Gazeteci Ertuğrul Özkök 'Küçük Güzel Şeyler' köşesinde yazdı: Dört yıl önceki bu fotoğraf
Gazeteci Ertuğrul Özkök 'Küçük Güzel Şeyler' köşesinde 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde çekilmiş bir fotoğrafın hikayesini yazdı. İşte Özkök'ün o yazısı...
96’INCI YILIN BU ÜÇLÜ KARESİ DÜN 100’NCÜ YILDA KÜLLİYE’DE NİYE YOKTU?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Külliye’deki yemin töreni gerçekten etkileyiciydi…
Bu ülkede yaşayıp etkilenmemek çok zordu…
Konuşmasını çok beğendim.
“Millet olarak bir kucaklaşmaya ihtiyacımız var” cümlesini tabi ki çok önemsedim.
“MİLLİ İRADE İLE BARIŞIN” CÜMLESİNİ TAMAMLAMAK
Ama aydınlara yaptığı çağrıda “Gelin milli irade ile barışın” cümlesini eksik buldum..
Tam ortasından ikiye bölünmüş bir seçim sonucunda , sadece karşı tarafa “Milli iradeyle barış” demek yeter mi?
Neticede Erdoğan, seçimde 7 puan oy kaybedip, yüzde 35’e düşen bir partinin genel başkanı olarak başkanlık koltuğuna oturdu.
Türkiye parlamenter sistemle yönetilseydi, bugün kendine koalisyon ortağı arayan bir başbakan adayı olacaktı.
O nedenle sözlerine ”Biz de ülkenin öteki yarısı ile barışmalıyız” cümlesini ekleseydi daha güzel olurdu diye düşünüyordum.
Yine de konuşmaya umutla baktım ve törenden çok etkilendim.
DÖRT YIL ÖNCE KÜLLİYE’DE ÇEKİLMİŞ KAREDEKİ 3 KİŞİ
Töreni izlerken 4 yıl geriye döndüm.
Bu gördüğünüz fotoğraf bundan 4 yıl önce, 29 Ekim 2019 yılında çekildi.
Pandemi öncesi yapılan son Cumhuriyet Bayramı davetiydi…
Arkadaki tablodan da göreceğiniz gibi Cumhuriyet’in kurumuşunun 96’ncı yılıydı.
Fotoğrafta gördüğünüz üç kişiye gelince…
En soldaki Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz...
Ortadaki ben..
Sağımdaki Doğan Şentürk...
Fox TV Haberden ve Spordan Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni...
Yani o günlerde, en muhalif kesimde görünen iki ünlü televizyon sunucusu Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya’nın haber programlarının genel yayın yönetmeni...
O AKŞAM AYDIN DOĞAN’LA ERSOY DEDE SELFİE ÇEKİYORDU
O akşam Hürriyet’ten Sedat Ergin de oradaydı…
Aydın Doğan bir köşede iktidar yanlısı medyanın en tanınmış yazarlarından Ersoy Dede ile sohbet edip birlikte selfie yapıyordu.
Muhalif bir sanatçı olarak bilinen Ahmet Güneştekin davetliler arasındaydı.
Umutlanmıştım o akşam…
Bir şeyler değişiyor diye düşünmüştüm.
DÜN MAZBATASINI HASAN ABİ’NİN ELİNDEN ALSAYDI
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa’ya göre son dönem görevine yemin ederek başladı.
Mazbatasını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den aldı.
Düşünebiliyor mu unuz, Hasan Cemal seçilseydi, mazbatayı bir zamanlar Hasan Abi diye seslendiği, Cumhuriyet Gazetesinin eski genel yayın yönetmenini elinden alacaktı.
Devlet Bahçeli’nin elinden alması bence Parlamentonun sürekliliği ve davamlılığı açısında güzel bir tabloydu.
Ama Hasan Cemal’in elinden alması da Türk demokrasisi açısından dünyaya yansıyacak çok farklı ve güzel bir fotoğraf olmaz mıydı…
TÖRENDE EN ÇOK ALİYEV VE DEVLET BAHÇELİ ALKIŞLANDI
Anıtkabir’i ziyaret etti ve bence kendi iç dünyasını güzel yansıtan bir mesaj yazdı.
Ondan sonra Külliye’de bir tören düzenlendi.
Dediğim gibi tören etkileyiciydi.
