Gazeteciler, Gazze için sokağa çıktı: 'Öldürülen çocuk haberi yapmak istemiyoruz'

Medya-İş'in düzenlediği eylemde İsrail'in Gazze'ye ve bölgedeki gazetecilere saldırıları protesto edildi.

Gazeteciler, Medya-İş tarafından İsrail'in Ankara Büyükelçiliği'nde düzenlenen siyah çelenk bırakma eylemiyle İsrail'in Gazze'ye ve bölgedeki gazetecilere yönelik saldırılarını kınadı.



Eyleme katılan be bir konuşma yapan AA Genel Müdürü Kemal Öztürk, artık öldürülen çocuk haberi yapmak istemediklerini belirtti.



Eyleme 2 sebepten dolayı katıldığını söyleyen Öztürk, "Birincisi AA'nın Gazze ofisi 2 kez İsrail saldırısına uğradı ve bombalandı. Ofisimizin bulunduğu bina ilk bombalandığı sırada resmi kanallardan İsrail hükümetine burada resmi ofisimizin bulunduğunu ve koordinatlarıyla birlikte kendilerine verdiğimizi hatırlattık. Bu uyarımıza rağmen çalışanlarımıza yönelik saldırılar malesef devam etti. Özellikle Şucaiye katliamının görüntülerini çekmek üzere bölgeye giden AA ekibinin bulunduğu yere bir top mermisi ile tekrar saldırıldı" diye konuştu. 



Bunun üzerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya bir mektup yazarak olaydan İsrail hükümetinin sorumlu olduğunu, basının dünyanın her yerinde özgürce çalışması gerektiğini hatırlattığını bildiren Öztürk, şöyle devam etti:



İsrail Başbakanlığı mektubumuzun ulaştığını bize teyit ettikten birkaç saat sonra ofisimiz tekrar vuruldu, ofiste bulunan arkadaşlarımız çeşitli yerlerinden yaralandı ve bir aracımız hasar gördü. İki ajans çalışanımız bu saldırılar esnasında yaralanmıştır. Bir tanesi ayağından ağır yara aldı. Orada tedavisi yapılamadığı için Mısır üzerinden Türkiye'ye getirmek zorunda kaldık. Şu anda İstanbul'da ayağına protez takılacak ve bundan sonraki hayatını malesef böyle sürdürmek zorunda kalacak."



"Biz gazeteciyiz, biz savaşlarda öldürülen, mağdur olan vurulan insanların haberlerini yaparız" ifadesini kullanan Öztürk, taraf olmadıklarını sadece özgürce habercilik yapmak istediklerini dile getirdi. 



"Bir gazeteci, bir baba olarak buradayım"



Öldürülen çocuk haberleri yapmanın çalışanlarının psikolojisini bozduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: 



"Gazze ofisimizde, Kudüs ve Kahire ofislerimizde her gün öldürülen çocuk haberleri yapmaktan dolayı arkadaşlarımız artık isyanda biz bu haberleri yapmak istemiyoruz. Bugün yayınlanan bir fotoğraf artık bütün dengemizi bozdu. Çocukların dondurma aldığı buzdolaplarında artık, öldürülen çocuk cesetleri saklanmak zorunda kalıyor. Bu dayanılacak bir şey değildir. Bir haberci olarak, bir baba olarak, buradan seslenmek istiyorum. Artık öldürülen çocuk haberi yapmak istemiyoruz. Buna birilerinin dur demesi gerekiyor. O yüzden buradayız, o yüzden buradayım, kişisel olarak buradayım, bir gazeteci olarak buradayım, bir baba olarak buradayım. 



"Biz mesleğimizi yapmak istiyoruz" 



Hergün bu fotoğrafları, videoları çeken, haberleri yapan çalışanlarının isyanlarını buradan dillendirdiğini, Gazze'den kendisine gönderdikleri mesajı kamuoyuna aktardığını ifade eden Öztürk, "Artık öldürülen çocuk haberi yapmak istemiyoruz. Hiçbir çocuk ölmesin, hiçbir çocuk öldürülmesin istiyoruz" dedi.



Dünyadaki tüm gazetecileri, derdi insanlık, habercilik olan herkesi bu katliama dur demeye çağıran AA Genel Müdürü Öztürk, şöyle devam etti:



"Gazze'de vicdanları sızlatan, artık insanlıktan çıkan katliama dur demeye çağırıyoruz. Biz mesleğimizi yapmak istiyoruz. Dünyanın her tarafında olduğu gibi burada da mesleğimizi yapmak istiyoruz. O yüzden bu etkinliği düzenleyen Medya-İş'e teşekkür ediyoruz. Duyarlılığına teşekkkür ediyoruz. Umuyorum ki dünyanın en önemli basın meslek örgütleri Gazze'de öldürülen 10 gazeteci arkadaşımız, 3 tanesi AA çalışanı olmak üzere 38 yaralı meslektaşımız için de bir şeyler yapar"



Öztürk, konuşmasının sonunda kendisini eyleme davet eden Medya-İş Genel Başkanı, Gürsel Eser'e de teşekkür etti. 



