Hiç başlamayın! Sigarayı 15 yıl önce bıraksanız bile etkisi devam ediyor...
Akciğer kanseri hastalarının, kansere bağlı kitlelerinin bronşlara ve alveol denilen hava keseciklerine baskısı nedeniyle solunum güçlüğü yaşadıklarını belirten Dr. Abdallah T M Shbair, akciğerlerin yeteri kadar temiz havayı almamasının akciğerde meydana gelebilecek hücrelerin tahribatına neden olabileceğini belirterek akciğer kanseri farkındalık ayı vesilesiyle açıklamalarda bulundu. Shbair, "15 yıl önce sigarayı bıraksanız da etkisi çeşitli yollarla devam edebiliyor" dedi.
Akciğer kanserinin dünyada erkeklerde en sık ve kadınlarda ikinci sıkla görülebilen ölüme neden olan kanser türü olduğunu belirten Dr. Abdallah T M Shbair, kanserin gelişmesinde tanımlanan risk faktörleri arasında başta sigara kullanımı, hava kirliği, madde kullanımı ve radyasyon ışınları geldiğini belirtti. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmaya göre yıllık 230 bin kişiye akciğer kanseri tanısı konulan hasta ve 140 bin kişinin akciğer kanseri nedeni ile hayatını kaybettiğini belirtti.
HER YIL KONTROL GEREKLİ
Dünya Sağlık Örgütünün riskli hastalar için yıllık tarama programı geliştirildiğini belirten Dr. Abdallah T M Shbair, akciğer kanseri tanısı görüntüleme yöntemleri ile hastalığı erken yakalamanın mümkün olduğunu söyledi. Özellikle 55-74 yaşında olup en az 30 paket/yıl sigara içen veya 15 yıl önce sigarayı bırakan, şikayeti olmayan bireylere yıllık düşük doz bilgisayarlı tomografi yapılması gerektiğini ifade eden Dr. Abdallah T M Shbair, tomografi sonucuna göre özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere birçok akciğer hastalıklarının tanı ve tedavisinin Fiberoptik bronkoskopi (FOB) sayesinde yapılabildiğini kaydetti.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Teşhis konulan evreye göre tedavinin belirlendiğini ifade eden Dr. Abdallah T M Shbair, “Bilgisayarlı tomografi, PET veya Fiberoptik bronkoskopi ile hastalığın hangi evre olduğu tespit edilebilir” dedi ve her bronkoskopi yapılan hastanın akciğer kanseri olmadığını, bu yüzden hastaların bu işlemi yaptırmaktan çekinmemeleri gerektiğinin altını çizdi.
Dr. Abdallah T M Shbair Kanserin tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri paylaştı.
“Akciğer kanseri erken teşhis edildiği takdirde cerrahi yöntemlerle kişi hastalıktan tamamen kurtulabilir. Geç evrede yakalanan hastaların tedavisinde ise son yıllarda gelişmiş tedavi yöntemleri (hedefe yönelik tedavi, immünoterapi) ile hastalığın sağ kalım oranına ciddi katkı sağlanmıştır. Akciğer kanserinin tedavisinde kemoterapi ve radyoterapi kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda akciğer kanserinde hem etkin hem de kemoterapiye göre daha az yan etkilere sahip akıllı ilaçlar ve immünoterapi geliştirilmiştir.”
Ameliyat sonrasında evreye uygun olarak uygulanan kemoterapi tedavisi ile hastalığın tekrarlanmasını engelleyebildiğini söyleyen Dr. Abdallah T M Shbair, akciğer kanserine karşı aşı yönteminin de etkili olabileceğine dikkat çekerek hastanın aşı yönteminden önce kemoterapi ve radyoterapi alması bu tedavi yöntemlerinden sonuç alınamazsa aşı yöntemi denenmesinin daha doğru olabileceğini belirtti.
A, C, D VİTAMİNİNDEN ZENGİN BESİNLER TÜKETMELİLER
Akciğer kanserinin en önemli belirtileri arasında uzun süreli öksürük, ağızdan kan gelmesi ve nefes darlığı gibi belirtilerin ilerleme evresinde meydana gelen rahatsızlıklar olduğunu söyleyen Medikal Onkoloji uzmanı Dr. Abdallah T M Shbair; ses kısıklığı, kol ve göğüste ağrı, iştahsızlık ve kilo kaybı görüldüğünde hastalığın ileri evrede olma ihtimalinin yüksek olduğu dolayısıyla ameliyat şansı kalmayabileceğinin altını çizdi.
Vücudun bağışıklığının hastalığa yakalanma da önemli etken olduğunu belirten Dr. Abdallah T M Shbair, akciğer kanserlerinde beslenmenin önemli olduğunu vurguladı. Hastaların A ve C vitamini olan yiyecekleri tüketmelerini tavsiye ederken bu hastaların özellikle anti-oksidan özelliği olan besinleri doktor kontrolünde tüketmesi gerektiğini belirtti. Dr. Abdallah T M Shbair beslenmeleri konusunda hastalara şu tavsiyelerde bulundu:
“Günlük kuruyemişlerden ceviz, badem, zerdaçal, günde en az 2 bardak yoğurt tüketilmeli, haftada 2 gün balık muhakkak yemelidirler. Günde 2 litre su içmek çok önemli, günlük en az 20 dakikalık hafif bir egzersiz ve yürüyüş, iyi bir uyku bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli.”