Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan heyecanlandıran açıklama. Yeni ekonomi adımları geldi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 'Gelire Endeksli Senetler' hamlesini duyurdu. Gelire Endeksli Senet (GES) nedir?
Hazine ve Maliye Bakanlığı, ekonomiye ilişkin atılacak yeni adımların bu akşamdan itibaren Bakanlıkça duyurulacağını açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, "Bu sıkıntılı döneme rağmen uyguladığımız politikalar ile bu süreci de başarıyla atlatacağımızdan şüphemiz yok." denildi. Bakanlıktan Gelire Endeksli Senetlerin İhracı hamlesi geldi. Hazine ve Maliye Bakanlığından yapılan açıklamaya göre GES'ler (Gelire Endeksli Senetler) talep toplama işlemleri yoluyla ihraç edilebilecek.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ekonomide yeni atılacak adımlara ilişkin açıklamanın, bu akşamdan itibaren Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından yapılacağını duyurdu.
Bakanlık şu açıklamaları yaptı:
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, dünyanın sayılı büyük ekonomileri arasında yer alan Türkiye'nin, serbest piyasa ekonomisi ilkelerini esas alarak güçlü temeller üzerinde yükselmeye devam ettiği belirtilerek, "Ekonomimizin yakaladığı güçlü ve dengeli büyüme performansının daim kılınması hedeflenmektedir. Geride kalan 20 yıllık süreçte, başta kamu maliyesi ve bankacılık sektörü olmak üzere elde ettiğimiz kazanımlar, ekonomimizin bu sağlam duruşunu desteklemektedir. Kamu maliyesinde sağlanan disiplinin oluşturduğu imkanlar, zorlu dönemlerde ekonomimiz için bir manevra alanı olarak kullanılmaktadır. Bankacılık sektörümüzün sağlam ve istikrarlı yapısı ise özel sektörümüzün ve hane halkımızın ihtiyaç duyduğu finansmanın kesintisiz ve daha da önemlisi uygun koşullarda sağlanmasına aracı olmaktadır. Güçlü sanayi altyapısı ile dinamik ve zorlu koşullara kolay adapte olabilen özel sektörümüz de büyüme ve kalkınma hedeflerimizi birer birer yakalamamızda kuşkusuz bizlere önemli bir destek vermektedir" denildi.
'BU SÜRECİ BAŞARIYLA ATLATACAĞIMIZDAN ŞÜPHEMİZ YOK'
Yakın geçmişte tüm dünyayı etkileyen birçok ekonomik zorluktan Türkiye'nin de etkilendiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Bu sıkıntılı dönemlerin başında 2008 küresel finansal krizi ve onu takip eden 2011 Avrupa borç krizi akla gelmektedir. Türkiye ekonomisi tüm bu dönemlerden, dış şoklara karşı olan direnci sayesinde başarı ile büyüyerek ve daha da güçlenerek çıkmıştır. Yakın dönemde salgının dünya üzerinde bıraktığı etkiler henüz tam anlamıyla silinememişken yakın coğrafyamızdaki savaşın küresel ekonomiyi çok daha zorlu bir sürece taşıdığını birlikte deneyimliyoruz. İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı döneme rağmen uyguladığımız politikalar ile bu süreci de başarıyla atlatacağımızdan şüphemiz bulunmamaktadır. Türkiye ekonomisinin bir serbest piyasa ekonomisi ve kambiyo rejiminin ise liberal olduğunu sorgulamak ve sorgulatmak için bir kısım çevreler eline geçen tüm fırsatları ne yazık ki pervasızca kullanmaya devam etmektedir. Son 6 yıldan bu yana ekonomimizde çeşitli olağanüstü tedbirlerin uygulanacağına dair bu spekülasyonlar, kasıtlı olarak ortaya atılmakta ve bizim değişmez ve vazgeçilmez serbest piyasa koşulları ilkelerimiz sorgulanmaya çalışılmaktadır. Bugün tüm dünyanın özellikle enerji ve tedarik zincirlerindeki aksamalar kaynaklı nedenlerden oluşan enflasyon problemi Türkiye özelinde olabildiğince karamsar senaryolara dönüştürülmeye çalışılmaktadır."
