Kitap dünyasında çok konuşulacak bir roman geliyor!
Saruhan Doğan'ın yazdığı hodbinler, raflardaki yerini aldı.
Tanpınar'ın İstanbul'u gibi hayal dolu, bir Oğuz Atay hicvi kadar hüzünlü, Yusuf Atılgan'ın aşkları kadar sarsıcı bir hikâye!
“…bu düşleyiş, olmayan bir dünyaya biteviye yapılan bu seyahatler, artık gerçek hayatın yerini alan bir yaşayış, aynen mehtap ışığında parlayan suları zümrüt bir ayna, o suya elini daldırdığında parmaklarının ucundan damlayan taneleri ise o zümrütten kesilmiş birer mücevher zannedip de tutmaya çalışan hayalperestin beyhude çırpınışı misali bir kayboluş olmuştu. Ben ise ellerimle sebebiyet verdiğim bu mahvoluşun şimdi acılı bir seyircisi olmaktan öteye gidemeyen bir hiçtim işte. Bir hiç, muğlak, titrek bir hayalet, soluk bir gölge.”
Hayran olduğu yazara içtenlikle bağlanmış, onun gibi olmaya çalışan genç bir yazar; işin her türlü ustalığını, okuru elde tutacak numaraları ve söz sanatını iyi bilen usta bir zanaatkâr yazar; onların zaafları, hülyaları, güçsüzlükleri, yetersizlikleriyle sayfalar arasında sürüklenen, acı çeken kahramanları. Fakat bu kendine özgü karışımda gördüğümüz sadece acı değildir, aslında büyük bir komedidir.
Saruhan Doğan, hem günümüz romanını yazıyor hem de Halit Ziya Uşaklıgil kuşağının haleti ruhiyesini, hissedişlerini, söz sanatlarını, romana bakışını yansıtıyor. Hem gerçekçi bir dünya kuruyor hem de bu dünyayı alabildiğine fantastik bir zeminle iç içe geçirip orada kalemini özgürce oynatıyor. Yüz yıl arayla, bu iki farklı zaman diliminin edebiyatı ve diliyle kurduğu karakterleri ve olay örgüsüyle tadına doyulmaz bir acıklı komedi sahneliyor; zanaatı gereği aşkı, intikamı, erotizmi ihmal etmeden.
Hodbinler… Bir hayalde yaşayıp ölecek olsalar bile hayalden de, hayattan da zevk alamayanlar, nereye baksa kendini görenler, o hüzünlü mağrurlar…
Türkçe edebiyatın zengin mirası üzerine kurulmuş mükellef bir sofra, gülünesi bir sürükleniş, acıklı bir parodi, bir aşk, ihtiras ve ihanet nümayişi... Üslubu kaybettiğimiz bir zamandan, o zamana ait hayatlardan akseden bir tebessüm, lisanı eski güzel günlerin lisanına istihza dolu bir gönderme.
Hodbinler, dil zenginliği, kurgusu ve her satırına sinmiş hicviyle okuru büyüleyecek. Ustalığını daha ilk romanında ortaya koyan Saruhan Doğan, Türk romanında iddialı bir sayfa açıyor!
Saruhan Doğan kimdir?
1967’de Stockholm’de doğdu, 3 yaşından sonra İstanbul’da yaşadı. Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü sonrası London School of Economics’te ekonomi master’ı yaptı. Sonraki yıllar yerli-yabancı bankalarda hazineci ve yatırım bankacısı olarak çalışarak geçti. Bugünse hem bir aracı kurumda yönetim kurulu üyesi, hem de danışmanlık yapıyor.