Henri Barkey’den sonra Osman Kavala'dan yeni açıklama geldi. Kavala, iddianameyi hazırlayan savcı hakkında bir kez daha şikayette bulunduğunu söyledi

Eski CIA danışmanı Henri Barkey’den sonra 5 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala da yeni bir açıklama yaptı ve kendisi hakkında iddianameyi hazırlayan savcıyı ikinci kez HSK'ya şikayet ettiğini belirtti.

Gezi Davası’nda müebbet hapis cezasına çarptırılan ve yaklaşık 5 yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, kendisine yöneltilen casusluk suçlamasının gerekçesi sayılan Eski CIA danışmanı Henri Barkey’le yemek yediği iddiasının gerçek dışı olduğunun ortaya çıkmasının ardından açıklama yaptı.

İŞTE O AÇIKLAMA

Henri Barkey’in 18 Temmuz 2016 tarihinde Karaköy lokantasında benimle değil Aslı Aydıntaşbaş ile yemek yemiş olduğuna dair açıklaması, benimle ilgili iddianamede yer alan kasıtlı çarpıtmayı aleni hale getirdi. İddianameyi hazırlayanı ikinci defa HSK’ya şikâyet ettik. İlk şikâyetimiz iddianamede yalan beyanlar kullanılması ile ilgiliydi.

Gezi davasından beraat ettikten sonra ne pahasına olursa olsun tutukluluğumu sürdürmek amacıyla hazırlanmış olan bu iddianame bir dizi olgusal tahrifat içeriyor. Bunlar kadar önemli olan bir diğer husus da yasalarla ilgili tahrifat yapılması, ki bu tüm yurttaşlar için tehlike teşkil ediyor.

İddia makamı hepsi yasal olan faaliyetlerimi suç eylemi haline getirebilmek için yasadaki tanımları hiçe sayan bir casusluk suçu kurguladı. Duruşmamda bu davranışın Nazi dönemi uygulamalarıyla paralellik gösterdiğine dikkat çektim. Düşman hukuku anlayışı ile yürütülen bu yargı süreci üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağını gördüğümden, Henri Barkey’in daha önce lokantadaki yemek konusunda konuşmamış, Aslı Aydıntaşbaş’ın da bu konuda  açıklama yapmamış olmasını önemsemedim.

13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi davasında siyasetçe arzu edilen cezaları vermesinden sonra casusluk suçlamasının gereksiz hale gelmesi ve beraat kararı ile sonuçlanması bu suçlamanın bir kurgudan ibaret olduğunu gözler önüne serdi. AİHM son kararında tutukluluğumu sürdürmek için kurgulanan bu suçlamanın, daha önce değerlendirdiği ve suça işaret eder nitelikte bulmadığı delillere dayandırılmış olduğunu tespit etti. AİHM’in bu kararıyla, yapılanın hukuku dolanmak anlamına geldiği ve hükümetin “AİHM kararını uyguladık” şeklindeki savunmasının geçersizliği ortaya konulmuş oldu.

Hukuksuz yargılamalara temel teşkil eden bu tür iddianamelerin önlenmesinin ülkemiz yargısının öncelikli sorunu olduğunu düşünüyoruz. HSK’ya yapmış olduğumuz şikâyetlerin bu amaca hizmet edeceğini ümit ediyoruz.

Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında