Ivan Watson'dan 'aşk mektubu'

CNN muhabiri, İstanbul için bir aşk mektubu kaleme aldı.

Türkiye'de CNN'in Ortadoğu ve Asya muhabiri olarak 12 yıl görev alan Ivan Watson, İstanbul'a aşkını anlatan bir mektup yazdı. 



Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'dan ayrılan Watson, Taksim'deki CNN ofisinde çalışıyor, İstanbul'a taşındığı zamandan ayrılana kadar da Cihangir'de ikamet ediyordu.



Gezi parkı protestolarının yıldönümünde canlı yayın sırasında polis tarafından sorguya alınan Watson, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ajanlıkla suçlanmıştı.



Watson daha önce NPR'da (National Public Radio) görev alıyordu.



Watson'ın İstanbul'a aşkını anlattığı mektubu edition.cnn.com sitesinde yayınlandı.



'İstanbul'la aşk ilişkim: Gürültülü, karmaşık ve alışılmadık' başlıklı yazıda, "Şehir romansı, 12 yıl önce takside havaalanından şehre giderken başladı. 12 yıl önce buraya ilk vardığımdan dakikalar sonra havaalanından şehre giderken filizlendi. Sarı taksi sahil yolundan hızla giderken bakışlarımı sağ tarafta, Marmara Denizi'nin parlayan mavi sularına, sol tarafta Bizans'ın bin yıllık su duvarlarına çevirmiştim. Vurulmuştum" ifadeleri yer aldı.



İşte, Ivan Watson'ın mektubunun tam ve orijinal metni:



Loud, anarchic, quirky: My love affair with Istanbul



 My love affair with Istanbul began at first sight.



The urban romance blossomed moments after I arrived here for the first time 12 years ago, during the taxi ride from the airport into the city.

As the yellow cab sped down the coast road, I turned my gaze from the sparkling blue waters of the Marmara Sea on the right, to the crumbling, thousand-year-old fortifications of ancient Constantinople on the left.

I was smitten.



Never before had I seen such an enchanting combination of geography and history. Somehow, I instantly realized this would be my home for years to come.

Of course, this was far more than a magical city of domes and minarets, Ottoman palaces and Byzantine chapels built along the banks of the Bosphorus Strait.

Istanbul was also a simmering cauldron of urban energy: loud, anarchic and quirky as hell.



Beyoglu, the district on the European side of my adopted home, had once been a neighborhood of embassies and grand houses constructed by Istanbul's once largely non-Muslim bourgeoisie.



Discriminatory postwar policies drove out most of the indigenous Greeks, leading to massive demographic change over the last half century.



Eclectic mix



By the time I showed up in 2002, the ground floors of many of these old Beyoglu mansions were occupied by an eclectic mix of carpenters, dive bars, used-book stores and secondhand furniture shops.



Along Bank Street (Bankalar Caddesi), some of the stately buildings that once housed Ottoman financial institutions now served as depots selling light bulbs and electrical adaptors.



In the mornings, children in rumpled school uniforms raced down cobblestone streets past vendors who patrolled the alleyways, loudly hawking simit (Turkey's staple sesame breakfast food).



Yazının tamamını okumak için tıklayınız.



"Ivan Watson'dan 'aşk mektubu'" Galerisine Göz At


Gören herkes aynı yorumu yapıyor! Kasımpaşa, Beşiktaş'ı deplasmanda devirdi Narin Güran cinayetinde yeni ayrıntı Yusuf Demir kiralık olarak veda ediyor Fenerbahçe Beko, Partizan'a şans tanımadı Göl çekildi, ortaya çıkanlar herkesi şoke etti