'HIZLI VE ÇÖZÜM ODAKLI ADIMLAR ATILACAK'
Yaklaşık 10 trilyon TL büyüklüğündeki Türkiye ekonomisinin başarısını dönemsel birkaç veri ile gölgelemeye çalışmanın tam anlamıyla haksızlık olduğu belirtilerek, şöyle denildi:
"Kısa vadeli çıkarlara odaklananların son 20 yıldır risk dediği her faktörü ülkemiz kısa bir süre sonra fırsata çevirmeyi başarmıştır. Bugünlerde de rasyonel olmayan söylemler eşliğinde döviz fiyatlarına dair spekülatif ve asılsız iddialarda bulunmaya devam edildiğini görmekteyiz. Yakın bir süre önce kısa vadeli çıkarlarının peşinde koşanların oluşturduğu tedirginlik ortamı sonrasında, 20 Aralık 2021’de, spekülasyonla şişirilmiş döviz kurunun bir günde ne kadar düştüğünü tüm dünya tecrübe etmiş durumdadır. Bu bağlamda tüm vatandaşlarımızın bu tecrübeyi unutmayarak bazı kesimlerin manipülatif çıkarlarını gerçekleştirmelerine imkan vermeden sağduyulu olmasında büyük fayda vardır. Biz, vatandaşlarımızın bu art niyetli felaket tellallarına prim vermek yerine ülkemizin, milletimizin ve çocuklarımızın geleceğine yönelik gayretlerini devam ettireceklerine olan inancımızı bir gün bile azaltmadık. Bu bağlamda başta enflasyon ve döviz kuru olmak üzere gündemimizde yer alan bazı ekonomi başlıklarında, ekonomi yönetimimiz Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde, hızlı ve çözüm odaklı adımlar atmaya devam edecek olup; atacağımız yeni adımlar silsilesi bu akşamdan itibaren bakanlığımız ve ilgili kurumlarca kamuoyu ile paylaşılacaktır."
BAKANLIK'TAN BEKLENEN AÇIKLAMA GELD!
Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan "Gelire Endeksli Senetlerin İhracı" hamlesi geldi.
Bakanlık, gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi (GES) talep toplama işlemlerinin 15 Haziran'dan itibaren başlayacağını açıkladı. İhraç edilebilecek senetler 3 ayda bir kupon getirisi sağlayacak.
Hazine Baknalığı şu açıklamayı yaptı:
“Bugün (09.06.2022) Bakanlığımızın resmi hesabından yayınlanan basın açıklamasında yer alan atılacak adımlar kapsamında;
Bakanlığımızca, vatandaşlarımızın tasarruflarını Türk Lirası cinsi varlıklarda değerlendirebilmelerinin teşvik edilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla, gelire endeksli Devlet iç borçlanma senedi (GES) talep toplama işlemleri 15 Haziran 2022 tarihinden itibaren gerçekleştirilecektir.
Sadece gerçek kişilere sunulacak olan GES’ler, ülkemiz genelinde gerçekleştirilecek duyuru ve talep toplama işlemleri yoluyla ihraç edilecektir.
Senede ilişkin talep toplama işlemleri ile senedin ihracı, kupon ve anapara ödemeleri Bakanlığımız sitesinde yayınlanacak duyuruda belirtilecek bankalar aracılığı ile gerçekleştirilecektir.
İhraç edilecek senetler üç ayda bir yatırımcısına kupon getirisi sağlayacak olup kupon ödemelerinde asgari getiri garantisi olacaktır.
Senedin kupon ödemesine esas teşkil edecek getiri oranı ve vade yapısı ihraç duyurusunda ilan edilecektir.
Senedin yatırımcıya sağlayacağı nihai getiri oranı, ihraç aşamasında Bakanlığımız tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ila çarpılması yoluyla belirlenecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
GES NEDİR?
