Hablemitoğlu davasında flaş gelişme: Cinayet sanıkları terör mahkemesinde yargılanacak
Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili davanın adresi değişti. Yargılama, terörle yetkili ağır ceza mahkemesinden yapılacak.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili aralarında FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ile emekli Albay Levent Göktaş'ın da bulunduğu 10 sanık hakkında açılan davayı kabul eden Ankara 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararına savcılık tarafından yapılan itiraz reddedildi. Sanıklar, dosyanın gönderildiği terörle yetkili ağır ceza mahkemesinde yargılanacak.
Ankara'da evinin önünde düzenlenen silahlı saldırı sonucu 18 Aralık 2002'de öldürülen akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun katil zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır, 27 Ocak 2022'de, MİT tarafından Ukrayna'da yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Bozkır, 8 Şubat'ta 'örgüt üyeliği' ve 'tasarlayarak öldürme' suçlarından tutuklandı. Bozkır ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle 6 kişi, 3 Şubat'ta gözaltına alındı. Şüphelilerden 2'si tutuklandı, 4'ü serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında yapılan ikinci dalga operasyonda emekli binbaşı Fikret Emek, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, emekli astsubay Kamil Metin, Bülent Kutsal, Altan Bora, Memiş Aytekin, Osman Tuncer ve Tan Dervişoğlu gözaltına alındı. Şüphelilerden 4'ü tutuklanırken, 4'ü ise adli kontrolle serbest bırakıldı. Hakkında yakalama kararı çıkartılan emekli Albay Levent Göktaş ise Bulgaristan'da yakalanarak Türkiye'ye iade edildi. Soruşturmada son olarak 'FETÖ/PDY üyeliği' ve 'casusluk' suçundan 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan eski istihbaratçı Enver Altaylı tutuklandı.
GÖREVSİZLİK KARARINA İTİRAZ REDDEDİLDİ
Savcılık tarafından FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen, örgüt yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem, eski istihbaratçı Enver Altaylı, emekli albay Levent Göktaş, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, emekli binbaşı Fikret Emek hakkında ağırlaştırılmış müebbet, eski yüzbaşı Nuri Bozkır ile FETÖ firarisi Serhat Ilıcak hakkında 20 yıla kadar ve Mehmet Narin hakkında 4 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame Ankara 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, kabul kararı ile birlikte yargılamanın terör suçlarına bakan bir mahkeme tarafından yapılması gerektiği gerekçesiyle ‘görevsizlik’ kararı verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise mahkemenin bu kararına itiraz etti. İtirazı değerlendiren Ankara 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi savcılığın itirazını reddederek, dosyanın terörle yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verdi.
'BİR NUMARALI SANIK FETÖ’NÜN KURUCUSU'
Mahkeme kararın gerekçesinde, iddianamede sanıklara yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklandığı, mahkemenin CMK 225’nci maddesinde belirtildiği üzere, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalara bağlı olmayacağı hatırlatıldı. Kararda, iddianamenin bir numaralı sanığının FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kurucusu ve lideri, iki numaralı sanığının da örgütün sözde Türkiye imamı Mustafa Özcan olduğu belirtilerek, "Bu sanıkların FETÖ'nün nihai amacını bilmemelerinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Diğer sanıkların hukuki durumlarının da 'suça iştirak ve bağlılık kuralları' gereğince birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle fiilin hukuki nitelendirilmesinde mahkemenin iddia ile bağlı olmadığı gözetilmiştir. Bu yönüyle Ankara 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararında, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından savcılıkça yapılan itirazın reddine karar verilmiştir" denildi.
Bu kapsamda dosya terörle yetkili Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
NE OLMUŞTU?
Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve kaçtığı Bulgaristan’da çıkarıldığı mahkemece Türkiye’ye iade kararı verilen Mustafa Levent Göktaş, Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Göktaş bulunduğu cezaevinden avukatı aracılığıyla mesaj göndererek hakkındaki gerçeklerin er ya da geç gün yüzüne çıkacağını söyledi. Göktaş, Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili kendisine yöneltilen suçlamaların da asılsız olduğunu ileri sürdü.