdır, Kars, Ağrı ilçeleri de dahil. Ben sayısını hatırlamıyorum. Arkadaşlar çetelesini tutuyor. 20 ay oldu başlayalı. İlk başladığım yer Antalya’ydı. Bir gün gruptan çıktım. Güzel konuşmuştu. Basın mensubu sordu; Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na şöyle dedi, siz ne diyorsunuz. Dedim bana ne cevap vermedim yürüdüm gittim. Arkadaşlarla bir araya geldik sonra ülkenin gündemi bu olmamalı.
Antalya’ya gittik. AKP’lisi de esnafı gezdik. Oy derdimiz yok dedik. Allah razı olsun diyen Reis’ten diyenle karşılaşmadım. Yaklaşık bir yıldır.
TARIMIN NASIL YOK OLDUĞUNU GÖRDÜK
Ben yol acıktığımda korona yoktu. O ekonomiyi daha da kırılgan yaptı. Sokakta esnafta halktan herkesle karşılaşıyorsunuz. Elektrik faturaların yüksek olduğunu, stopaj ücretinin yüksek olduğunu o dükkanlarda öğrendim. Alım gücünün düştüğünü ben oralarda öğrendim. Bunun üzerinden çözüm üretmeye başladık. Esnafla yakınlaştık çözüm önerilerimiz oldu. Açık sistem üzerinden iktidara yönettik. Pandemi döneminde. Bir kısmı yapıldı ama çoğu yapılmadı. Tarımın nasıl yok olduğunu gördük. Doğu Anadolu inanılmaz bir kuraklık geçirmiş Aras Nehri’ni yürüyerek geçebilirsiniz. Göle’ye gittim; yüzde 75 Kürt vatandaşın ikamet ettiği bir yer. Vatandaş çık konuş dedi. Çıktım bir yere, bana bir şey duyurmaya çalışıyorlar. Benim üzerimden sizlere duyurmaya çalışıyorlar aslında. Hepsine tek tek mikrofon tuttum. Çiftçi resmen ağlıyor. Yaşadığı durumu ağlayarak anlatanı gördüm. Besicinin durumu perişan. Şimdi işsiz gençler, atanamıyorlar. 92 puan almış mülakatta elenmiş diyor ki; 65 puan alan atandı.
VATANDAŞ PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNDEN ŞİKAYETÇİ
20 aydır gezdiğim için korku duvarının nasıl yıkıldığını gördüm. Ben bizzat genel başkan olarak gidiyorum. Eskiden kulak verilmiyorsa da şimdi kulan veriliyor. Bir ayrıştırmaya yönelik… Bu sistemden çok şikayetçi vatandaş. Dün AKP’ye oy verenler dahi partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden şikayetçi. Her şehirde kayırılan ve zenginleşen insanlar olmuş. Anadolu’nun her yerinde gördüm, belediyeler eliyle zenginleşenler var. Müthiş bir kayırma var, bir de fakirler var. Zenginleşmiş bu gruplar AKP’li aşağıdakiler, garipler her partili.
Çaldıran’da boyacı bir çocuk… Adın ne olum Orhan dedi. Eğildim sordum “Tabletin var mı?” dedim. “Belediye dağıttı tableti olan arkadaşıma verdiler bana vermediler” dedi. Çaldıran AKP’de…
Bir çöplüğün önünden geçtim. Böyle bir şey görmedim. Merkeze döndük genç bir arkadaş geldi. Elinden kağıt çıkardı. Ben ekonomik durumu iyi bir ailenin oğluyum. “Babamın 300 hayvanı vardı 11’e düştü” dedi. “300 milyar da borcumuz var” dedi. Şimdi çocuğu varmış süt alamıyormuş… Fakirleşmenin durumunu anlatıyorum.
EMEKLİ MAAŞLARI ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNDE OLMALI
Emekliler mesela; bin 500’den 3 bine 5 çeşit emekli maaşı var. Bin 500 alan bir emekli nasıl geçinir. Tüm bu maaşların asgari ücret seviyesinde olması lazım.
Asgari ücret alan vatandaş nasıl geçinecek. Çalıştıklarını var saydıklarımız bu insanlar. Bu ülkede Sayın Erdoğan bu sistemle iktidarda kaldığı sürece; Herkes bir defa terörist olmayı tadacaktır. Biz 19 Mayıs seçimlerine giderken halciler terörist oldu, pazarcı esnafı terörist oldu. Tanzim satış yerleri açıldı. Hatta ben “Merhaba teröristler” deyince beni hapse attıracağını söyledi Sayın Erdoğan. Bir zaman sonra üretici terörist oldu. Bugün de zincir market sahipleri terörist oldu. Yarın da tüketiciyi terörist ilan edecek. Bu kadar çok tüketmeyin kardeşim diyecek. Herkes bir şekilde terörist damgası yiyecek.
