Hürriyet'e yapılan çirkin saldırılara bir kınama da Ekonomi Bakanı'ndan!

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, basına yapılan tüm saldırılara tepki gösterdi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İstanbul Sanayi Odası (İSO)' tarafından düzenlenen 'Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'na katıldı.



Bakan Zeybekci, İSO'nun Beyoğlu'ndaki merkezinde düzenlenen toplantının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Zeybekci'ye geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi'ne yönelik 48 saat arayla gerçekleşen saldırıların hatırlatılarak basına yönelik saldırılarla ilgili düşüncesi soruldu. Zeybekci, başta Hürriyet Gazetesi olmak üzere diğer basın organlarına fiili olarak yapılan saldırıları nefretle kınadığını söyledi.



"ÖZGÜR BASINA YAPILAN TÜM SALDIRILARI KINIYORUM"



İnsanların haber alma haklarının yaşama ve nefes almak kadar kutsal olduğunun altını çizen Zeybekci, "Basının gerek Hürriyet Gazetesi gerekse diğer basın organlarına fiili olarak yapılan saldırıları nefretle kınıyorum. Bunları uygun görmeyi, hiç kimsenin uygun görmesini kabul edilebilir bulmuyorum. Sessiz kalmayı da kabul edilebilir bulmuyorum. Kim olursa olsun, gerekçesi ne olursa olsun Türkiye'de özgür basına yapılan tüm saldırıları kınıyorum. Özgür basın mensuplarına yapılan tüm saldırıları da kınıyorum. Hürriyet'e yapılan saldırıları, diğer basın mensuplarına yapılan saldırıları yani bugün bir basın grubunun yönetim kurulu başkanına suikast amaçlı silahlı saldırıların da olduğu dönemler basın anlamında bunların karanlık dönemler olduğuna inanıyorum. İnşallah bunların bir an önce bitmesini temenni ediyorum" dedi.



İTO BAŞKANININ ÖNERİSİNE YANIT VERDİ



Bir gazetecinin dolardaki kur artışının ardından İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar'ın İTO Meclis ayı toplantısında kısa vadeli döviz borcu olan iş adamına devletin 2,70'den döviz satışı gerçekleştirilmesi önerisiyle ilgili düşüncesini sorması üzerine Bakan Zeybekci, "Türk Lirası'nın bizim öngörülerimizin dışında aşırı değer kaybetmesi veya Haziran'dan bugüne kadar dolar endekisini oluşturan diğer 6 para birimiyle kıyasladığımızda dolar karşısında yüzde 7-8 oranında daha fazla değer kaybetmesi tabi ki ekonomimizin ve özel sektörümüzün üzerinde ekstra bir maliyet yaratıyor. Bu maliyetin telafisiyle ilgili İstanbul Ticaret Odası Başkanımızın talebini reel ekonomi ve serbest rekabet anlamında pek uygulanabilir olarak görmüyorum. Bu, dövize müdahale olur zaten. Piyasaya müdahale anlamı taşır. Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybını zaman zaman yanlış anlaşılsa dahi söylemeye devam ettiğimiz şekilde müdahale etmememiz lazım" dedi.



"DOLARIN YÜKSELMESİNİN MALİYETLER VE ENFLASYON ÜZERİNDE MUTLAKA ETKİSİ VAR"



Nihat Zeybekci, döviz kurlarındaki artışın piyasanın kendi dinamikleri içerisinde mutlaka dengeye oturacağını ifade etti. Doların yükselmesinin maliyetler ve enflasyon üzerinde mutlaka etkilerinin olduğunu belirten Bakan Zeybekci, "Firmaların yıl sonu itibariyle bilançolarında zarar anlamında bazı sonuçlar elde edebilirler. Ama bundan sonraki süreçte şunu yaşayacağımıza inanıyorum. 7 Haziran seçimlerinin hükümetin kurularak sonuçlandırılmamasından kaynaklanan bu belirsizlik bu süreçte 1 Kasım seçimleriyle artık daha belirgin hedefe doğru gidecektir. Kurun üzerindeki dolar endeksini oluşturan 6 para biriminden ayrışan yüzde 7-8'lik bölümün önümüzdeki süreçte kendiliğinden eriyeceğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.



BÜYÜME RAKAMLARININ İHRACATA KATKISI



Nihat Zeybekci, dün açıklanan büyüme rakamlarının ihracata katkısının ne zaman görüleceğiyle ilgili bir soruya ise "Şu anda ihracatın büyümeye etkisi negatiftir. Yaklaşık olarak yüzde 2 eksi katkısı vardır. 3. çeyrekte bu eksi katkı hemen hemen 0'a doğru yaklaşacaktır. 4. çeyrekte beklentimiz ihracatın da büyümeye katkı vermeye başlamasıyla inşallah Türkiye yüzde 4'lerin üzerinde bir noktaya doğru yönelecektir" diye yanıt verdi.



"TÜRKİYE'DE ÖZEL SEKTÖRÜ, SANAYİCİYİ BORÇ BATAĞINDA DEMEK SON DERECE YANLIŞ OLUR"



Öte yandan bir başka gazetecinin, "Türkiye'nin gücünü ortaya koyan rakamlar verdiniz. Ancak şu bir gerçek ki sanayiciler borç batağı altında. Ülkenin kaynakları güçlü olabilir ancak bireysel olarak var olan borçlar nasıl giderilecek" şeklindeki bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: 



"Türkiye'de özel sektörü, sanayiciyi borç batağında demek son derece yanlış olur. Ancak firmalarımızın döviz bazında borçları vardır. Kullanmış oldukları borçlar vardır. Bunu ikiye ayırmak lazım. Gelirleri döviz bazında olup döviz bazında borçlanan firmalarımız varsa bunlar için bir problem yaratmıyor. Ancak gelirleri TL ve borçları döviz ise bu problem yaratıyor. Türkiye'de kişilerin ve firmaların döviz tevdiat hesaplarında 190 milyar doların üzerinde rezervi olması, Merkez Bankası'nın rezervi olmasının Türkiye'ye genel itibariyle bir kriz yaşamasını engeller. Türkiye'nin bu varlıkları, zenginlikleri bu güçlülüğü, Türkiye'nin sağlam duruşunun dalgalanmalardan yere düşmeden fazla etkilenmeden dalganın altında kalmadan bir geçişini sağlar. Ancak doğrudan vatandaşlara dövizden kaynaklanan kayıplarını telafi edici bir yaklaşımı İTO Başkanımıza söylediğim gibi böyle bir şey beklememek lazım. Genel itibariyle bir iyileşme kendiliğinden olur" (DHA)

 


A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi