Gazeteci ve yazar Nalan Miri Sözer'den çok konuşulacak kitap!

Gazeteci ve yazar Nalan Miri Sözer, iki yıldır üzerinde çalıştığı ve Artemis Yayınları’ndan çıkan yeni romanı LEVLÂ'yı anlattı. Levlâ’yı diğer tüm kitaplardan ayıran diğer özelliği ise müzik ve edebiyatı birleştiren bir roman olması... Romanda geçen tüm eserler, QR koduyla kitaba dahil edilerek okuyucunun eşzamanlı olarak müzikleri de dinleyebilmesini sağlıyor.

MedyaTava'ya konuşan Gazeteci ve yazar Nalan Miri Sözer’in iki yıldır üzerinde çalıştığı ve Artemis Yayınları’ndan çıkan yeni romanı LEVLÂ, tekâmülünü tamamlamaya, kendi olmaya, yalnızlığını kırmaya ve ruh eşini bulmaya çalışan günümüz insanına ışık tutuyor. Levlâ, merkezi kadın olan, yolculuklarla ve farklı hikâyelerle beslenen bir eser…

Gerçek aşkı arayan Levlâ’nın var oluşun amacı ve anlamı üzerine derin sorgulamalarını okuduğumuz bu romanın ortaya çıkış hikayesinden bahseder misiniz?

Modern yaşamın dayatmaları, ezber yaşam şekilleri, iş dünyasının zorlayıcı etkisi, şehirdeki acele ve sıkışık hayatlar, çıkarlara dayalı sosyal yaşamlar, yürümeyen evlilikler, toksik ilişkiler ve yalnızlıkla hiçbirimiz baş edemiyoruz. Bilinmezden bilinmeze doğru gidiyor gibi hissediyoruz. Her birimiz çaresizce aynı çarkın içinde debeleniyor, yaşamın esas tadını alacağımız, sıkışıp kaldığımız kısır hayatlarımızdan silkinip farkındalığa varacağımız frekansa geçemiyoruz. Hayat öylesine hızla akıyor ki yaşadığımız bu alemi, kendimizi farkına varamadan gerçek mutluluk ve hazla yükselmeden geçip gidiyoruz… Halbuki var oluşumuzun her noktasını kavradığımızda, kainatla olan bağlantımızı ve içimizdeki yetenekleri fark ettiğimizde hayatı çok başka bir frekansta daha üst boyutta bambaşka şekillerde yaşayabiliriz.

Hepimiz gibi hayat beni de çok zorluyordu ve bunu kabullenerek yaşamayı seçmiştim. Ancak bir gün sağ omzumu üç yerden kırdıktan sonra, ‘Şimdi bir de bu benim başıma neden geldi?’ gibi basit bir soru ile ‘meğer beni durdurmak içinmiş’ noktasına geldiğimde çorap söküğü gibi hayatımda çözemediğim her şeyin cevabı gelmeye başladı. Neden üç yaşında ikinci kattan düştüğüm, özel ilişkilerimde yaşadıklarım, neden bu topraklarda bedenlendiğim gibi birçok konuda hayatımı sorguladım. Ve kendi yolculuğumda çok değerli üstatlardan akan evrensel kadim bilgileri herkesin öğrenmesi için de yazmaya karar verdim. Aslında hepimizi bu hayatta lotus çiçeğimizi açtıran aşka ve hayata bakış açımızı değiştirecek bir kurgu ile Levlâ’nın üzerinden yani 30’larında bir kadının hikayesi olarak kurguladım.

Levlâ’nın New York’tan Nepal’e uzanan seyahatleriyle aslında kendi içsel yolculuğuna çıktığını görüyoruz. Bu yolculuklarda okuyucuyu neler bekliyor?

Pera’da güçlü bir kadın karakter olarak okuyucunun karşısına çıkan Levlâ, sanatçı kişiliği, keşfetme arzusu, bitmeyen merakı, çıkmazları ve cevap aradığı sorularıyla yeni yolculuklara çıkıyor. Birbirini takip eden seyahatlerinde ondaki şeytan tüyü ise en büyük yardımcısı oluyor. Girdiği her ortamda kendini sevdiriyor, her yolculuk karşısına yeni insanlar ve kadim bilgiler çıkartıyor. Kısaca, Levlâ’nın içsel yolculuğu ile şekillenen kitabım, dünyanın farklı yerlerine yaptığı seyahatlerle daha da derinleşiyor. New York’ta bir sergi açılışıyla başlayan macera, Viyana’dan Kapadokya’ya, Provans’tan Nepal’e kadar uzanan İstanbullu bir kadının kendini tanırken, tüm dünya erkeklerinin gizemli dünyasına doğru yaptığı keşifleri içeriyor.

“Yaşamın tüm şifreleri yolunuzun üzerinde kıyıda köşede gizli. Ya kendinizi ıskalayarak öylesine yaşayıp gideceksiniz ya da kendi yaşamınızın baş kahramanı olacaksınız” diyorsunuz. Kitabı okuyacak olanlara başka neler söylemek istersiniz?

Her birimizin hikayesi, yaşadıkları, geçmişten getirdikleri, evrensel kayıtlardan çektikleri, biriktirdiği korkular, yaşadıklarından dolayı geliştirdikleri bakış açıları, geçmiş korkuları ya da eklenen travmaları çok farklı. Ama yaşamın insanlık için olan anlamını ve sistemin işleyişini anladığımızda kendi hayatımızın deşifrelerini yakalayıp sebep sonuçları görerek yaşamak kendi hayatının sahibi yapıyor insanı. Yaşamın tüm şifreleri yolumuzun üzerinde kıyıda köşede gizli...

Ya kendimizi ıskalayarak öylesine yaşayıp gideceğiz ya da kendi yaşamımızın baş kahramanı olacağız. Başımıza gelen iyi ya da kötü her olay karmaşık bir vaka; çözülmeyi bekleyen bir bulmaca, bir sonraki dönemin ön hazırlığı. Derinlerdeki gücümüzü; gizli potansiyelimizi kullanmak üzere ilimler, spiritüel yöntemler, efsunlu şifreler hayatın içinde. Yeter ki fark edelim. Asıl yaşam amacımız; bedenimizin sadece aracı olduğu; ruhumuzun tekamülünü tamamlama yolculuğunda bu şifreleri fark edip okuyabilme yetisi kazanabilmek. Farklı alemlerin frekanslarını fark etmek, değişik enerji akışlarını sezmek, kozmik bilinçte boyutlar atlayabilmek, geçmiş yaşam verileri ve içinde olduğumuz dönemin kayıtlarını okuyup, bilinçaltımızın datalarına ulaşıp kıdem değiştirebilme bilincine ulaşabilmek heyecan verici ve kışkırtıcı. Unutmayalım, yaşamda gücünü kendinden alanlar gerçekten doya doya yaşar; hayranlık uyandırır ve ölümsüzleşirler...

Levlâ’nın bir diğer özelliği de müzik ve edebiyatı birleştiren bir kitap olması. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Okuyucular kimleri dinleyebilecek?

Sanıyorum bu bir ilk. Romanda geçen tüm eserler, QR koduyla kitaba dahil edilerek okuyucunun eşzamanlı olarak müzikleri de dinleyebilmesini sağlıyor. Ana karakter müzisyen olunca hikayeyi sessiz bırakamazdım. Levlâ’nın çaldıklarını ve dinlemeyi sevdiklerini okuyucu da dinlesin, Levlâ’yı içselleştirsin istedim. Chopin’den Mozart’a birçok eseri dinleyebilecekler.

İlk kitabınız Hayat 40’ta Başlar gibi Levlâ için de kadınları güçlü kılmak adına yazılmış bir kitap diyebilir miyiz?

Kadın dergiciliği kökenli olmam ve ajansımda da kadınların güçlenmesine yönelik sosyal sorumluluk projeleri üretmem nedeniyle romanlarımda kadın temel unsur oluyor. Levlâ da merkezi kadın olan, farklı hikayelerle beslenen ve seyahat kurgusuna sahip bir roman. Aslında bu kitabın çıkışı ilk kitabım kadınların kendini keşfetmesine yönelik yazdığım Hayat 40’ta başlar kitabımın erkek versiyonun yazmak üzerineydi. Ancak yaşadığım bazı olaylar, karşıma çıkan üstatlar, ekollerin temsilcileri bu kitabın yazılmasına vesile oldu diyebilirim. Bu arada erkek okuyucularımın da bir hayli fazla olduğunu belirtmek isterim.

Son olarak okuyucularınızdan gelen yorumlar nasıl? En çok merak konusu kitabın devamı diyebilir miyiz?

Okuyucularımdan gelen yorumlar beni çok mutlu ediyor. Tekrar tekrar okunması gerektiğini söyleyenler, “cümlelerin altını çizmeye kalksam tüm kitabı çizmem gerekir” diyenler, Levlâ karakterini içselleştirip kendine benzetenler ve tabii gelecek kitabı soranlar… Okuyucularım yakın gelecekte en çok merak konusu olan hikayenin devamını öğrenebilecekler.

Ordu’da liselilerin kavgası cinayetle bitti Çocuğu tecavüz ettikten sonra öldürdü Fenerbahçe'den altı gollü rahat galibiyet 11 kilo verdi! Demet Akalın'ın son hali olay oldu CHP'li belediye meclis üyesi gazeteciyi darbetti O Ses Türkiye'ye damga vurmuştu! İşte son hali...