"MÜTHİŞ BİR BECERİKSİZLİK VAR"
Murat Bey konuşmuş. Müteahhitler grev yapıyor. Zincir market sahiplerinin de birliği var. “Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz” dedi.
Küçük esnafın zincir marketten şikayeti var her şeyi satıyor diye. Bunu sağlayan kim peki? Bugünkü iktidar.
Enflasyonun hesaplandığı ürünlerin karını minimum tutturdular bu marketler. TÜFE için… Ben nerede hata yaptım demek yerine siz suçlusunuz diyor. Her ölümlü terörist damgasını yiyecek. Murat Bey olmaz Suat Bey olur mesele o değil.
Sakarya Milletvekilimiz bir yıldır her hafta aynı marketten aynı ürünleri alıyor. Bildiğim bir şey var müthiş bir beceriksizlik var. Sayın Erdoğan’ın her konuşmasına baktığınızda. Öğrencilere “gözünüze dizinize dursun” diyor. Nereden veriyor bu parayı, sizin, benim vergilerimizden veriliyor. Sayın Erdoğan sadaka dağıtmıyor.
Öğrenciye 650 lira veriyor. İstanbul’da bir öğrenci otobüse veriyor 1 günde 5 lira, sabah, öğlen, akşam bir simit bir çay toplam 20 lira. Bitti para…
GENÇLİK 'CEBİME PARA DOLDURUN' DEMİYOR
Yöneticinin birinci önceliği açını doyurmak, fakirini giydirmektir. Sayın Erdoğan, sadaka vermiyorsun, Milletin vergilerinden veriyorsun. 650 TL de yetmiyor yani.
Gençlik 'cebime para doldurun' demiyor. Bedavadan mezun olmamı sağlayın demiyor. Eşit şartlarda rekabet sağlayın, umutlarımı almayın diyor. Üniversite bitiren genç KPSS’den 92 puan alıyor. Siz 65 puan almış bir genci şunun eşi, bunun akrabası diye alırsanız diğer gencin bütün umudunu yıkarsınız. Özel kalemlikten devlet memurluğuna geçiriliyor insanlar.
Gençler, hakkımı ara diyorlar bana. Gençlerin sizin liyakata önem verdiğinize kanaat etmeleri, hayallerini gerçekleştirmek için onlara yol göstereceğinize inandıkları zaman o gençler bu ülke için çalışmaya hazırlar.
BENİM GEZMEMİ NASIL ENGELLEYECEKLER
Biz dar gelirlinin sesi olmayı öne koyduk ve bunu başardık. Şimdi mikrofonu alan beni duyun diyor. Bugün için her türlü saçma işi yapabilirler. İstanbul seçimlerini ikinci defaya bıraktıkları gibi. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının gerçeklik duygularını kaybettikleri anlamına geliyor… Sosyal medyada engel olabilirler. Benim gezmemi, kapı çalmamı nasıl engelleyecekler. Sandığa el uzattıkları zaman vatandaş o eli kırar.
3y’yi ortadan kaldıracağız diye geldiniz; yolsuzluk denilen hikaye… Yasaklar deseniz durum ortada. Yoksulluk aldı başını gitti. 500 milyon dolarlık uçağın tekini satsanız yurdun her yerine 2 yurt yapılır. 81 ilde 2 bin kişilik. Ama itibardan tasarruf olmuyor.
Rast gele zil çalarım. Ayakkabıları eskitmeye yola çıktı. Vatandaş sahip çıkıyor. Rize’de o bağırıp çağıran insanları göndermişler. Bölgenin AKP’lisi bile yoktu. Ben saçmalık görüyorum. Kaos çıkaran paket olur gider. Ne yapılırsa yapılsın… Seçim yasası, sosyal medya bu tür saçmalıklar olabilir bu vatandaş nezdinde tamamen ters olur. Turgut Özal yenilmemek için seçim yasası çıkardı. Sonra olanları biliyorsunuz.
AKP BAZI ANKETLERDE 25-30 ARASINDA BİR YERDE GÖRÜNÜYOR
Bizim güçlendirilmiş parlamenter sistem önerimizde barajı yüzde 5 için önermiştik. Baraj konusunda itirazımız yok, arkasında ne hesap varsa artık.
