Haluk Şahin: Medya büyük bir kriz geçiriyor. Güvenilecek yeni haber kaynaklarına ihtiyaç var
Geçtiğimiz ay "Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden" adlı yeni kitabını çıkaran Haluk Şahin, "Laf Ofisi" programına konuk oldu.
Neslihan Acu ve Sezin Sivri’nin sunduğu Laf Ofisi programına katılan Haluk Şahin, son kitabı “Kim Korkar Soruşturmacı Gazeteciden?” ile ilgili soruları yanıtladı. Şahin, 2023’e giden yolda teknolojik olarak modern ancak kafa olarak muhafazakar bir toplum yaratılmak istendiğini söyledi.
Programın tekrarı bu gece saat 22.10’da Yeni Asır TV’de.
Haluk Şahin'in açıklamalarının satır başları şöyle:
- Medya çok büyük değişim geçiriyor. Bazılarına göre bu günler, Gutenberg’in matbaayı bulduğu döneme denk bir önem taşıyor.
- Demokrasinin kusurlu olduğu bir ülkede twitter, youtube gibi mecraların farklı bir işlevi var. Sosyal medya bir alternatif.
- Akıllı telefonu olan herkes haber üretebilir, her yurttaş gerektiğinde gazetecilik yapabilir.
- Ben uzun yıllar yazdığım gazeteden, “sokak çocuğu” olamadığım iddia edilerek tasviye edildim. Şimdi twitter’ı kullanıyorum.
- Geleneksel medyanın geleceği açısından iyimser bir insan değilim.
- İşlev olarak gazete elbette sürer. Ama biçim olarak değişecek. Geleneksel medya yeni mecraları kullanmayı öğrenmek zorunda
- Televizyon da konvansiyonel bir mecra. Onun da kullanımı değişiyor. Git gide bireysel bir iletişim biçimine dönüşüyor.
- Gazetelerin internet sitelerine yasak koymasına ilk baştan beri karşı çıktım. O yasak zaten yavaş yavaş kırılıyor. Birdenbire en önemli reklam aracını saf dışı bırakmış oldular.
- “Tutsak izleyici” artık kalmadı. Benim televizyon programcılığına başladığım dönemde vardı bu kavram. O dönemlerde tek kanal, siyah beyaz tv’yi herkes baştan sona seyrediyordu. En sonda çıkan “Lütfen televizyonunuzu kapatmayı unutmayın” yazısı bugünkü pek çok programdan fazla rating alıyordu.
- TV8’i bırakmaya karar verdiğimde Nazlı Ilıcak “Ama Haluk Bey niçin bırakıyorsunuz, ne güzel yapıyordunuz bu işi” dedi. Ben de, “Nazlı Hanım ben iyi yapamadığım için bırakmıyorum. Başka bir düzleme geçmek istiyorum, o yüzden bırakıyorum” diye cevaplamıştım.
- İlk defa medyada söylüyorum. Yeni bir televizyon olasılığı gittikçe güçleniyor. Bu bir televizyon kanalı. Haber ve diğer tür programların olacağı...
- Uğur Dündar ve ben en uzun süreler ekranlara çıkan insanlarız. Uğur Dündar 1972 Münih Olimpiyatları’nda başladı, ben 74’te başladım. Şimdi belki yine birlikte çalışacağız. Türk medyasının çok ciddi bir kriz geçirdiği bu dönemde, halkın gerçekleri öğrenme hakkını, talebini yerine getirecek bir kanal düşünüyoruz...
- Medya krizi aslında toplum krizidir. Toplumun tamamı tarafından güvenilecek haber kaynaklarının, televizyonların ortaya çıkması gerek. Dünyada bu var. Mesela The New York Times. Türkiye’nin de böyle mecralara ihtiyaç var.
- Türkiye önümüzdeki 2.5 yıl içinde dört büyük olaydan geçecek. Böyle bir dönemde benim felsefenin ovalarında, edebiyatın bağlarında dolaşacak halim yok. Televizyona dönmek zorundaydım. Bunu iş olarak kabul etmem ama görev olarak kabul ederim.
- Medya büyük bir kriz geçiriyor. Okur ve izleyici kaybeden medya kurumları, yeterli reklam geliri elde etmekte zorlanıyorlar. Bu onları bağımlı hale getiriyor.
- Türkiye çok önemli bir iletişim ülkesi aslında. Türk dizileri şu anda 46 ülkede gösteriliyor. Türkiye’de 60 tane iletişim fakültesi var. Bunlardan her yıl binlerce iletişimci mezun oluyor.
- Türkiye’nin çok iyi bir iletişim potansiyeli var.
- Muhteşem Yüzyıl dizisini Başbakan’ın eleştirmeye hakkı var. Buna kimse itiraz edemez. Ama yargıyı göreve çağırması yanlış. Ülkemizde kuvvetler ayrılığı gerçek bir kuvvetler ayrılığı değil, herkes biliyor zaten. Yargı bağımsız değil.
- Türkiye’nin genel bir muhafazakarlaşma sürecinde olduğunu biliyoruz. 2023’e giden yolda daha dindar/ daha modern bir ülke yaratmak istiyorlar. Teknolojik olarak modern, kafa olarak muhafazakar. Devlet kurumlarının bir kültürel ve ideolojik mühendislik projesine dönüştürülmesi beni kaygılandırıyor.
- RTÜK/ The Simpsons olayı önemli. Çünkü biz dünyada yalnız değiliz. Türkiye büyük bir ülke. Olan bitenler dünya basınında, genellikle kahkahalarla okunmak üzere ortaya çıkıyor.
- Eğer rahatsızlıklara tahammül edemeyeceksek demokrasiye zaten ihtiyaç yok.
- Türkiye bir vitrin ülke. 21. Yüzyılın bütün büyük sorunları bizde en ön sahnede oynanıyor. Başka yerlerde potansiyel olarak görülenler bizde 80’li yıllardan beri en ön sahnelerde oynanıyor. Mesela başörtüsü meselesi.
- Türk medyası son derece seksist bir medyadır. Erkek egemen düşünce kalıplarının son derece baskın olduğu bir medyadır.
- Twitter’da “adaiku” diye, Japonların haiku tazında, 3 dizeden oluşan şeyler yazıyorum. Bunları Bozcaada’dayken yazıyorum. Şimdi bunlar kitap haline geliyor ama 3 dilde. İngilizce, Rumca ve Türkçe.
- Bozcaada’da 12 yıldır her yıl temmuzun ilk cumartesi pazar günü Homeros etkinliği yapıyoruz. Troya’nın karşısındaki bir sahilde Homeros’u okuyoruz.
- Şiir, bu koştura koştura, hay huy içinde yaşadığımız hayatı damıtma noktalarından biridir.