21 Devlet Başkanı, 13 başbakan…
Bir hafta içinde böyle bir tören hazırlamak da ayrı bir başarı hikayesi…
Dikkat ettim tören sırasında en çok alkışlanan iki kişi Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Amliyev ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu.
Dile kolay, Bahçeli 1998 yılından beri Türkiye’nin yönetiminde en sürekli biçimde söz sahibi olan parti başkanı haline geldi.
FOX VE SÖZCÜ GENEL YAYIN YÖNETMENİ YOK
Tabi eski bir gazete yönetmeni olarak gözüm davetli gazetecilerdeydi.
Önce şunu belirteyim. Dün ulaşabildiğim kaynaklardan davetli listesini öğrenmeye çalıştım ama alamadım.
Dolayısıyla yazacaklarım gözlemler ve davete katılan bazı gazetecilerin görebildikleri ile sınırlı.
Dört yıl önceki törene muhalif gazeteciler de davetliydi..
Ama mesela o karede yer alan 3 gazetecinin hiç biri bu defa davetli değildi.
Ben artık Hürriyet yazarı değilim, dolayısıyla davet edilmemem normal.
Ama Sözcü gazetesi ve Fox TV’nin genel yayın yönetmenleri aynı görevde…
Onların yine orada olması güzel olmaz mıydı…
21 DEVLET BAŞKANI İLE 13 BAŞBAKANIN KATILDIĞI TÖRENDE SEDAT ERGİN OLMALIYDI
Sedat Ergin de davet edilmemiş.
Oysa 21 ülkenin devlet başkanının, 13 ülkenin başbakanın katılması plananlan bir töreni en iyi yazacak gazetecilerden biri Sedat Ergin olmaz mıydı…
Nagehan Alçı’ya sordum.
O da davetli değilmiş.
Ersoy Dede de davetliler arasında yok.
Haber Türk yazarları Nihal Bengisu, Kübra Par da davet edilmemiş.
Buna karşılık NTV ve TV 100 gibi kanallar patronları ile birlikte neredeyse tam kadro davetliymiş.
Baktığım fotoğraflarda Cem Küçük’ü de gördüm mesela.
ERDOĞAN’IN OKUL ARKADAŞI GAZETECİNİN GÖNDERDİĞİ NAZAR BONCUKLU ÇİÇEK
Ayrıca sürpriz bazı davetli yazarlar da vardı.
Mesela İsrailli yazar Rafael Sadi de davetliydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kasımpaşa’dan bir Yahudi arkadaşı.
Onun üniversite diploması tartışılırken, “Ben şahidim, aynı yüksek okula birlikte gittik” diyen arkadaşı.
Artık İsrail’de oturuyor ama yazıları Türkiye’de de yayınlanıyor. Benim için İsrail ve Filistin’de olup bitenlerle ilgili en iyi kaynaklardan birisi.
Davete katılamadı ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok zarif bir mesaj gönderdi.
Bir de nazar boncuklu bir çiçek yollamış.
DAVETLİ GAZETECİ KONUSUNDA ESKİ DEFTERLER AÇILMIŞ
Netice olarak ne yazık ki bu törene davet edilen gazeteci listesine bakınca, konuşmadaki “Yeni defter açma” arzusunu yansıtan bir çeşitlilik göremedim.
Acaba bu Erdoğan’ın bu dönemde medyaya bakışı konusunda bir işaret miydi…
İnşallah öyle değildir.
ÜÇ HABER TÜRK YAZARI ARADI VE NE DEDİLER
Biraz da öteki konular geçeyim.
Tabii ki medya sektöründe günün konusu Haber Türk’teki gelişmeler.
Dün bununla ilgili yazdığım yazıda “ Köşeyazarlarının işine mi son veriliyor yoksa köşeyazarlığı mesleğinin mi” diye sormuştum.
Sabahtan itibaren 3 Haber Türk yazarı aradı.
İşte konuştuklarım…
ÖZTÜRK: SİYASİ KÖŞEM KAPANDI SAYFAM İÇİN SAHAYA İNİYORUM
Önce Kemal Öztürk…
“Benim siyasi yazılar yazdığım bir köşem vardı. O köşe kaldırıldı. Ama bir de gidip gördüğüm yerleri anlattığım “Kemal Öztürk ile Sahada” diye bir sayfam vardı. Anadolu’da gidip gördüğüm yerleri yazdığım bir sayfa. O sayfa devam edecek ve orada zaman zaman siyaset te olacak.”dedi.
