'İkisine de mutluluklar diliyorum'
Asena Atalay, merak edilenleri canlı yayında anlattı.
Caner Erkin’den olaylı bir şekilde boşanan Asena Atalay, Kanal D’de yayınlanan 2. Sayfa programına konuk oldu. Atalay, merak edilenleri canlı yayında anlattı.
İşte, Asena Atlay'ın açıklamalarından satır başları:
- Bana DM’den mesaj atan yok. Mesafeli bir duruşum var herhalde.
- Aldığım mesajları ifşa etmem. Engeller geçerim.
- Direk dansı güzel. Şuan yapmıyorum. Sporlarda sıkıldığım dönemler oluyor. Ara ara boks yapIyorum, ara ara pilates yapıyorum, ara ara yürüyorum…
- Arda – Berkay olayı mahkemeye taşınan bir olay.
- ‘Gizli Kalsın’ karanlık küçük bir ortam. 6 tane masa vardır. Basın yok, fotoğraf çekmek yok. Yıllardır tek bir kare çekemiyor basın.
- Bu olayda Aslıhan’a çok üzüldüm. Basın çok acımasız davranıyor. Üst üste üst üste haber yapmak… Aslıhan’a çok üzüldüm. Böyle bir şeye maruz kalması… Arda’nın hatasıdır, değildir bilemem. Bu kısmını onlar biliyor. Ben sadece Aslıhan’ın böyle bir pozisyonda olmasına çok üzüldüm. Mesaj da attım zaten. ‘Önemli olsan sensin. Kendine dikkat et. Umarım sağ salim çocuğunu kucağına alırsın’ diye.
- Ben Arda’nın dışarıda olmasına kızdım açıkçası. 4-5 aylık değil. 8,5 aylık hamile çünkü.
- Sosyal medyada beni de olayın içine dahil eden şeyleri görmedim. Herkes negatiften beslendiği için yazabilirler.
- Ben kendimi açıklamayı uzun zaman önce bıraktığım için bana dert değil yani…
- Bizde boş yorum yapan çok. Çocuklarını sağlıkla büyütsünler diyorum.
- Bana doğum günümde emek verilmiş bir hediye gelmedi. Şöyle 365 gün mektup yazıp doğum günümde bana getirmediler mesela…
- Marketten hiçbir şey almam. Her şeyim pazardan. Meyveler, sebzeler pazardan alırım. Çarşamba günleri pazara giderim. Aldıklarımızla eve gideriz. Annem bana Çarşamba günleri bir şeyler yapmayı gösterir. Sonra ben hafta içi öyle devam ediyorum…
- İnternette gezen bir fotoğraf var. Fenerbahçeliler yapmıştı o fotoğrafı. Saç bile benim saçım değil. O dönem güldüm ama artık abartıyorlar diyorum. Kaşların biri ince biri kalın.
- Üst dudağımda dolgu var benim.
- Maçları izliyorum. Bazen Fenerbahçe maçını izliyorum. Bazen Beşiktaş maçını izliyoruz Çınar ile. Dünkü maçta babası ilk yarıda yoktu. ‘Neden babam yok’ dedi. 'Hastadır, sakattır' falan dedim.
- İlk yarıyı izledim, ikinci yarıda Çınar uyudu.
- Çınar ile birlikte Caner’in maçlarını izliyoruz.
- Caner artık benim için yabancı. Çınar iki de bir bana onu soruyor. ‘Kasım babama benziyor mu’, ‘burnum babama benziyor mu?’
- Kardeşini seviyor. ‘Çok özlüyorum’ durumu yok ama gittiğinde mutlu dönüyor. ‘Büyüdü mü’ diyorum ‘büyüdü’ diyor. Evde böyle bir durumumuz var.
- Bebekleri oldu. Mutluluklar diliyorum. Benimle ilgili hiç doğru olmayan, alakası olmayan haberler çıkıyor. Cevap bile vermiyorum artık.
- 1 sene boyunca alınmamış bir nafaka var. Sonra dava sürecine girince ödenmeye başladı. Aylık nafaka 10 bin TL. 10 bin TL ile 350 kişilik bir tiyatro açılmaz. Çalışıyorsam kendi paramla, çalışmıyorsam babamdan aldıklarımla geçiniyorum.
- Benim babamın şehir dışında otelleri var, şarap mahzenleri var.
- Ben çocuğumun fotoğrafını sosyal medyada paylaşmıyorum. Boşandıktan sonra yüzünü hiç koymadım. Ben bu kadar dikkat ederken… Gezmiyorum, tozmuyorum, gece hayatım yok. Ben bu kadar dikkat ederken gazeteyi bir açıyoruz Çınar’ın kocaman fotoğrafı var.
- Çınar ünlü olmayı tercih edebilir. Ama bu onun tercihidir. Neden onun fotoğrafını kocaman gazeteye basıyorsun ki?
- Çok da kolay bir hayatım yok. 27 yaşındayım. Ailemin maddi manevi desteğiyle bir hayat sürmeye çalışıyorum. Benim bir hayatım var. Oluşacak başka bir hayatım var. Bunlarla uğraşmak istemiyorum. Karşı tarafa da huzur diliyorum. Bana da huzur vermelerini istiyorum. Dava sonucu ne olursa olsun babası belli anası belli. Ben ölene kadar çocuğuma sahip çıkacağım.
- Birincisi bu davanın kazanılması diye bir şey söz konusu değil. Dava süreci de öyle ilerliyor.
- Velayetin kayyuma verilmesi gibi bir durum oldu. Kayyum ne onu da açıklayayım: Maddi manevi bütün haklarını koruyor. Mesela okul ücreti. Mesela beni arıyor ‘Babası çocuğun okul ücretini ödedi mi?’ diye soruyor. Karşı tarafı arayıp teyit ediyor. Kayyum bu dengeyi sağlıyor. Mayıs ayından itibaren velayet davası olan çiftlerde çocuğa kayyum atanması zorunlu kılınmış zaten.
- Boşandığımız günden beri Çınar benimle yaşıyor. Boşandığımızdan beri Caner ile hiç konuşmadık. Ben kendimi de, insanları da affettim. Çınar ne derse o benim için.
- Davayı kazanmak için o dosyanın içini belli şeylerle dolduracaksın. Avukat bir şey yazıyor, asistanı başka bir şey yazıyor. Benim ağzımdan şimdiye kadar kötü bir şey çıkmadı. Ben çocuğuma bile söyletmem. Bu onunla benim aramda olan bir şey.
- Haber sildirmek gibi bir kaygım yok. 24 saat Çınar benimle birlikte. Onun bu konularla alakalı hiç bilgisi yok. Biz sokaklardayız, bilgisayar çocuğu değil.
- Beni çok iyi tanıdığını düşünüyorum. Çınar beni de, kalbimi de, ne yaptığımı da bileceği için rahatım.
- Bir daha çocuk istemem. Evlilik çocuk falan artık düşünmüyorum. Kapattım o defteri. Aşk olur ama evlilik olmaz. Ailem de istemiyor.