Hesabını geri aldı

Gazeteci Ahmet Şık'ın Instagram hesabı yeniden aktif hale geldi.

Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarından fotoğraflar paylaşan Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık'ın Instagram sayfası, kullanıcıların şikayetleri üzerine kapatılmıştı.



Yaklaşık 2 saat kapalı kalan hesap dün gece yeniden aktif hale geldi.



Instagram'da 12 bini aşkın takipçisi bulunan Şık, hesabının kapatılmasıyla ilgili Twitlonger, sitesinde şu yazıyı kaleme almıştı:



Hassas Türklerin İnstagramla imtihanı



AHMET ŞIK



Bir “sosyal medya fenomeni” değilim ama Twitter'da, hemen her siyasal görüşten bir hayli takipçim var. Memleketin küçümsenmeyecek bir kısmı beni “darbeci” sanıyor. Bu zanna kapılmaya neden olan dava nedeniyle ulusalcı ya da milliyetçi olduğum düşünülüyor. Yakın geçmişteki her türlü kötülüğün tetikçiliğini üstlenen Cemaat içindeki çetenin eski suç ortağıyla giriştiği savaş nedeniyle, kader ortaklığı yaptığımızı sanan bir hayli AKP'li de takipçilerim arasında. Eski suç ortağının siyasal destekçisi AKP'nin uygulamalarını ve Cemaat'e yönelik kimi hukuksuzluklarını da eleştirdiğim için bu cenahtan takip edenler de mevcut. Muhaliflik çizgisini sadece AKP ya da Cemaat karşıtlığı noktasına indirgeyenler ve CHP'liler de azımsanmayacak oranda. Haliyle yazdıklarım herkesin durduğu yere göre değerlendirildiği için aynı anda hem övgü hem de küfüre maruz kalıyorum. Hatta aynı tweet nedeniyle Cemaatçilerden AKP'li, AKP'lilerden de Cemaatçi olmakla suçlanıp küfür yemişliğim var. AKPyi eleştirince “paralel”, Cemaat'i eleştirince “darbeci”, Kürtlerin yaşadığı bir haksızlığı dile getirince “bölücü”, Kürt hareketini eleştirince “Kemalist”, CHP'ye yönelik eleştiride bulununca “AKP'li” oluveriyorum. Söylenenler ne kadrar sinir bozucu bir hal alsa da gülüp geçiyorum. Bu kez gülüp geçmeyeceğim. Biraz kişisel bir mesele olmakla birlikte memleketin hâlet-i rûhiyesini anlattığı için yazılıyor bu yazı.



Akıllı telefonları olanlar bilir. İnstagram adında bir uygulama var. Dileyen istediği fotoğraf ya da videoyu açtığı hesap üzerinden paylaşıyor. Hesabın takip edenleri de “like” butonuyla beğenilerini gösteriyor isteyen yorum da yapabiliyor. Genel olarak börtü böcek ve yemek ve illa ki güneyin doğan ya da batan fotoğrafları, manzara ve İstanbul sakinlerinin vazgeçilmezi martılar İnstagramın vazgeçilmezleri. Gazetecilik mesleği içinde olanlar ya da foto muhabirleri de saydığımız enstantanelerden azade değil ama farklı olarak izledikleri haberlerin, olayların fotoğraflarını da paylaşıyor. Ben de öyle. Daha doğrusu öyleydim. Düne kadar var olan hesabım, yayınladığım bazı fotoğraflardan rahatsız olan “Hassas Türk” takipçilerim tarafından şikayet edilince İnstagram tarafından bana sorulmadan kapatıldı. Şikayetçi “Hassas Türkler”, Diyarbakır'daki Newroz kutlamalarında çektiğim fotoğraflarda Abdullah Öcalan'ın görünmesinden rahatsız olmuş. Tahminen yüzlerce şikayet gelince de İnstagram çareyi hesabı kapatmakta buldu.



Öcalan'ın göründüğü bir bayrağın ardından slogan atan genç bir Kürt kadını gösteren fotoğrafı burada da göreceksiniz. Bir diğeri ise, 19 Mayıs gösterilerinden aşina olduğumuz insandan kule kurma fotoğrafı. Bu kez kuleyi kuranlar askeri okul öğrencileri değil. Gerilla kıyafetlerine benzeyen yöresel şal şepik giymiş ellerinde PKK bayrağı bulunan Kürt gençleri. Fotoğraflar yayınlandığı anda “Bebek katili”, “Bölücü”, “Teröristbaşı”, “Katil” diye başlayan ve yakası açılmadık küfürlerle devam eden “nezih” yorumların sahibi takipçilerim fotoğrafı hemen kaldırmamı emrettiler. Küfür etmeme nezaketini gösterenler ise benim böyle fotoğraflar paylaşmamdan ne kadar hayal kırıklığı yaşadığını anlatıyordu. Milliyetçi hassasiyetlerini Amerikan filmlerinin klişesi olmuş bir replikle İngilizce dile getirenler bile vardı. Nihayetinde İnstagram'da birini takip edip etmemenin tercihe bağlı olduğunu, dileyenin takipçim olmaktan vazgeçerek tepkisini ortaya koyabileceğini söyledim. Bir kaz yüz kişi de öyle yaptı zaten. Bir kısmı iısrarla kalıp fotoğrafı kaldırmamı istiyordu. Gidenler gittiğiyle kalanlar da ısrar etmekle kalmadılar. Fotoğraflarla ilgili, sisteme otomatik olarak gönderilen şikayetler ileterek, teknolojik tabirle beni “spamladılar”. Başlığı “uygunsuz içerik” olan şikayetler belli bir sayıya ulaşınca da sistem otomatik olarak fotoğrafı sildi. Ben de yeniden yayınladım. Bu her bir fotoğraf için dörder kez tekrar etti. “Hassas Türkler” ısrarla neden fotoğrafı yayınlamaya devam ettiğimi soruyorlardı. 



Nedeni basit bu soruyu yanıtlamaya lüzum var mı bilmem ama burada kısaca söylemek gerek. Her şeyden önce sadece görmek istediğiniz fotoğrafları yayınlamak gibi bir adetim yok. Ya da sansürden nefret ettiğimi söylesem yeterli olur mu? Öte yandan kabul etmek istemesiniz de Kürtler bu ülkenin halklarından biri ve gerçeği. Görmek istemiyorsunuz ama varlar. Tıpkı Kürt meselesinin var olduğu gibi. Newroz da bu halkın ve bir isyanın bayramı olarak kutlanıyor. Mücadele yöntemini tartışmak bir başka yazının konusu olsun ama Kürt meselesini PKK'den ibaret sayanlar karşısındakini kınamaya önce bu gerçeği var eden sorunları anlamaktan başlasa yerinde olur. Önce yaşanılanların bir haksızlık olduğunun haklı tespitini yapalım, herkes eteğindeki taşı öyle dökmeye başlasın. Beğenirsiniz beğenmezsiniz. Ortada bir olgu var. Bir gazeteci olarak tanıklık ettiğim bir olayla ilgili çektiğim fotoğrafı da yayınlıyorum. Tıpkı Gezi İsyanları sırasında yayınladığım fotoğraflar gibi. “Hassas Türkler” Kürtlerle ilgili fotoğraflardan ne kadar rahatsızsa o dönem de ceberut AKP iktidarının yandaşları o fotoğraflardan rahatsızdı. Tıpkı siz “Hassas Türkler” gibi yakası açılmadık küfürler edip saldırıyordu. Fotoğraflarda yer alan Türk bayraklı enstantaneleri “darbeci” olduğumun kanıtı sayan “mücahit solcular” bile çıktı. “Hassas Türkler” bu anlatılanlar size tanıdık gelmiş olmalı ki yaptığınızın diğerlerinin yaptığından farkı yok. Memlekette kutuplaşma öyle bir hale geldi ki herkes karşısındakini yok edecek düzeyde bir nefret içinde. Bu kamplaşmada kim hangi tarafa angaje ise duymak istediklerini söyleyen, okumak istediklerini yazan ve görmek istediklerini gösterenlerin arkasından koşuyor. Kusura bakmayın ben hiçbirisi olmayacağım. Sansürcülüğünden yakındığınız AKP'liler gibi tek tipçi bir anlayışın ürünü olan zihniyettekilere işinize gelmiyorsa takip etmezsiniz olur biter diyorum. Bu arada İnstagram'ın kapattığı hesabımı yeniden aktif hale getirmeye çalışıyorum. Mümkün olmazsa “bölücülük, cemaatçilik, AKP'lilik, darbecilik, teröristlik” içeren fotoğraflarımı yeni bir hesaptan yayınmaya devam edeceğimi de buradan duyurmuş olayım.


Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Wanda Nara Siyah Tangasıyla Meydan Okudu! Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Şakir Paşa Ailesi'ndeki yatak sahneleri alev aldı! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem FLAŞ! Altın Alım Zamanını Çok Net Olarak Açıkladı