"Halk TV, düdüklü tencerenin düdüğüdür"
Hürriyet köşe yazarı Yılmaz Özdil, Halk TV'nin ne şartlarda faaliyet gösterdiğini kaleme aldı.
Gezi Parkı eylemlerinde olayları ilk gününden itibaren naklen vermesiyle dikkat çeken Halk TV'de sadece 24 kişinin çalıştığını ve Türk basının 'imece'sinin Halk TV oluğunu belirten Özdil'in bugünkü köşe yazısı şu şekilde:
CNN’in duayenine “en çok hangi haberi yayınlamak istersin?” diye sormuşlardı. “Ben ölmeden önce gerçekleşirse, mahşer anını yayınlamak isterim” cevabını vermişti...
Tahrir meydanındaki deveyi bile naklen yayınlayan bizim arkadaşlar ise, memleket mahşer yerine dönmüşken, penguen yayınladı.
*
Aslında, kutup ayısı yayınlansaydı, başbakanımızın “bahtsız bedevi” vizyonuna daha uygun olurdu.
*
İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım. İstanbul’da basılan gazetelerin, bırak Diyarbakır’ı, Bursa’daki bayiye bile anca ertesi gün ulaştığı, Ankara’yla İzmir arasında alo demek için altı saat beklediğimiz, Samsun cigarasından odun çıktığı, Anadol’un inekler tarafından yendiğine inandığımız, filmlerde n’ayır n’olamaz diye konuşulurken, siyah-beyaz TRT’de necefli maşrapayı bile büyülenmiş gibi seyrettiğimiz günlerde, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Sansürün bi manası olabilirdi.
*
İlkokul çocuklarının cep telefonundan NBA maçlarını takip ettiği dönemde, iktidarın basını terbiye etmeye kalkışması... “Günümüz gerçekleri”nin algılanamadığının kanıtıdır.
*
Her höt zöt kendi kahramanını yaratır.
Saddam başaramadı.
Körfez savaşını CNN International’dan seyrettik.
Bush başaramadı.
11 Eylül’ün olan bitenini El Cezire’den seyrettik.
Başaramazsınız...
Halk TV’den seyrediyoruz.
Yazının tamamı için tıklayınız.