'Hayatım ikizlerimle tamamen değişti'
Başak Sayan, Medyatava'dan Sayım Çınar'ın sorularını yanıtladı...
SAYIM ÇINAR
sayimcinar@gmail.com
Oyuncu, yazar Başak Sayan, Rüzgar Olmak İsteyen Çocuk adlı ilk çocuk kitabıyla okurla buluştu., Yazarın ilk çocuk kitabı olan Rüzgâr Olmak İsteyen Çocuk, okuyucularına gizemli, eğlenceli ve mucizevi bir dünyanın kapılarını aralıyor.Hayal kurmanın gücüne inanan yazar bu kitabında çocuklara hayallerinden asla vazgeçmemeleri gerektiğini anlatıyor.
Neyi Hayal Edersek Onu Yaşarız!
Hepimizi şaşırtan ve sevindiren bir haberle karşımızdasın, Rüzgar Olmak İsteyen Çocuk bir çocuk kitabı, kaleme aldığın ilk çocuk kitabın. İkizlerin Milan ile Ares’e hediye.
Anne olana kadar böyle bir fikir yoktu kafamda. Çocuklar doğduktan sonra onlara öğretmek istediğim şeyleri ancak bir romanla öğretebileceğimi düşündüm. Kitabın kahramanları Milan ve Ares, Milo Milan’ın kısaltılmışı yani. Çocukken aldıkları mesajlar, gördükleri, öğrendikleri her şey onları yetişkinliğe hazırlıyor, ileride ne olacaklarını şekillendiriyor.
Ares büyüdüğünde bana neden yazmadın diyecek mi?
Sırada Ares’in başkahramanı olduğu bir roman geliyor. Bu kitabımda rüzgar olmak isteyen ve tüm dünyayı dolaşmak isteyen bir çocuğu anlatıyorum. Karakterler de ona yardım ediyor, yol gösteriyor. Milo’nun hayatı gördükleri, tanıştıklarıyla değişiyor. Dış dünyadan aldığı uyarılar onu değiştiriyor. Dünyadan aldığımız mesajlar kimi zaman hayallerimizi küçültebiliyor. Ben hayallerin önemini anlatıyorum, başka insanların söylediklerinin çocukları asla etkilememesi gerektiğini anlatıyorum. İnsan hayalleriyle var olur. İnandığın şeyi yaratıyorsun en nihayetinde.
Ormanda yaşayan bir kurt ve Milo’nun onunla dostluğu var kitapta. Ağaçla konuşuyor. Doğayla, hayatla iç içe bir kitap. Yazım sürecinde hangi çocuk kitapları etkiledi seni?
Küçükken okuduğum çok kitap vardı. Anneannem yemek yerken bana masallar anlatırdı. Yemek yemeyi sevmediğim için böyle oyalardı beni. En sevdiğim çocuk masalı Külkedisi’ydi. Kötü giden şeyler sonunda hayal ettiğine kavuşur Külkedisi. Bütün romanlarımda da bu vardır. Hep bir felsefe vardır. Kelebeğin Kaderi her şeyin bir sebebi olduğunu anlatır. Ölü Kuşların Sessizliği karmayı anlatıyordu, ne yaparsan onu yaşarsın diyordum. Bu kitabım da bir felsefe üzerine kurulu, neye inanırsan o gerçek olur.
Çocuk kitabı yazmak bir yandan da cesaret işi. İkinci kitap ilkinin devamı mı olacak?
Farklı iki roman. Hayali karakterler, fantastik unsurlar olacak yine. Ama başkahraman yine çocuklarımdan biri olacak. Ares olacak yani.
“Hayatım ikizlerimle tamamen değişti!”
Aynı zamanda bir yetişkin kitabı gibi. Bir solukta okudum kitabı.
Evet, bu yönü de var. Tıpkı Küçük Prens’in sadece çocuklara değil büyüklere de hitap etmesi gibi. Yetişkinler de okumalı bence. Hepimizin kendinden bulacağı şeyler var. Aileler çocuklarına okurken kendileri de çok şey öğrenecek.
İkizlerini büyütürken neler hissediyorsun? Hayatında yepyeni bir dönem bu.
Hayatım anne olmadan önce ve sonra olarak ikiye ayrılıyor aslında.
Neler öğrendin?
Bencil olmamayı öğrendim çocuklarımın dünyaya gelişiyle beraber. Dünya benim etrafımda dönüyordu önceden. Canımın istemediği hiçbir şeyi yapmazdım. O saatte kalkmak istiyorum, öyle yapardım, o insanla mı görüşmek istiyorum, o zaman onunla görüşürdüm. Şimdi ikizlerimin ritimlerine göre yaşıyorum ve bunu severek yapıyorum. Yapmaktan zevk aldığım şeylerin büyük kısmını yapmıyorum ama zevk duyuyorum bir yandan da.
Murat Vardal kitaplarla çalışan biri, eşin. En büyük destekçin olduğunu biliyorum edebiyat yolculuğunda.
Annem ve eşim en büyük eleştirmenlerim. Murat ilk iki bölümü okudu ve bayıldı kitaba. Annem de yarattığım dünyayı çok sevdi ve farkındalık kazandığını ifade etti. Sevgili Senem Kaleli, yayıncım ve editörüm kızına okuttu kitabımı, sevdiğini öğrenince çok sevindim.
Yeni bir yayınevindesin artık. İnkılap’tasın, Türkiye’nin en önemli yayınevlerindensin.
Evet. Bir yayınevi için etik olmak ve güvenilir olmak çok önemli. Doğru bir yayınevindeyim, burada olduğum için de çok mutluyum.
Ufukta neler var? Başak Sayan’dan yeni dönemde neler beklemeliyiz?
Yeni romanın hazırlıkları devam ediyor. Bu yılın son ayları, yeni yılın başlarında hazır olacak. Şu an araştırma aşamasındayım. Her kitabımda araştırmaya çok önem veriyorum. Tarih, tasavvuf, bilim ve mitoloji iç içe bir çalışma. Heyecanlıyım.
Yazmak için yaşamak gerekiyor mu?
Araştırmak, gözlemlemek, hayal etmek en az yaşamak kadar önemli. Tanıdığım bildiğim mekanları kullanıyorum hep. İyi bildiğim şeyi yazıyorum. Bilmiyorsam da iyi araştırıyorum. Ölü Kuşların Sessizliği’nde da örneğin psikoloji, felsefe ve polisiye temaları için epey araştırma yapmak zorundaydım.
Yeni projelerinden biri de youtube kanalın.
Yeni bir proje. Epeydir aklımda, dünya başka bir yöne gidiyor artık. Bütün her şey internete geçiyor. Yeni nesil her şeyi internet üzerinden takip ediyor. Klasik anlayışın ötesinde bir kanal kurdum. Motivasyon konuları olacak, problemleri nasıl çözerizin psikolojik yanıtları olacak, konuklarım olacak. İlk tanıtım videomuzu da yayınladık.
“Benim kitabım hayale bir teşvik aslında.”
Hem oyuncu hem romancısın. Çocuk edebiyatı ise bambaşka bir alan. Bu alana girmek zor değil mi?
Kategorileştirmeye inanmıyorum. Eğer hikayen iyiyse yeterlidir, gerisinin bir önemi yok. Hikayenin gücüne inanıyorum ben. Okundukça yayılacak bu kitap. Kalpten gelen bir şeydi bu, bu arzuyla yola çıktım. Dünya edebiyatında da Türkiye’de de kimi yazarlar hem yetişkin hem çocuk edebiyatına eser verebiliyor. Ursula Le Guin, Elif Şafak, Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, Aziz Nesin, Yaşar Kemal…
Sence çocuklar yeterince hayal kuruyor mu?
Hayata daha olumsuz bakan bir insan topluluğu var dünyada da ülkemizde de. Hayal etmenin öneminin farkında olmayan.Bu anlamda benim kitabım hayale bir teşvik aslında. Neyi hayal edersek onu yaşarız. Çocukların bu gerçeği bilmeleri, hayallerinden vazgeçmemeleri ve eğer onlara yapamazsın diyenlere kulaklarını kapayıp yeterince inanırlarsa hayal ettikleri her şeyi başarabileceklerini anlatmak gerekiyor. Bu kitabı bunun için yazdım işte.