Kur Korumalı Mevduat'ta parası olanlar dikkat. Açıklama geldi. Doları bozduran borsaya mı giriyor: Tersine bir rüzgar, kısa sürede hem tercihleri hem de hesapları değiştirebilir
Geçen yıl dövizin yükselmesine karşı getirilen bir uygulama olan Kur Korumalı Mevduat sisteminin cazibesi faizlerin düşük kalması ve doların enflasyon karşısında getirisi olmaması gibi sebepler yüzünden kalmadı. İşte bununla ilgili bir yazı yazan ekonomist Talip Aktaş, döviz sahiplerinin de borsaya girdiğini hatırlattı ve KKM sahiplerini ilgilendiren bir uyarıda bulundu.
Ekonomim.com'dan Talip Aktaş'ın "KKM’de en az dönüşüm kamu bankalarında oldu" başlıklı yazısı
2021 yılında özellikle eylül ayı ile birlikte döviz kurunda yaşanan önlenemez yükselişe karşı, aralık ayında kur korumalı mevduat hesabı (KKM) uygulaması başlatıldı. Amaç, bir yandan döviz satışı yoluyla, diğer yandan da yabancı paraya endeksli TL hesabı ve yabancı para mevduatın TL mevduata çevrilmesi halinde kur artışı kadar getiri vaadiyle, dövizdeki tırmanışı frenlemekti.
Kur korumalı mevduata ilgi, dövizdeki ılımlı yükseliş ve buna paralel faiz getirisine bağlı olarak ağustos ayına kadar aylık bazda yüzde 3-3,5 arasında artış kaydetti. Bu dönemde döviz mevduatından 20 milyar dolara yakın çözülme yaşandı. Ağustos ayından itibaren döviz artışının kontrol altına alınması ve getirinin azalmasıyla birlikte KKM'ye geçişler de yavaşladı. KKM hacmi, 2022'nin 11 Kasım haftasında 1 trilyon 474,4 milyar lirayla rekor düzeyini gördükten sonra, kurların sabit seyretmesine paralel vadedeki hesapların da çözülmeye başlamasıyla inişe geçti. Getirisi enflasyonun altında kaldığı için, KKM'den çözülen tasarruflar hızla Borsa İstanbul'a yöneldi.
Bankalardaki KKM hacmi, 16 Aralık haftasında 1 trilyon 465,4 milyar liraya geriledi. Uygulamanın yaygınlaşmaya başladığı 2022 yılının başından bu yana yaklaşık bir yıllık dönemde, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduat hesaplarında, 3 milyar dolarlık bölümü parite etkisinden kaynaklı olmak üzere, 37,7 milyar dolarlık azalma yaşandı.
Son bir yıllık dönemde döviz mevduatının miktar olarak en fazla düşüş kaydettiği banka grupları, özel sermayeli mevduat bankaları ile yabancı sermayeli mevduat bankaları oldu. Her iki grubun döviz mevduatında 13,4 milyar dolarlık azalış yaşandı. Döviz mevduatı katılım bankalarında 8,6 milyar dolar düşüş kaydederken, en az düşüşün yaşandığı grup 2,3 milyar dolarla kamu bankaları oldu. Oransal olarak ise yüzde 31'lik düşüşle ilk sırayı katılım bankaları aldı. Bu grubu yüzde 24,2 ile yabancı mevduat bankaları ve yüzde 18'le de özel mevduat bankaları izledi. Kamu bankalarındaki oransal düşüş yüzde 2,4'te kaldı.
İşaret edilmesi gereken önemli bir nokta da döviz mevduatında bir önemli eşiğin geri kazanılmış olması… 2020'nin 6 Mart haftasında ilk kez 200 milyar dolar sınırını aşan ve uzun süre 230-235 milyar dolar arasında seyreden yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı, 2,5 yılı aşkın bir sürenin ardından 16 Aralık 2022 haftasında yeniden 200 milyar dolar bandının altına indi.
Ancak açık olan şu ki, para ikamesi ya da dolarizasyondaki gevşeme, TL’nin istikrar kazanması ya da TL varlıkların güçlenmesinden kaynaklanmıyor. Aksine, dövizle birlikte baskılanan faiz dolayısıyla TL varlıklar, negatif getiride tarihi dip noktalara gelmiş durumda. “Mecburi istikamet” olarak adres gösterilen Borsa İstanbul’un -TL bir yana- dolar bazında da yüzde 100’ü aşan getiriyle dünya borsaları içinde açık ara önde gitmesinde, potansiyel döviz yatırımcısının önemli bir payı var. Tersine bir rüzgar, kısa sürede hem tercihleri hem de hesapları değiştirebilir.