Özel anketlerimiz yok, tüm anketlere üyeyiz sadece size gelen bize de geliyor. 9 anket şirketinin toplamını hesapladığınızda yüzde 16 görünüyoruz. En yüksek gösteren 17 gösteriyor. Metropoll, Area, Kemal Özkiraz, İstanbul Ekonomi, Hakan Bayrakçı bunlara üyeyiz. Bir de üniversitede Prof. olan arkadaşımız var onun ekibiyle de sosyolojik çalışma yapıyoruz. AKP’den kopan vatandaş ne istiyor. Böyle bir çalışma da yapıyoruz. Akademisyen geçmişim var ve DYP’de partinin mutfağını da bir ara idare etmiştim. Ciddi bir tecrübem var o konuda.
AKP bazı anketlerde 25-30 arasında bir yerde görünüyor.
HDP’nin gerçek oyu nedir anlamak mümkün olmayabilir. İnsanlar söylemekten çekiniyor olabilir. Kars, Ardahan’da HDP’ye oy verenler diyor; AKP’ye oy verirken makbul vatandaş, HDP’ye oy verince terörist oluyorum.
Bir buyurun yuvaya oluyoruz. İki gün sonra terörist oluyorum, FETÖ’cü oluyorum. Bir savrulma var yani.
Benim adıma açılan 5 yıldır bir dava varmış. Tesadüfen öğrendik. Unutmuştum bu zamanlar. Gidip dilekçe verelim yine. Biraz kafa bulmak için ben gülüyorum buna. Şimdiye kadar ifadem alınmadı ama. Daha ilginç bir şey var. 15 Temmuz Araştırma Komisyonu’nda komisyon başkanı beni dinlemek üzere yazı yazıyor. O yazı kargoya veriliyor. Sonra sayın Adan arıyor yardımcıyı, Sayın Selçuk Özdağ’ı. Sayın Bahçeli’nin yanındayım Meral Hanım’ın davetini iptal edin. Kargonda benim davetimi iptal ediyorlar.
İSTER ZAMANINDA İSTER ÖNCE ONLARIN SEÇİM KAZANMASI MÜMKÜN DEĞİL
Millet İttifakı’nın 4 birleşeniyiz. Talep ediyoruz görüşüyoruz. Bazen özel bazen telefonla görüşüyoruz. Ben davet ettim. İstanbul’da 30 Ağustos’ta bir konuşma yaptım. Orada Sayın İmamoğlu’nun üzerine çok yüründü. Sayın İmamoğlu’nun adaylığını halletmişiz gibi medya bir şey yaptı. Hiç öyle bir şey aklımızdan geçmemiş. Nezaket gösterdim yanımda durmasından etkilendim. Güzel bir şey yapayım derken Sayın İmamoğlu’nun başına bir bela sarmışım gibi göründü. O yüzden çağırdım bir konuştuk.
İster zamanında ister önce bu sistemde onların seçim kazanmaları mümkün değil.
Ben aday oldum bir tecrüben oldu. Millet İttifakı üç bileşenin birer adayı vardı. O dönem birinci turu geçeceğiz gibi bir görüntü oluştu bir baktık Temel Bey ile ben kendi aramızda yarışmışız gibi bir durum oldu. Kemal Bey var, Demokrat Parti, Saadet Partisi yeni kurulan partiler. Bir masa kurulacak kim olacak kim olmayacak ben bilemem şu an. Tek aday dedim bir yaptırım olarak ortaya koymuyorum. O tecrübeye dayanarak.
Sayın Erdoğan seçilirse sonsuz yetkili sistem devam edecek. Cumhur İttifakı adayının hedefi bu. Bizim iki sistemimiz var. Bir Cumhurbaşkanı seçimi o seçilen kişi parlamenter sistemin taşlarını döşeyecek.
CUMHURBAŞKANI ADAYI DEĞİLİM
İvedilikle parlamenter sisteme geçişin yolunu döşeyecek ve Cumhurbaşkanı olarak kalacak. Seçimi kazandık, parlamenter sisteme geçtik… O Cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanı olacak. Yanlış anlaşılan şey şu biz ikinci bir Erdoğan seçmeyeceğiz.
İş birliği içinde rekabet diye bir kavram tanımlarım. Ondan sonra rakip olacağız biz. Bana çeşitli sorular soruyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday profili anlatımına katılıyorum. Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim. Başbakanlığa adayım.
Cumhurbaşkanlığı makamını o seçimi almak zorundayız. Önemli olan bu. Ben kendi adıma kararımı söyledim. Bu seçimin alınması konusunda inanılmaz kararlıyım.