Devlet İç Borçlanma Senetlerinin çeşitlendirilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla, Hazine tarafından 28 Ocak 2009 tarihinde ilk Gelire Endeksli Senet (GES) ihracı gerçekleştirilmişti.
GES ihraçlarında getiriler, Kamu İktisadi Teşebbüsü statüsündeki Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Devlet Malzeme Ofisi (DMO), Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nden (KIYEM) bütçeye aktarılan hasılat paylarına endekslenmişti.
GES getirilerine ilişkin ödemelerin hesaplanmasında TPAO, DMO, DHMİ ve KIYEM tarafından bütçeye aktarılan üç aylık ve altı aylık hasılat paylarının toplamı esas alınıyor. Gerçekleşen gelir tahsilatının Bütçe'de açıklanan azami tutarların üzerlerinde olması durumunda yatırımcılara söz konusu azami tutar karşılıkları esas alınarak ödeme yapılıyor.
GES ile getirisi devlet gelirleriyle ilişkilendirilen bir yatırım aracı yaratılmış oluyor. Söz konusu senetlere uygulanacak asgari kupon ödeme garantisi sayesinde yatırımcının gelir payındaki değişimden olumsuz etkilenmesi önlenmiş oluyor.
Reuters, ekonomi yönetimi artan maliyetler ve TBMM'nin ay sonu öngörülen tatilinden önce yazın da ihtiyaç duyulabilecek ödemeleri garanti altına almak adına TBMM'ye ek bütçe yasa tasarısı sunmayı değerlendirdiğini yazdı.
***
Reuters’a bilgi veren iki kaynak iktidar kanadında ek bütçeye ilişkin çalışma yapıldığını, ihtiyaç duyulup duyulmayacağına dair nihai kararın ise henüz verilmediğini belirtti.
Son dönemde artan küresel enerji fiyatları, KKM’nin dönüş maliyetleri, TL’deki değer kaybı, kamu çalışan ve emeklilerine yapılacak düzenlemeler bütçe açısından artan maliyet anlamına geliyor. Burada akaryakıt, elektrik, doğalgaz başta olmak üzere sübvansiyonların bütçe maliyeti 2021’de 200 milyar TL’ye ulaştırırken bu yıl 300 milyar TL bekleniyordu.
Ancak enerji maliyetleri de enflasyon yılbaşında hedeflenen seviyelerin kat ve kat üzerinde arttı. En geç Haziran 2023’te yapılması planlanan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi bu gidişat iktidara olan desteği azaltır boyuta da ulaştı.
Üst düzey bir yetkili, “Özellikle elektrik ve doğalgaz maliyetlerinin etkisi oldu. Ardından enflasyon, devam eden enerji maliyet artışları, KKM’nin etkisiyle bu yıl bütçenin içinde kalınması mümkün gözükmüyor. Ek bütçe yapılması kaçınılmaz gözüküyor” dedi ve ekledi:
“Bu konuda birkaç toplantı yapıldı ama ek bütçenin ne kadar olacağı konusunda bir belirgin durum yok. Bunda enflasyona bağlı olarak kamu çalışanları ve emeklilere yönelik maaş artışlarının da etkisi olacak. Yatırım maliyetleri de öngörülenin çok üstüne çıkmış durumda. Şimdi kurumların ne kadar ek bütçeye ihtiyacı olduğunun tespiti için yapılan çalışmalar birleştirilecek. Bir miktarı şu anda telaffuz etmek mümkün değil. Ancak mümkün olursa bu yasama döneminde tatil öncesi çıkması en doğru seçenek.”
TBMM genel olarak Temmuz ayının ilk günlerinden Ekim ayının başına kadar tatile giriyor. Dolayısıyla ilgili çalışmanın TBMM kapanmadan hayata geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde düzenleme ileri bir tarihe kalacak.
Konu hakkında bilgi sahibi bir diğer kaynak ise, “Bu yasama döneminde öncesinde ek bütçenin çıkarılması için bir çalışma başladı. İhtiyaçlara bakılıyor nihai karar verilmedi” dedi.
Artan enflasyon beklenen enerji yükleri KKM kamu çalışan ve emekli ek göstergesi ve artışları vb maliyetler bütçe açığının yıl sonuna doğru %5’e doğru genişleyeceğini açıkça gösteriyor.
Bir diğer taraftan ise geçen yıl sonunda da ek bütçe gündeme gelmiş ancak tercih edilmemişti. Geçen yıl ek bütçeye çalışılmış ancak yerine Cumhurbaşkanına 2021’de bütçe tahmininin üzerinde elde edilen gelir kadar tutarı ödenek olarak kullanma imkanı tercih edilmişti.
BÜTÇE AÇIĞI %5’E DOĞRU GİDİYOR
Ayrıca enflasyondaki yükselişler için benzer ülkelerden daha iyi durumda olan bütçesine başvurma kararını Türkiye ilk olarak 2021 Ekim ayında almıştı.
Reuters’ta Kasım ayında yayımlanan bir haberde hükümetin bütçeden genişlemeci adımlara hazırlandığı bunların 2022’de de belirginleşerek devam edeceği belirtilmişti. Haberde Türkiye’nin bütçesinin de gelişmekte olan ülkelere paralel seviyelere doğru evrileceği enflasyonun halka etkisinin bu şekilde azaltılacağı belirtilmişti. Read full story
Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında 2016’a ya kadar en düşük bütçe açığı veren ülke idi. Türkiye hala benzer ülkelerden düşük açık verse beklentiler kalıcı %5 civarı açığa doğru gidildiğini gösteriyor.
İstanbul Analiytics’ten Güldem Atabay’ın yayınladığı bir raporda, artmaya devam eden enflasyon nedeniyle tasarruf yerine tüketim eğiliminin devam ettiği, bunun da vergi gelirlerini yukarı ittiğini belirtilerek, “Yılın ikinci yarıda harcamaların ivmeleneceği beklentisi şimdiden ek bütçe çalışmalarını tetiklemiş durumda” denildi. Raporda harcama artışlarının 2022’de bütçe açığının “%5’in üzerine taşıyacak güçte” olduğuna dikkat çekildi.
Bütçe açığının GSYH’ya oranı 2013’ten 2016 yılına kadar yaklaşık %1 seviyesinde kalmıştı. Düşük kamu borcu bu dönemde Türkiye piyasalarını destekleyen önemli bir unsur oldu. Bütçe 2020’de %3.5’e gelecek şekilde her yıl genişledi.
Bütçe açığının GSYH’ya oranı OVP’de 2022’de %3.5, 2023’te %3.2’ye, 2024’ye %2.9 öngörülüyor.
Hükümetin 2022 bütçesi 1.75 trilyon TL gider 1.47 trilyon TL gelir 278.37 milyar TL bütçe açığı öngörüyor. İlk 4 ay gerçekleşmesine göre bütçe kabul edildiğinde öngörülen giderlerin %45’i kullanıldı. Bütçede yılın son ayında neredeyse ilk 11 ay kadar gider kullanımı yapılabiliyor.
KKM DÖNÜŞLERİ
Hükümet geçen yıl yaşanan kur krizinin etkilerini azaltmak maliyetini Hazine ve TCMB’nin üstlendiği kur korumalı mevduat (KKM) sistemi geliştirmişti. KKM geçen hafta itibarıyla 904 milyar TL tutara ulaştı ve bankacılık sektörünün 6.6 trilyon TL’lik mevduatında önemli bir yer edindi.
Hazine ve Maliye Bakanı KKM’nin bütçeye maliyetinin 3 Haziran itibaryla 21.1 milyar TL olduğunu söyledi. Bankacıların hesaplamalarına göre 17 civarında kur ile bütçeye KKM’dewn önümüzdeki iki ayda 13-15 milyar TL civarı yük daha gelecek.
KKM’nin Hazine haricinde TCMB’ye de maliyeti ve piyasa maliyetinden çok vade sonlarının döviz talebi yaratıp yaratmayacağını izliyor.
Cumhurbaşkanlığı ve Hazine haberin yazıldığı sırada konuya ilişkin Reuters’ın sorusuna henüz yanıt vermedi.