Önemli bir ayrıntı…Kemal Öztürk dün akşam Külliye’deki törene davetli gazeteciler arasındaydı. Haber Türk’ten başka bir köşe yazarı var mı diye araştırdım.
Tam listeyi alamadım ama mesela Nagehan Alçı, Nihal Bengisu Karaca ve Kübra Par davetli değilmiş.
KÜBRA PAR AYRILMAMIŞ BİR SÜRE SONRA SİYASET YAZMAYA BAŞLARSA ŞAŞIRMAM
Daha sonra Kübra Par aradı.
Onun da işine son verilmemiş. Ancak onun da siyasi köşe yazısı kaldırılmış.
Dün gece Külliye’deki törene davetliler arasında yoktu. Ama onun da bir süre sonra siyasi yazılarına döndüğünü görürsem şaşırmayacağım.
NİHAL BENGİSU KARACA POPÜLER KÜLTÜR YAZMAYA BAŞLIYOR
Arayanlar arasında en kızgını olan ise en iyi tanıdığım yazardı.
Nihal Bengisu Karaca…
“Kovuldu” dememe çok üzülmüş. Bu kelimeyi ben de hiç sevmem ama Amerikalılar işine son verilen herkes. İçin “Fired” yani kovuldu kelimesini kullandığı için öyle demiştim.
Haber Türk’ten ayrılmamış.
Ancak o da artık siyasi yazı yazmayacakmış.
Popüler kültür, streaming kültür, yani Netflix, Disney, Prima Video gibi platformlardaki filmler, diziler, belgeseller üzerine yazacakmış.
Nihal’i uzun süredir tanıyorum. Türkiye’de çok az insan Marvel kültürü hakkında bilgi sahibiyken onunla Marvel kahramanları üzerine uzun tartışmalar yapardık.Çok iyi bir caz ve rock müziği dinleyicisidir.
“Nihah bu senin için büyük bir fırsat olabilir. Ger cek kendini bulabilirsin” dedim.
Çok iyi bir popüler kültür yazarı olacağına eminim.
CUMHURİYET’TE ORHAN BURSALI’NIN KARARI
Günün sürprizi ise Cumhuriyet gazetesindeki bir arkadaşımdan aldığım mesajdı.
Orhan Bursalı. “Ben çok önceden siyasi yazılarımı yarıya indirmeyi düşünüyordum” dedi. Tabii ki siyasi yazılarına da devam edecekmiş.
Samimi söylüyorum en çok sevinen ben olurum. Siyasi yazılarına önem vermediğimden değil.
Çünkü Bursalı Türkiye’nin en iyi popüler bilim yazarlarından biridir. Hatta İsmet Berkan’a haksızlık yapma riskini de alarak, en iyisidir bile diyebilirim.
GÜVENDİĞİM BİR ARKADAŞIM: DİKKAT ET BU CÜMLE HASSAS
Ancak fikirlerine çok güvendiğim bir arkadaşımdan da ciddi bir uyarı aldım.
Dünkü yazımdan Haber Türk’ün köşe yazarları ile ilgili bu değişikliği yapmasını olumlu bulduğumu yazmıştım.
“Türk medyasının kendini yeniden tarif etmesi için iyi bir fırsat olabilir. Ama dikkat, bu medyanın kendi arzusu ile değil, siyasi baskılar sonucu bu hale geliyor, İşte bu iyi bir şey değil” dedi.
Haklı ciddiye almam gereken bir uyarı.
Maalesef bu değişimin üzerinde böyle bir siyasi baskı gölgesi var.
Yine de medyanın kendini yeniden tarif etmesi için iyi bir fırsat olabilir diye düşünüyorum.
GAZETECİLERE ‘YAVUZ DONAT GAZETECİLİĞİ YAP' MI DENİYOR?
Benim uyarım da şu:
Haber Türk’deki bu dönüşüm, şimdilik, siyasi ya köşelerinin kapatılıp, bütün yazarlara “Sahaya çıkıp” bir tür “Yavuz Donat gazeteciliği” yapmasını tavsiye şeklinde görünüyor.
Yavuz Donat’ın 40 yıldır başarı ile yaptığı bir format.
Git muhtarla konuş, belediye başkanı ile çay iç, sanayi odası başkanı ve şehrin futbol kulübü başkanı ile sohbet et…
Hayır bu başarılı ama artık eskimiş bir format. Yeni gazeteciliğin vizyonu çok çok farklı olmalı.