Medya-İş Genel Başkanı Eser: Öldürülen çocuk haberi yapmak istemiyoruz



Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser, grup adına yaptığı açıklamada, gazetecilerin artık öldürülen çocuk haberi yapmak istemediğini söyledi. 



İsrail ordusunun Gazze'ye saldırılarının gün geçtikçe şiddetlendiğini ve sivil kayıpların hızla arttığını bildiren Eser, "Katledilen sivillerin önemli bir bölümünün henüz oyun yaşındaki çocuklar ve kendilerini onlara siper eden anneler olduğunu tüm dünya biz gazeteciler sayesinde öğreniyor" diye konuştu.



İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçların, medya sayesinde tarihin ve insanlığın hafızasına kaydedildiğini belirten Eser, sözlerini şöyle sürdürdü:



Gelecekte İsrail tüm bu suçlarının hesabını vermeye başladığında en büyük şahit basın mensupları ve onların tüm dünyaya ulaştırdığı fotoğraflar, haberler, videolar olacaktır.  İsrail son günlerde Gazze’de sivillerin yanı sırabasın mensuplarını giderek daha fazla hedef almaktadır. Bu saldırılar da Anadolu Ajansının da ofisinin bulunduğu bina 2 kez bombaların hedefi olmuştur.



  İsrail yaptığı katliamları gizlemek adına Gazze’de görev yapan gazetecilere sık sık bölgeyi terk etmeleri yönünde tehditler savurmuştur. Ortadoğu'nun müstesna demokrasisi rolünü oynayan İsrail, demokrasinin en temel değeri insan yaşamını ayaklar altına aldıktan sonra şimdi de basının haber alma özgürlüğünü karartmakta, füzeleriyle bombalarıylabasın kuruluşlarını vurmaktadır.



Gerek Gazze'de gerek Batı Şeria'da görevli tüm basın mensuplarının can güvenliğinden birinci derecede İsrail'in sorumlu olduğunu belirten Eser, İsrail'in basına yaptığı bu saldırılarla Gazze'de yaşanan insanlık trajedisini sansürleme telaşında olduğunu bildirdi.



Eser, "Filistin Gazeteciler Birliğinin son açıklamasına göre Gazze saldırıları başladığından bu yana 10 gazeteci öldürüldü, 38 gazeteci ise yaralanmıştır. Savaşlarda gazetecilerin dokunulmazlığı uluslararası anlaşmalarla sağlanmasına rağmen  İsrail bunu hiçe saymakta, dünyadan İsrail karşıtı sesler yükseldikçe saldırılarını artırmaktadır" dedi. 



"Ben buradan gelip Türkiye'de yalan yanlış bilgilerle basın özgürlüğü raporu açıklayan Freedom House'a sesleniyorum. Bu denli basın özgürlüğünü katleden İsrail devleti için bir açıklamanız olacak mı" diyen Eser, herkesi insanlığa karşı işlenen suçlar karşısında daha duyarlı olmaya ve bu zor günlerde kan ve gözyaşıyla sulanan topraklarda görevlerini yapmaya çalışan basın mensuplarına destek olmaya davet etti. 



Açıklamanın ardından eyleme katılan basın mensupları fotoğraf makinalarını ve kameralarını büyükelçilik konutu önüne koydu. Gazeteciler, kalemlerini kırarak İsrail saldırılarıyla çocuk ve gazeteci ölümlerini protesto etti. 



Eser ve beraberindekiler daha sonra İsrail büyükelçilik konutuna üzerinde "Gazeteci katliamına son" yazılı siyah çelenk bıraktı. 



Bir süre daha İsrail aleyhine çeşitli sloganlar atan eylemciler, ardından elçilik önünden ayrıldı.  



Eyleme Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Nursel Turbay, Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Dim ile bazı basın kuruluşlarının temsilcileri de destek oldu.  




Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Narin Güran cinayetinde 3 kişi daha evdeymiş Dikkat! Meteorolojiden kritik uyarı geldi Uras, Bahçeli görüşmesine aracılık eden ismi verdi Kayıp iki sevgili ölü bulundu Asgari ücret için bir öneri de Ebru Polat'tan...