Gezi Parkı davasındaki kararlara tepkiler sürüyor. Sinemacılar ortak açıklama yaptı ve "hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız; susmayacağız" denildi
Gezi Parkı Davası'yla ilgili verilen kararlara tepki sürüyor. Son olarak sinemacılardan bir açıklama geldi ve çağrıda bulunuldu. Açıklamada, "Gezi davasında verilen kararları haksız bularak itiraz eden sinemacılar özgürce yaşanacak bir Türkiye için çağrıda bulunuyor." denildi.
Aralarında Müjde Ar, Mehmet Günsür, Nur Sürer, Yeşim Ustaoğlu, Emin Alper, Özge Özpirinççi, Mert Fırat, Pınar Deniz, Ercan Kesal, Perihan Savaş, Halil Ergün, Sevil Demirci, Şevket Çoruh, Pelin Esmer, Ferzan Özpetek, Berkun Oya, Onur Saylak, Fatih Akın, Damla Sönmez, Özcan Alper, Hale Soygazi, Kaan Urgancıoğlu, Hazar Ergüçlü, Berkay Ateş, Melisa Sözen, Ekin Koç, Serra Yılmaz, Ahmet Mümtaz Taylan, Nazan Kesal, Mehmet Aslantuğ, Meltem Cumbul, Rutkay Aziz, Öner Erkan, Funda Eryiğit, Menderes Samancılar, Baran Seyhan, Yüksel Aksu gibi isimlerin olduğu bir grup sinemacı Pazartesi günü karara bağlanan Gezi Davası için bir metin hazırlayıp imza attılar.
Yönetmenlerin, senaristlerin ve oyuncuların da aralarında olduğu 177 sinemacı, sinema sektörünü imza vermeye davet etti.
Yapılan açıklamada ise şöyle denildi:
Bundan 9 yıl önce, 2013 yılında vicdanlı insanların kentine sahip çıkmak üzere başlattığı ve ülke geneline yayılıp milyonların paylaştığı Gezi sürecinde nerede duruyorsak, bugün yine oradayız. Daha önce aynı suçlamadan beraat etmiş, aralarında meslektaşımız Çiğdem Mater’in de olduğu Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi’ye verilen 18’er yıllık, Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını kendimize verilmiş sayıyor ve hiçbir somut delile dayanmayan bu karara itiraz ediyoruz. Anayasal, barışçıl gösteri ve protesto hakkını kullanan vatandaşları şeytanlaştırmak, terörize etmek, cezalandırmak hiçbir erkin haddi de hakkı da olamaz.
Biz bu ülkenin sinemacıları olarak içinden çıktığımız toplumun sözü, sesi, yüzüyüz. Bu karar karşısındaki öfkemizi umuda ve cesarete çevirip ülkemizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için elimizden geleni ardımıza koymamayı bir borç; özgürce yaşanacak bir Türkiye’yi hep beraber inşa etmeyi bir görev kabul ediyoruz. Bir korku imparatorluğu kurmak adına girişildiği belli olan bu hukuksuzluğa seyirci kalmayacağız; susmayacağız. Korkmuyoruz, sinmiyoruz!