İYİ Parti lideri Akşener, Çanakkale Köprüsünün maliyetini eleştirdi, Diyanet İşleri Başkanlığına Atatürk tepkisinde bulundu. Bakan Nebati'nin "Mevzuatı değiştiririz, arkamızda cumhurbaşkanı var" sözleri de gündemindeydi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Çanakkale Köprüsünün maliyetini eleştirdi. Hutbelerde Atatürk'ün adının anılmaması nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığına tepki gösterdi. Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Bakan Nebati'nin yabancı yatırımcılara söylediği "Mevzuatı değiştiririz, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda cumhurbaşkanı var" sözlerini eleştirdi.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Gazi Mustafa Kemal'in adı bizzat kendisinin kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aklına gelmiyor. Hatta hutbelerde adını anmamak için adeta özel çaba harcanıyor. 

Gazi Mustafa Kemal'in adını anmamak her şeyden önce mukaddesatımıza aykırı değil mi, yazıklar olsun. 

18 Mart gününde 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışı yapıldı. Ülkemizde taş üstüne taş koyan herkesten razı olsun. Ancak biz bu taşın nasıl konulduğuyla da elbette ilgileniriz. İYİ Parti olarak biz projeye değil ranta karşıyız. 

Çelişkiler insanı Bay Kriz eskiden 'Milletin kesesinden 5 kuruş çıkmıyor' diyordu. Ama bu arkadaşımız daha nice konuda yaptığı gibi köprü açılışında kendi kendini yalanladı. Köprünün geçiş ücretini 200 liracık olarak açıkladı. 'Vatandaş 200 liracık verecek ama üzerini de devlet olarak biz tamamlayacağız' dedi. Nihayet gerçeği kendi sesinden itiraf etti. Törene katılan vatandaşlarımız pahalı dese de, zamanında emeklilerimize zam yaparken "iki yüz' diye büyüttüğü rakamı köprü geçişinde '200 liracık' ilan etti. 

Biz bu filmi daha önce de izledik, Osmangazi Köprüsü'nün durumu ortada. 

Biz milletin sesi oldukça onlar tiyatro diyor. Yalan mıymış, gerçek miymiş çok yakında görecekler. O sandık gelecek ve bu arkadaşlar neyin gerçek olduğunu acı bir şekilde görecekler. 

Cumhuriyetimizin kurucuları kendi şahsi iktidarları için değil Türk milletinin egemenliğini diriltmek için çabaladılar. Amaçları öz yurtlarında işgalcilerin hukukunu değil kendi yasalarını uygulamaktı. En olağanüstü şartlarda bile kanun devletinin sınırlarının dışına çıkmayıp, Ankara'da top sesleri duyulurken bile istişare mekanizmalarını muhafaza ettiler. Cumhuriyetin kurucu kadroları hiçbir zaman 'ben' demedi, 'Türkiye Cumhuriyeti' dedi. Atatürk'ümüzün tabiriyle yeni Türk devleti kişilerin değil milletin devleti olacaktı. 

 Bugün geldiğimiz noktada AK Parti iktidarı sizce hangi onur anlayışına sahip. Bunu geçtiğimiz hafta ekonomideki uzmanlığından ziyade sitcom repliklerini andıran abuk sabuk demeçleriyle öne çıkan Nebati Bakan'ın bizzat kendisi verdi. Gözlerine bakılamıyor, öyle ışık var yani. Bu arkadaşımız ne dedi, duyduğumda kulaklarıma inanamadım. 'Bir problem mi yaşadınız rahat olun, bürokrasiyi alaşağı ederiz arkamızda cumhurbaşkanız var' dedi. Bunu yabancı yatırımcılara dedi. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir rezalet görmedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi böyle bir cıvıklık görmedi. Bu açıklama ülkemizde bir devlet krizi olduğunun itirafıdır. Nebati Bakan diyor ki "Biz kanun, yasa, yönetmelik tanımıyoruz. Sorun yaşarsanız bize gelin, sizin adınıza bütün yasal şartları kaldıralım. Kurumsal bir devletle değil kişilerle muhatap olun." Neresinden bakarsanız bakın içinde yaşadığımız ucube sistemin ucubeliğinin daha bundan daha net bir ifadesi ve tarifi olamaz. 

Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında