Medya eleştirmeni Ragıp Duran: Çökme/dağılma emareleri gösteren iktidar panik içinde
Duran, AKP'li siyasetçiler ve AKP'ye yakın bazı medya organlarının "sahte haberlerini" değerlendirdi.
Medya eleştirmeni Ragıp Duran, AKP'li siyasetçiler ve AKP'ye yakın bazı medya organlarının Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etme kararıyla mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu'na yönelik "sahte haberlerini" değerlendirdi. İktidarın sıkıştıkça daha büyük, daha cüretkâr yalanlara başvurmak zorunda kaldığını söyleyen Duran, "Çökme/dağılma emareleri gösteren iktidar panik içinde" dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun 27 Mayıs'ta Habertürk'te Didem Arslan Yılmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleşen "Türkiye'nin Nabzı" programında, kendisine yöneltilen, "PKK’ya FETÖ’ye özellikle yabancı basının Türkiye üzerine İstanbul seçimleri üzerinden tartıştığı konuştuğu meselelere ilişkin bir mesajınız olur mu?” sorusuna verdiği yanıt, hükümete yakınlığıyla bilinen medya organları tarafından çarpıtılmıştı. İmamoğlu bu soruya, “Gelin Türkiye'yi beraber yönetelim. 24 Haziran'da yetki alan AK Parti. Ne bekası? Kim daha vatansever? Bu ülkenin 82 milyon vatanseveri var. Terör örgütlerine karşı hep beraber dimdik ayaktayız” diyerek yanıt vermiş, yanlı medya kuruluşları ise bu haberi manşetlerine, "İmamoğlu'ndan FETÖ ve PKK'ya çağrı" başlığyıla taşımışlardı.
Öte yandan İmamoğlu'nun esnaf ziyaretinde bir vatandaşla yaşadığı tartışma medyaya İmamoğlu'nun karşısındakine tokat attığı şekilde yansıtılmıştı.
"Çok acemice yapılmış; sadece körü körüne Erdoğan'a inanıp destek veren bu sahtekarlıktan kuşkuya düşer"
Evrensel'den Çağrı Sarı'nın sorularını yanıtlayan Duran, medya tarafından İmamoğlu'na ilişkin asılsız haber yapılmasının seçmeni nasıl etkileyeceğini şöyle anlattı:
"Genel olarak monolitik (yekpare) bir seçmen ya da halk kitlesinden söz edemeyiz. İktidarın söz konusu son manipülasyonu, arada belirteyim çok acemice yapılmış, farklı kesimlerde farklı etkiler yaratabilir. Sadece iktidar medyasını izleyen ve körü körüne Erdoğan’a inanıp destek verenlerin bir kısmı bile bu sahtekarlıktan kuşkuya düşer. Seçime giren bir aday kalkıp da, 'Ben İstanbul’u FETÖ ve PKK ile beraber yöneteceğim!' der mi? diye sorgulayabilir. Bağımsız ve eleştirel perspektiften yoksun olanlar, eğitim düzeyi yüksek olmayanlarla, kültürel kimliği inanç ve biattan oluşan insanlar, medyayı yeni bir bilgi edinmek, ufkunu genişletmek için izlemiyor. Onlar, zaten doğru bildikleri ve inandıkları olguların teyidini almak için gazete okuyup, televizyon izliyor ve radyo dinliyor."
"Esnaf genç, bloke durumda; orijinal videoyu seyretmemekte ısrarlı"
Duran, İmamoğlu'nun esnaf ziyareti sırasında kendisine PKK ile iş birliği yaptığını ima eden vatandaşla tartışmasına ilişkin olarak, "İnanç, gerçeği gölgeleyince hele bir de üstüne çıkınca durum vahim demektir" değerlendirmesinde bulundu. "Esnafın konumunda milyonlarca insan olduğunu sanmıyorum. Özellikle montajlı video ile videonun orijinalini izleyenlerin buradaki sahtekarlığı kolayca görebileceklerine inanıyorum" diyen Duran, "Esnaf genç, aslında bloke durumda. Orijinal videoyu seyretmemekte ısrarlı" diye konuştu.
"Sayıları giderek azalan AKP seçmenleri, eğer biraz dürüst ve mantıklı davransa, sahtekarlığı anlar" diyen Duran, "AKP’den çeşitli nedenlerle zaten uzaklaşmış olan bu seçmen kitlesi, son video sahtekarlığı ile AKP’ye neden oy vermediğini açıklayan haklı bir gerekçe daha kazanmış oldu" iadelerini kullandı.
"İktidar sıkıştıkça daha cüretkar yalanlara başvurmak zorunda kalıyor"
"Bugün kimse Mars’a gidip dört şeritli otoyolun varlığını denetleyemez de, sahte video ile orijinalini kıyaslayınca kimin yalan söylediğini anlar" diyen Duran, şöyle konuştu:
"İktidar sıkıştıkça daha büyük daha cüretkar yalanlara başvurmak zorunda kalıyor. Çökme/dağılma emareleri gösteren iktidar panik içinde. İşin bir de teknik yanı var. Haber çarpıtma, haber gizleme, yalan haber, ajitasyon, asparagas bu kadar beceriksizce yapılmaz. AKP’nin propaganda ekibi de dökülüyor. Kanıtladılar."