Kağıthane'de eğlenmek için bindiği oyuncak 12 yaşındaki Azra'nın kabusu oldu

Kağıthane'de 2 yıl önce 23 Nisan etkinliğinde bindiği oyuncağa ayağını sıkıştıran 12 yaşındaki Azra Çakır, birçok ameliyat ve fizik tedavi ile yeniden yürümeye başladı. Bir ayağında kısalık, omurgasında eğrilik oluşan Azra'nın iki yıl boyunca yaşadığı acıların telafisi olmadığını söyleyen baba Abdülmecit Çakır, hem belediyeye hem de oyuncak firmasına dava açtıklarını söyledi. Kaza mağduru Azra Çakır da, "Bu zor zamanları yaşarken hep kendimi suçladım. 'Keşke binmeseydim' dedim. O aletin bir daha kullanılmaması gerekiyor. Çünkü benim canım yandı, başkalarının da canı yanmasın" dedi. Kağıthane Belediyesi'nden yapılan açıklamada ise, "Yargıya intikal eden bu konunun takipçisi olacağız ve yargının vereceği karara bağlı kalarak; öğrencimizin iyileşmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz" denildi. 

Olay, 22 Nisan 2019 tarihinde Kağıthane Sadabad Parkı'nda yaşandı. Olay günü 10 yaşında olan, 12 yaşındaki Azra Çakır, okulun düzenlediği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliği kapsamında, belediye tiyatrosuna gitti. Etkinlik saatini beklerken Azra Çakır ve arkadaşları alanda bulunan oyuncaklara bindi. Oyuncakta zıplamaya başlayan Azra Çakır'ın bacağı aletin arasına sıkıştı ve kalça kemiği kırılarak yerinden çıktı.  Çevredekiler tarafından annesine verilen Azra'yı ailesi Şişli'de bulunan bir hastaneye götürdü. Birçok ameliyat olan Azra'nın kalça kemiğine platin takıldı. Bir süre yatağa mahkûm kalan Azra, aylarca okula gidemedi. 5 aylık süreç sonunda küçük hareketlerle yürümeye başlayan Azra, yaz boyunca değnek ve tekerlekli sandalye yardımıyla yürüdü. Fizik tedaviler sonrası değnek ve tekerlekli sandalyeden kurtulan Azra'nın bir ayağında 2 santimetrelik kısalık oluştu. Azra'nın geceleri çığlık atarak uyandığını ve kabuslar görmeye başladığını söyleyen baba Abdülmecit Çakır, "Bizim istediğimiz yetkili belediyenin ve etkinliği düzenleyen firmanın sorumluluklarını üstlenmesi. Bu tarz aletlerin bir daha sorumsuzca kullanılmaması. Bizim çocuğumuzun canı acıdı başka çocukların canı açmasın" diye konuştu.

 "O ZAMANLAR TARİF EDİLEMEZ BİR ACI YAŞIYORDUM"  

Yaşadıklarını anlatan Azra Çakır, "23 Nisan etkinlikleri için arkadaşlarımla Kağıthane'de bulunan Has Bahçe'ye gittik Orada bir oyun alanı vardı. Arkadaşlarımla o oyun alanına gittim. Orada bir alet vardı hepimiz o alete bindik. O alet dönerken benim ayağıma takıldı ve düştüm. Ayağımdan 'tak' diye bir ses geldi. İki bacağım o aletin arasında kaldı. Sonra bir vatandaşın yardımıyla etkinlik alanından çıktım. Çünkü annem bulunduğum yere arabayla gelemezdi. Annemle birlikte eve geldik. Ben ayağıma basamadığımı anladım. Ailem beni doktora götürdü. Emar çekildi ve kalça kemiğimin kırıldığı söylendi. O zamanlar tarif edilemez bir acı yaşıyordum" dedi.

"BU ZOR ZAMANLARI YAŞARKEN 'KEŞKE BİNMESEYDİM' DEDİM"  

Azra Çakır, sözlerine şu şekilde devam etti:  

"Ameliyat olduktan sonra olduğum yerden dönemiyordum bile. O zamanlar uyku uyuyamadım. 5 gün hastanede kaldım, sadece 2-3 saat uyudum. Bu süreçten psikolojik olarak da çok etkilendim. Çünkü bütün arkadaşlarım okul mezuniyetine gitti, ben gidemedim. Mezuniyet sonrası ikinci ameliyatım oldu. 7 ay yürüyemedim. Tekerlekli sandalye ve koltuk değnekleriyle yaşamaya başladım. Benim için çok acı veren bir süreçti. Bu zor zamanları yaşarken hep kendimi suçladım. 'Keşke binmeseydim' dedim. Zaten başka bir arkadaşımın da kolu kırıldı, o aletten dolayı. O aletin bir daha kullanılmaması gerekiyor. Çünkü benim canım yandı. Başkalarının da canı yanmasın."  

"YETKİLİLERİN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUM"  

Hukuki mücadeleyi başlattıklarını belirten Anne Selvi Çakır ise, "Biz Azra'yla çok zor bir süreç yaşadık. Azra'yı öyle görmek gerçekten çok kötüydü. Ben yetkililerin cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.  

"AZRA GECELERİ ÇIĞLIKLAR ATARAK UYANIYOR"  

Azra'nın bacağında 2 santimetrelik kısalık olduğunu söyleyen baba Abdülmecit Çakır da, "Yaşadıklarımız çok zordu. Şu an Azra'nın bacağında bir kısalık var. Azra aksayarak yürümeye başladı. Aynı zamanda omurgasında bir eğiklik oldu. Bu olay Azra'nın şu an hayatını çok etkiledi. Biraz yürümeye başladığımızda Azra hemen yorulmaya başlıyor. Azra o olayın şokunu hala yaşıyor. Geceleri çığlıklar atarak uyanıyor. Bizim istediğimiz yetkili belediyenin ve etkinliği düzenleyen firmanın sorumluluklarını üstlenmesi ve bu tarz aletlerin sorumsuzca kullanılmaması. Bizim çocuğumuzun canı acıdı başka çocukların canı açmasın" dedi.

"BU OLAYDA BELEDİYENİN CİDDİ KUSURLARININ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ"  

Avukat Eşref Çalışır ise, "Bu olayda belediyenin ciddi kusurlarının olduğunu düşünüyoruz. Çünkü kamusal bir alanda, belediyenin düzenlemiş olduğu bir etkinlikte bu yaş grubuna uygun bir oyun aleti kurulmamış. Bu tür aletlerde sensörler ya da hostesler olmalı. Bu oyun alanında her türlü güvenlik tedbirleri alınması gerekirken bu olayda güvenlik tedbirleri alınmamış. Biz mayıs ayı itibarıyla hukuksal süreci başlattık" diye konuştu.

"ÖĞRENCİMİZİN AİLESİYLE DE GÖRÜŞEREK SÜRECİ BİRLİKTE TAKİP EDECEĞİZ" 

Konuyla ilgili Kağıthane Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, "Kağıthane Belediyesi olarak Azra Çakır öğrencimize ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletirken; öğrencimizin sağlığına kavuşması için elimizden geleni yapma niyetinde olduğumuzu belirtmek isteriz. Öğrencimizin ailesiyle de görüşerek süreci birlikte takip edeceğiz. Söz konusu tarihte (22 Nisan 2019) ve sonrasında böyle bir olayın yaşandığına dair herhangi bir ihbar veya şikayet tarafımıza iletilmemiştir. Bu nedenle olayın neden ve nasıl gerçekleştiğine dair kanıtlı net bilgiler elimizde mevcut değildir. Olay gerçekleştikten yaklaşık 2 yıl sonra tarafımıza konuyla ilgili şikayette bulunulmuştur" denildi. 

Açıklamanın devamında, "Açıkçası böyle bir olayın yaşandığından, Kağıthane Belediyesi olarak 2 yıl sonra haberdar olduk. Kağıthane Belediyesi olarak düzenlediğimiz etkinliklerde insan hayatını ve çevreyi olumsuz şekilde etkileyecek herhangi bir olayın yaşanmaması için azami gayret göstermekteyiz. Bugüne kadar düzenlediğimiz yüzlerce etkinliğin hiçbirinde herhangi bir kaza yaşanmamış olması bunun en net ispatıdır. Yaşanan bu olay karşısında hayret ve üzüntü içinde olduğumuzun bilinmesini isteriz. Yargıya intikal eden bu konunun takipçisi olacağımızı ve yargının vereceği karara bağlı kalarak; öğrencimizin iyileşmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğimizi bir kez daha paylaşmak isteriz" sözleri yer aldı.