Gazetecilere engele tepkiler devam ediyor: Sansürdür!

Danıştay’ın 147. Kuruluş Yıldönümü törenine TRT ve Anadolu Ajansı dışında medya kuruluşlarının alınmamasına tepkiler sürüyor!

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, Danıştay’ın 147. Kuruluş Yıldönümü törenine TRT ve Anadolu Ajansı dışında medya kuruluşlarının alınmamasını eleştirdi. 



Başkan Dikmen, "Törene devlet kurumlarının dışında diğer bağımsız medya kuruluşlarının alınmaması, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi 12 Eylül zihniyetinin bir yansıması ve basın özgürlüğünün devlet tekeline alınmak istenmesinin göstergesidir" dedi.



Her kuruma ve her vatandaşa eşit mesafede durması gereken bir kurumu temsil eden Danıştay’ın gazete ve televizyonlar arasında ayrımcılık yapmasının doğru olmadığını ifade eden Dikmen, şunları söyledi:



"Danıştay’ın 147. Kuruluş Yıldönümü tören programının yalnızca devlet kurumları aracılığıyla halka aktarılması halkın bağımsız, objektif haber alma özgürlüğüne yönelik saygısızlıktır. Bu yaklaşım Anayasa ile güvence altına alınmış basın ve ifade özgürlüğünün yüksek yargı organı tarafından engellenmesidir. Hükümetin sık sık uyguladığı ‘akreditasyon’ gibi çağdışı ve eşitlik ilkesine aykırı uygulamanın, herkese eşit mesafede durması gereken yargı organlarına da sirayet etmesi endişe vericidir. Kanun ve yönetmeliklerle kurulmuş olan özel radyo, televizyon ve gazetelerin yüksek yargı organı Danıştay tarafından yok sayılmasını, tıpkı 12 Eylül döneminde olduğu gibi halkın haber alma özgürlüğünün devlet tekeline alınmak istenmesini kınıyor, İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak bu uygulamalar son buluncaya kadar sesimizi her platformda yükselteceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz."



Gazetecilerin engellenmesine bir tepki de Gazeteciler Cemiyeti'nden geldi. Akreditasyonu 'sansür' olarak tanımlayan Cemiyet Başkanı Nazmi Bilgin, Danıştay’ın kuruluş yıldönümü törenine 'ayrıştırıcı ve ötekileştirici' bir anlayışla TRT ve AA dışında yayın kuruluşlarının habere ulaşımının engellenmesinin anayasal bir ihlal olduğunu vurguladı.



Demokrasinin ifade ve basın özgürlüğü yoluyla halkın bilinçli tercih imkanına sahip olması gereken bir yönetim sistemi olduğunu hatırlatan Bilgin, özellikle bir yüksek yargı organının anayasa ihlalinde bulunmasını esefle karşıladığını söyledi.



Akreditasyon uygulamasının her zaman bir sıkıntı olmakla birlikte günümüz Türkiye’sinde artık sansür boyutlarına yükselen bir problem haline geldiğini vurgulayan Bilgin, “Kim tarafından uygulanırsa uygulansın, ayrımcı, ötekileştirici, ‘benim basınım’ veya ‘kabul görmeyen basın’ anlayışını yansıtan bu uygulama açık bir şekilde anayasal güvence altındaki basın ve ifade özgürlüğü ihlalidir. Gazeteciler Cemiyeti olarak bu uygulamadan vaz geçilmesini talep ediyoruz,” dedi.



Türk medyasının kamuoyunu bilgilendirme görevi olduğu kadar, bilgi edinmenin de vatandaşların anayasal hakkı olduğu vurgulanan açıklamada akreditasyonun aynı zamanda eşitlik ilkesine de aykırı olduğu hatırlatıldı.


A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında