İsrail aleyhine açılan soykırım davasında karar açıklandı. Uluslararası Adalet Divanı ne karar verdi?

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararını açıkladı. İsrail'in dosyanın reddi talebi reddedildi, dosya esastan görüşülecek. 

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi

Uluslararası Adalet Divanı (UAD) tarafından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in, Gazze'ye yönelik saldırılarında 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılan davadaki ihtiyati tedbir talebine ilişkin karar bugün Türkiye saatiyle 15.00 sıralarında açıklandı. İsrail'in dosyanın reddi talebi reddedildi, dosya esastan görüşülecek. 

Güney Afrika’nın, "Filistin halkının Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki haklarına daha fazla, ciddi ve telafisi mümkün olmayan zararın gelmesini önlemek" amacıyla Divan’dan talep ettiği ihtiyati tedbirlerin kabul edilmesi durumunda, bu karar İsrail için bağlayıcı olurken davanın esasına ilişkin sürecin uzun yıllar alması bekleniyor.

Peki Uluslararası Adalet Divanı ne karar verdi. İşte açıklamadan satır başları: 

"Bu karar çerçevesinde öncelikle mevcut durumun aciliyetini göz önünde tutulmuştur. İsrail'e karşı bir saldırı gerçekleştirildi. Çok sayıda kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden oldular, bir bölümünü de kaçırdılar. Sonrasında çok ciddi bir operasyon İsrail tarafından başlatıldı. Gazze'deki nüfusun yerinden edilmesi söz konusu olmuştur. Pek çok kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur.

BMGK kapsamında bu çatışma ile alakalı çekinceler birleştirilmiştir. Burada ihtiyati tedbirlerle ilgili sonuçlar açıklanacaktır.

Güney Afrika bu kapsamda soykırım sözleşmesinin 9. maddesi çerçevesinde talepte bulunmuştur. Güney Afrika ve İsrail sözleşmenin tarafıdır. Mahkeme şunu hatırlatmakta, 9. maddeye baktığımız zaman bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda bu çerçevede ortaya konulan gerçekler göz önünde bulundurulacaktır. 

İsrail herhangi bir soykırım eyleminde bulunduğu iddiasını reddetmiştir. İsrail, "Soykırım suçlamaları temelsizdir. Soykırım suçlaması hem uygunsuzdur hem de hukuki olarak temeli yoktur ve şaşırtıcı bir suçlama ile karşı karşıya bulunmaktadır" açıklaması yapmıştır.

Mahkeme ilgili hususların iki taraf arasında sözleşmenin yorumlanması, uygulanması konusunda anlaşmazlık olduğunu tespit etmiştir. Başvuru sahibinin soykırım sözleşmesi ile ilgili ortaya koymuş olduğu açıklamalar içerisinde soykırım iddiaları vardır. İsrail'in yükümlülüklerini ihlal ettiğini iddia edilmiştir. İsrail'in sözleşme kapsamındaki herhangi bir ihlalinin olup olmadığı söz konusu davanın esasının incelenmesiyle ortaya çıkacaktır.

İhtiyati tedbir talepleri görüşülmektedir. Mahkemenin görüşüne göre Güney Afrika'nın iddiaların bir kısmının sözleşmenin maddeleri arasına girebileceği tespit edilmiştir. Mahkeme davayı ele almaya karar vermiştir. Mahkeme İsrail'in dosyayı reddedin talebini reddetmektedir. 

Her türlü durumda ve vakada tüm tarafların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeleri zorunludur. 

Mahkeme şu neticeye varmıştır; Güney Afrika'nın başvuru yapması uygundur. Mahkeme sonrasında da bu kapsamdaki haklar ve aynı zamanda alınması talep edilen ihtiyati tedbirler konusunu incelemiştir. İlgili taraflar bu dava içerisinde davanın esasını görüşmeleri tamamlanmadan önce bir yandan da ihtiyati tedbir talebinde bulunabilir. Mahkeme bu yetkisini kullanabilir. Burada Güney Afrika'nın ortaya koymuş olduğu iddialar ve ihtiyati tedbir talebinin makul olup olmadığı değerlendirilecektir.

 Soykırım etnik veya ırksal bir grubun üyelerini öldürmek, ciddi bedensel ve zihinsel zarar vermek, yaşam koşullarının ihmal edilmesine neden olmak, bu grubun içerisinde bulunan çocukları başka bir gruba taşımak gibi eylemler yasaklanmaktadır. Ayrıca bir soykırım girişiminde bulunmak bunu teşvik etmek de yasaklanmıştır. 

