Kiracıların daha hızlı yaşlandığı keşfedildi! İşsizliğin yarattığı etkilerden iki kat güçlü
Birleşik Krallık’ta yapılan dikkat çekici araştırmanın bulgularına göre kiracılığın insan biyolojisi üzerindeki olumsuz etkileri, işsizliğin yarattığı etkilerden iki kat güçlü.
Hakemli bilimsel dergi Journal of Epidemiology’de yayımlanan araştırmada yaklaşık 1500 katılımcıdan alınan anket sonuçları değerlendirildi ve katılımcıların yaklaşık 10 yıllık barınma koşullarına dair bilgi toplandı.
Bu sonuçlar, katılımcılardan alınan ek sağlık bilgileri ve kan örneklerinden elde edilen verilerle kıyaslandı.
Bulgular, kiracıların biyolojik açıdan daha hızlı yaşlandığını, üstelik etkinin işsiz kalmanın yarattığı etkiden iki kat fazla zarar verdiğini ortaya koydu.
Dahası, her ay kira ödemek için mücadele etmenin biyolojik yaş üzerindeki etkisi, geçmişte sigara kullanmış olmanın yarattığı olumsuz etkiden yüzde 50 fazlaydı.
Bunun yanı sıra, daha hızlı biyolojik yaşlanmanın, özellikle kiralarını ödemekte zorlanan insanlarda gözlemlendiği ifade edildi.
Bulguların, insanların kirliliğe veya diğer çevresel sorunlara maruz kalma ihtimalinin daha yüksek olduğu bölgelerde iyice belirginleştiği ve yaygınlaştığı görüldü.
Öte yandan araştırmacılar bir istisna da tespit etti. Kirası devlet tarafından karşılanan kişilerde daha hızlı yaşlanma belirtilerine rastlanmadı.
Bu da kiracılığın getirdiği olumsuz etkilerin tersine çevrilebileceğini düşündürüyor.
Araştırma makalesinde konuyla ilgili şu ifadelere yer veriliyor:
Konut maliyetlerine daha çok destek verilmesi, insanları gecikmiş ödemelerinden doğan sağlık sorunlarından koruyabilir.
Ancak araştırmacılar, kiracı olmakla hızlı yaşlanma arasında tam olarak nasıl bir bağlantı olduğunu henüz saptayamadı.
Bunun için katılımcıların zaman içinde takip edilmesi, barınma durumlarındaki değişikliklerin hesaba katılması ve tekrar tekrar muayene edilmesi gerekiyor. Ekip bu ileri araştırmaları da şimdiden planladı.
Ayrıca yazarlar, kan testiyle elde edilen biyolojik yaşlanma verilerinin yalnızca beyaz Avrupalı bireylerden toplandığını ve daha doğru sonuçlar elde etmek için örneklemin çeşitliliğinin artırılması gerektiğini vurguluyor.