Hâkim ve savcılar korkuyor. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan sert açıklamalar yaptı yargılamalarda siyasi baskı var dedi
2022 - 2023 Adli Yılı açılış töreni sonrası açıklamalarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, siyasi eylem ve siyasi kişilerle ilgili yargılamalarda siyasi baskı olduğunu söyleyerek, "Yargıya zararı en başta kendi mensubu veriyor" ifadelerini kullandı. Sağkan, "Hakim ve savcılar korkuyor" dedi.
2022 - 2023 Adli Yılı açılış töreni sonrası açıklamalarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, siyasi eylem ve siyasi kişilerle ilgili yargılamalarda siyasi baskı olduğunu söyleyerek, "Yargıya zararı en başta kendi mensubu veriyor" ifadelerini kullandı. Sağkan, "Hakim ve savcılar korkuyor" dedi.
TBB Başkanı Sağkan Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuştu. Sağkan, “Son bir yıl içerisinde hukukun üstünlüğünden iyice uzaklaşıldığı ve maalesef ki Türkiye'de hukuka olan güvenin, tarihin en düşük seviyesine geldiği bir adli yıl geçirdik” dedi.
Sağkan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede, Anayasamıza aykırı olarak çıkıldı. Bu aynı zamanda kadına dönük şiddetle mücadeleden uzaklaşıldığını ortaya koydu. Anayasa'nın açık hükümlerine uyulmayarak buna Danıştay'ın da ‘dur' dememesiyle yeni bir sürecin başladığını görüyoruz. Bu yarın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden (AİHS) de bir gecede çıkılabileceğinin ve yargının da buna ‘dur' demeyeceğinin kötü bir örneğidir."
GÖZALTILAR GÖZDAĞINA DÖNÜŞÜYOR
"Tutuklamaların cezaya ve erken infaza, gözaltılar gözdağına dönüşüyor. İfade hürriyetinin yargı eli kullanılarak kısıtlandığı bir süreci yaşıyoruz. Hak ihlallerine, özgürlüklerin ihlaline ‘dur' demesi gereken yargı, ülkemizde hak ihlallerinin yaratılmasında araç haline getirildi. O yüzden, Türkiye'de hukuk sistemi çok kara bir tablo halindedir. Bu kara tablonun örneklerle gölgesinde yeni adli yıla girdik."
YARGILAMADA SİYASİ BASKI VAR
Erinç Sağkan, siyasi eylem ve siyasi kişilerle ilgili yargılamalarda ‘siyasi baskı' bulunduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan ilk derece mahkemesinin hakiminin bakan yardımcısı yapılarak taltif edildiğini kaydeden Sağkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yargıya zararı en başta kendi mensubu veriyor. Bir Cumhuriyet savcısı çok fazla konuşulur durumda. 2018'de mesleğe başladığı söylenen, tecrübesi henüz yeterli olmayan bir savcının-hukukun üstünlüğünü bir kenara bıraktık- mevcut yasal düzenlemelerin tamamen dışında uygulamalar yaptığını, tutuklamaya sevk ettiğini görüyoruz. Bunu düzeltmeye kalkan hakimin -tutuklama sebeplerinin olmadığını açıkça kararında yazdığı halde- kendini adli kontrol hükümlerini uygulamak zorunda hissetmesi aslında o mahkemenin de baskı altında olduğunu gösteriyor. Çünkü bir hukukçu olarak o kararı okuduğumuzda kişinin kaçma, delilleri karartma şüphesi bulunmadığı açıkça belirtildikten sonra bir dosyada adli kontrol uygulayamazsınız ama baskı o kadar ağır hissediliyor ki mahkeme heyeti tutuklama kararını kaldırırken kendini bir şekilde koruma altına almak için ev hapsiyle bunu dengelemek gibi bence çok büyük bir hataya imza atıyor.”
SAVCILARIN YAŞADIĞI TEMEL KAYGI...
Hakimlik teminatı sağlanamadığı müddetçe de tam anlamıyla bağımsız bir yargı sisteminden bahsetmenin mümkün olamayacağını kaydeden TBB Başkanı, “Cumhuriyet savcılarının şu anda yaşadığı temel kaygı, bir sabah kalktıklarında mesleklerinin ellerinden alındığı gibi bir güne uyanmak. Bu çok ağır bir korkudur” dedi.