Gazetecilerden Danıştay akreditasyonuna tepki!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi, akreditasyon engeline isyan etti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi bir açıklama yaparak Danıştay’ın törenine TRT ve AA dışında yayın kuruluşunun alınmamasını eleştirdi.



TGC yaptığı açıklamada; “Akreditasyon demokrasilerdeki basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne karşı bir uygulamadır.  TGC olarak bu yanlıştan artık dönülmesini bekliyoruz” dedi.



TGC Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklamada şu görüşler yer aldı:



Akreditasyon konusu Türkiye'de yıllardır bir sorun olarak gündemdedir. Sorunun çözümünü beklerken yeniden keyfi değerlendirmelerle iptaller yaşanmaktadır. İktidar, yayın politikasından hoşlanmadığı gazetelerin çalışanlarının mesleklerini yapmalarını engellemektedir.



Akreditasyon uygulaması toplantı ve genel kurullardan mezarlıklara kadar geniş bir alana taşmıştır.



Son olarak Danıştay’ın da bu yanlış uygulamaları benimsemesi düşündürücüdür. Danıştay Başkanlığı’nın 147. kuruluş yıldönümüne bu sene sadece AA ve TRT alınmıştır. Danıştay’ın 147. kuruluş yıldönümü törenlerini izlemek üzere gelen gazeteciler içeriye alınmamıştır.



Bu durum kamuoyunu bilgilendirme görevi ile orada bulunan gazeteciler arasında eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir. Halkın bilgi alma hakkına yönelik yeni bir engellemedir. Çağdaş demokrasilerdeki basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne karşı bir uygulamadır.  Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  olarak bu yanlıştan artık dönülmesini bekliyoruz.



Basın Konseyi'nden yapılan açıklamada ise; "Keyfi olarak basına ve halkın habere ulaşması yollarını” yasaklar”la kapatması kabul edilemez" denildi.



İşte, Konsey'in o açıklaması:



Danıştay’ın, geleneksel olarak düzenlediği, 147. Kuruluş yıl dönümü tören programını keyfi olarak basına ve halkın habere ulaşması yollarını” yasaklar”la kapatması kabul edilemez.



Yıllardır süre gelen uygulamanın, bugün yok sayılarak, toplantıya yalnızca devlete bağlı TRT ve Anadolu Ajansı (AA) muhabirlerinin alınması, basındaki ayrımcılığın geldiği son noktayı gözler önüne sermiştir.



Anayasa güvencesinde var olan basın hukukunun, hele ki kural yapıcılar ve kural koyucular tarafından da yok sayılması, demokratik hukuk devletinin teamüllerine terstir.



Danıştay Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Faruk Ateş’in, “Töreni kendi içimizde yapacağız.” söyleminin, halkın haber alma özgürlüğünü ve basında eşitlik ilkesini zedelediği apaçıktır.



Basın Konseyi olarak, bu yanlıştan dönülmesini ve yinelenmemesini bekliyoruz…


Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayetinde 3 kişi daha evdeymiş Restorandaki yangından acı haber geldi Dikkat! Meteorolojiden kritik uyarı geldi