Medya kadına zarar mı veriyor?

Medya organlarının, haber ve magazin programlarıyla kadına şiddetteki rolü tartışıldı.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı, medya organlarının, haber ve magazin programlarıyla, kadına yönelik şiddet ve tecavüzün meşrulaştırıldığını, bu tür programların kadın kimliğine daha fazla zarar verdiğini ileri sürdü.



Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şiddetin, yaş, öğrenim ya da gelir düzeyine bakılmaksızın tüm kadınların ortak sorunu olduğunu vurguladı.



Dünyanın birçok ülkesinde kadına, eşi, babası, erkek kardeşi veya sevgilisi tarafından şiddet uygulandığına dikkati çeken Yazıcı, "Aile içinde kadına uygulanan şiddet, kimi zaman şiddet uygulayan, kimi zaman şiddet gören kişi tarafından, kimi zaman da toplum tarafından meşru kabul edilmektedir. Bazı dönemlerde ise kadınlar, yaşadıkları şiddetin bizzat sorumlusu olarak görülmektedir. Şiddetin hak edildiği inancı toplumda yaygın biçimde varlığını sürdürmektedir" diye konuştu.



Kadına yönelik şiddette medyanın da önemli bir rolünün olduğuna işaret eden Yazıcı, şunları söyledi:



"Medya organları, yaptıkları haber ve magazin programlarıyla tecavüzü meşrulaştırıp, şiddetin yaygınlaşmasını sağlayarak kadın kimliğine daha fazla zarar vermektedirler. Medyada cinsel taciz ve tecavüz kurbanı kadınlara ilişkin yayınlananlar, tecavüze dair hatalı düşünceler oluşmasına neden olmaktadır. 'Kadın baştan çıkarmaktadır', 'Kadının hatasıdır', 'Kadın tecavüze uğradığına dair yalan söylemektedir', 'Tecavüzcünün psikolojik ya da biyolojik olarak dürtülerini kontrol altına alamamasına yol açan bir hastalığı vardır' gibi gerçek dışı düşüncelerin yerleşmesine neden olan bu tür yayınlar şiddetin yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır."



Kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel boyutla sınırlı olmadığını dile getiren Yazıcı, polisiye önlemlerle şiddetin azaltılabileceği düşüncesinin büyük bir yanılgı olduğunu ifade etti.



Şiddeti önlemenin en önemli unsurunun kadının özgür iradesiyle seçim yapması olduğunu anlatan Yazıcı, şöyle devam etti:



"Kadının, ne giyeceğinden tutun da ne kadar eğitim alacağı, kiminle evleneceğine kadar, kendi yaşamıyla ilgili kararları ailesinin erkekleri değil kendinin vermesi gerekir. Önce babaların sonra kocaların karar vermesi kadını yok saymaktır. Tüm bu kararların dışına çıkan, kendi yaşamını kendi seçimleriyle sürdürmek isteyen kadınlar da farklı şekillerde şiddete maruz kalmaktadır. Bu düzen ve bakış açısıyla mücadele edilmeden kadına yönelik şiddetin önüne geçmek mümkün değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadına yönelik şiddeti azaltmanın temel çözümüdür." AA


Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Derin yırtmaçlı sahne kıyafeti olay yarattı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi