halk TV Müdürü'ne açılan davaya gazeteciden 'trajikomik' yorumu!
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atila Sertel, meslektaşına dava açılmasına tepki gösterdi.
halk TV Sorumlu Müdürü Müşerref Seçkin hakkında, Gezi Direnişi sırasında yapılan yayınlarda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a , 'görevinden dolayı hakaret, suçu ve suçluyu övme ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek' gerekçesiyle 11 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
RTÜK izleme raporları ve kurul kararlarıyla hazırlanan iddianamede, bir TOMA aracının sağ ve sol yanına yazılan Erdoğan’a karşı sinkaflı yazıların, zoom yapılarak halk TV ekranlarında gösterilmesi, 'hakaret' suçunun delili oldu. Ayrıca muhabirlerin yorumları ve ekrana gelen altyazılar da davada delil olarak sayıldı. Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame çerçevesinde, Müşerref Seçkin’in yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atila Sertel, "Gezi eylemleri sırasında birçok televizyon kanalı ve gazetenin aksine halka karşı sorumluluğunun bilincinde davranarak, protestoları canlı olarak aktaran halk TV'ye ve kurumun sorumlu müdürü Müşerref Seçkin'e karşı açılan bu dava; ülkemizde basın ve ifade özgürlüğünün geldiği noktayı göstermesi açısından ibretlik bir davadır" dedi.
"HALK TV GÖREVİNİ YAPMIŞTIR"
Basın özgürlüğünün demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmesi ve toplumun tüm kesimlerince saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Atila Sertel, açıklamasında şunları söyledi:
"Basının görevi hiç kuskusuz toplumda meydana gelen olayları kamuoyuyla paylaşmak, olduğu gibi aktarmak, yaşanan gelişmeler ile ilgili kamuoyunu bilgi sahibi etmektir. Basına hiçbir biçimde; yaşanan toplumsal olayları kamuoyundan saklamak, bir nevi otosansür uygulamak gibi bir yükümlülük yüklenemez. İşte halk TV'de bu görev ve sorumluluk bilinciyle Gezi eylemleri esnasında yalnızca yaşananları aktarmış, toplumun tepkisine kör, sağır, dilsiz kalmamıştır. halk TV tarafından canlı olarak aktarılan olaylar ve protestolar, olmayan bir şeyi oluyormuş gibi göstermek değildir aksine yaşanan protestoların kamuoyunun bilgisine sunulmasıdır. Bu ülkede birçok gazeteci, yazar, akademisyen, asker muhalif oldukları için, eleştirel yazdıkları ve düşüncelerini açıklıkla ifade ettikleri için cezalandırıldı, yıllarca tutsak edildi.
Şimdi ise Anayasa ile teminat altına alınmış basın özgürlüğüyle taban tabana zıt bir gerekçeyle yeni bir isim daha kurban edilmek isteniyor. Müşerref Seçkin, sorumlu müdürü olduğu kanalda Gezi eylemlerini halka aktardığı için 11 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Müşerref Seçkin'in böylesine trajikomik bir davadan ceza alması ülkemizdeki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir darbe daha indirecektir. Adaleti tesis edenlerin ve uygulayanların karar verirken, tüm bu hususları da göz önünde bulunduracağına inanıyor, kamuoyunun bilgisine saygılarımla sunuyorum."