Mahkemenin ifade ettiği üzere, sözleşmenin 2. maddesine girmesi için bir grubun yok edilmesine yönelik bir amaç ortaya konmalıdır. Filistin grubuna bakacak olursak 2 milyon kişiden fazla olmaktadır. Mahkeme şunu ifade etmekte; 7 Ekim'den sonra başlatılan operasyon evlerin yıkılmasına ve çok sayıda kişinin ölüp yaralanmasına neden olmuştur. Bazı doğrulanamayan şeyler de bulunmaktadır. 25 - 30 bin Gazzelinin hayatını kaybettiği, 1.7 milyon kişinin de yerlerinden edildiği belirtilmektedir.

Gazze ölüm şehri haline gelmiştir. Çok ciddi bir felaket yaşanmaktadır. İnsanlar tehdit altında bulunmaktadır. Nüfusun neredeyse yüzde 93'ü açlık krizi ile karşı karşıya. Bunun yanı sıra BM İnsani Yardım Komiseri şu açıklamayı yapmıştır: "Savaş başladığından bu yana korkunç saldırılar yaşandı. HAMAS'ın saldırısı sonrası elbette insanlar yerlerinden edilmiştir. Esirler kaçırılmıştır. Gazze'nin tüm nüfusuna baktığımız zaman bu sürecin acısını yaşamaya devam edeceklerdir. Çocuklar travma ile yaşamaktadır. Hijyene gıdaya erişimleri yoktur. Bir yandan da bu insanlar bunlara maruz kalmaktadır. Bir neslin buna maruz kalmıştır. Bunun uzun vadede karşımıza çıkacak sonuçları olacaktır..."

Güney Afrika tarafından talebi kabul edilebilir bulunmuştur. Mevcut durumun aciliyeti değerlendirilmiştir. Bu tedbirlerin telafisi mümkün olmayan sonuçları olduğundan bu talepleri kabul etme yetkisine sahiptir. Fakat mahkemenin bu talepleri kabul etmesi acil bir durumda mümkündür. İlgili eylemler her an yaşanabilirse o zaman ihtiyati tedbirler devreye girebilir.

Mahkeme karar kapsamında, ihlalleri değerlendirmekten ziyade, ihtiyati tedbirlerin gerekli olup olmadığını değerlendirecektir. 

Temel değerler çerçevesinde mahkeme Filistin haklarının korunması, sözleşme kapsamında 3. madde uyarınca değerlendirmelerini yapmıştır. Bu kapsamda BM Sözcülerinin Gazze'deki olaylara yönelik endişe verici durumlara işaret ettiklerini söylediler.  

Filistinlilerin suya, gıdaya, ilaca erişimi yoktur. 

Mahkeme aynı zamanda İsrail'in beyanını da değerlendirmiştir.

Mahkeme acil bir durum olduğu tespitinde bulunmuştur. Mahkeme talep edilen hakların bir kısmının uygulanması gerektiğine işaret etmektedir. Bu bağlamda İsrail soykırım sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerdi uyarınca elindeki tüm gerekli önlemleri alarak öncelikle buradaki grubun üyeleri öldürmek veya zihinsel zarar vermek, yaşam koşullarını kötüleştirmek bu eylemler sözleşmenin 2. maddesi kapsamında değerlendirmiştir. 

İsrail acil bir şekilde insani yardımları insanlara ulaşmasını sağlamalıdır. Yıkımı önlemeyi sağlamalıdır. 

İsrail mahkemeye alınan tüm önlemlerle ilgili 1 ay içerisinde rapor sunmalıdır. Mahkeme aynı zamanda 41. madde uyarınca bunlar bağlayıcılığı olan kararlardır, bu tedbirlerin uygulanması gerekmektedir.

7 Ekim'de alınan esirler de serbest bırakılmalıdır.

Alınan ihtiyati tedbirler: 

- İsrail Gazze Şeridi'ndeki tüm gerekli tedbirleri, adımları atmalıdır.
- İsrail ordusunun herhangi bir eylemde bulunmaması gerekmektedir. 
- İsrail tüm önlemleri alarak kamunun soykırım işlenmesinin teşvik edilmesini engellemelidir. 
- Gazze Şeridi'nde ihtiyaç duyulan temel ve insani yardımın ulaştırılması konusunda İsrail etkili önlemler almalıdır.
- İsrail devleti etkili bir şekilde önlem alarak yıkımı önlemelidir.
- İsrail devleti mahkemeye ilgili ihtiyati tedbirler ile ilgili 1 ay içerisinde rapor vermelidir. 

A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Kocaeli’de trajik son 6 kadını uyuşturup tecavüz etti AFAD'dan kritik sağanak uyarı Ayrıldığı nişanlısını öldürdükten sonra... Zincirleme çarpışmada 37 can kaybı