Freedom House'tan sert rapor

Freedom House, bu kez de Türkiye’ye özel bir internet raporu yayınladı.

 Diken'den İlhan Tanır'ın haberine göre Eylülde İstanbul’da düzenlenecek İnternet Yönetişimi Forumu vesilesiyle Freedom House’da program sorumlusu Nate Schenkkan, eski CHPmilletvekili ve bilişim uzmanı Osman Coşkunoğlu ve Bilgi Üniversitesi’nden Profesör Aslı Tunç’un hazırladığı raporun geniş özetinde öne çıkan kısımları şöyle:



Daha ilk paragrafta, Türkiye’nin 2012′de Rusya ve Çin’le birlikte, internet yönetişiminde daha fazla devlet rolüne yönelik yeni ‘Uluslararası Telekomunikasyon Düzenlemeleri (ITRs) ’ destekleyen üç OECD ülkesinden biri olduğu belirtildi.



Raporda, Türkiye’nin ülke içindeki internet politikalarının ‘ daha taraflı ’ olduğu belirtilip, şu ifadeler kullanıldı: ‘ ’2013 yılından önce dahi, Türkiye geniş ve şeffaf olmayan bir sistemle internet sitelerini engelledi. Son 15 ayda, internet dışında ifade özgürlüğünü kısıtlamak için uygulanan geleneksel yöntemler giderek internet ortamına taşındı. Ve yeni yasanın hükümetin içerik düzenleme kapasitesini artırmasıyla, Türkiye interneti kontrol altına alma adına ileri teknoloji uygulamaya başladı. ”



Yeni basın kanunu ve yolsuzluk soruşturmasına ilişkin ses kayıtlarına tepki olarak getirilen Twitter yasağı da raporda eleştirildi: ”Bir Meclis komitesinde görüşülen yeni Basın Kanunu, tanımı çok geniş bir biçimde yapılan ‘haber siteleri’nin sahipleriyle yazarlarının isimlerini kayıt altına aldırmasını zorunlu hale getiriyor. Bu yasa, Rusya’da 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren yasaya benziyor. Twitter’ı martta engelleyen hükümet,sosyal medya şirketlerine karşı mahkeme kararlarını giderek daha fazla kullanmaya başladı ve Twitter’dan içerik kaldırmada da daha başarılı hale geliyor.’’



Türkiye’nin niçin ‘ olduğu, raporda şöyle açıklanıyor: ‘ ‘Salıncak’ sıfatı, iki partili Amerikan sisteminde her iki tarafa da oy verebilecek eyaletler için kullanılır. Belki de daha uygun bir metafor, ‘savaş alanı’ olur. İnternet yönetişimi açısından Türkiye savaş alanı olan bir devlet: Genç bir nüfus, gelişen teknoloji ve uluslararası bağlantılar dünyanın imrenebileceği özgürlükte bir internet ortamına da yol açabilir, hükümetin taktikleri canlı bir internet ortamının nasıl kapatılacağına dair bir model sunacak hale de gelebilir.”



Rapor, Türkiye’nin internet özgürlüğü konusunda çelişkili davrandığına da dikkat çekti: ” OECD, G-20 ve NATO üyesi, AB’ye de üye adayı olarak Türkiye’nin ortaya koyacağı örnek, internette ifade özgürlüğü konusunda benzer sorunlar yaşayan ülkelerce yakından izlenecektir. Şu an Türkiye’nin BM’de söyledikleriyle ülke içinde yaptıkları arasındaki çelişki, uluslararası kuralların ihtiyaç duyulduğunda ülke içindeki özgürlükleri engellemek için manipüle edilebileceğine dair inancı pekiştimekten başka bir işe yaramıyor. ”



Freedom House, Türkiye konusunda umutlu olsa da raporda ‘tek adam’ uyarısı da yapıldı: ” Türkiye’deki internet kontrolünün Rusya ya da Azerbaycan’daki kadar sertleşmeyeceğini umut etmek için yapısal sebepler var. Anayasa Mahkemesi ve Anayasa’nın kendisi gibi ulusal kurumlar, yerleşik otokrasilere kıyasla Türkiye’de daha güçlü. Sivil toplum daha çeşitli, sesi yüksek çıkıyor ve uluslararası ağlarla bağlantılı. Bütün yetkileri elinde tutan bir yönetici henüz devlete hakim değil.”



Kuruluş, Türkiye ekonomisinin yatırım açısından Batı’ya neredeyse bağımlı olduğuna ve sansrün altyapı yatırımlarına olumsuz etki edeceğine de dikkat çekti.



Geniş özetin son kısmında şu sonuca varıldı: ‘ ‘Bu faktörlerin, ülkedeki internet politikalarında veya iç siyasi dinamiklerin sebep olduğu yol açtığı daha geniş kapsamlı olumsuz eğilimlerde ani bir değişime yol açması muhtemel değil. Fakat söz konusu faktörler, otoriterliğin pekiştirilmesini yavaşlatacağı gibi medyadaki özgür ve bağımsız seslerin daha da gelişip serpilmesi için alan açacaktır. Türkiye’de son 20 yılda güçlenen liberalizmin ve çeşitliliğin korunmasına yardımcı olacak tek şey, bu seslerdir.”



Raporda yer alan bazı yorumlar şöyle:



Ocak-Şubat 2014′te Meclis 5651 sayılı kanuna hızla değişik yaparak, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nı (TİB)’i güçlendirdi. İnternet sunucuları artık kullanıcı bilgilerini bir ila iki yıl tutmak zorunda. TİB, engelleme emirlerini kendi başına gönderebiliyor ve erişim sağlayacıları bu emirleri dört saat içinde yerine getirmek zorunda.



Yeni MİT yasası, istihbarat teşkilatının kurumlardaki bilgi, belge veya kayıda ulaşımını hızlandırdı.



2004′ten bu yana sadece telekom kurumları değil, medya ve kamu ihaleleri alanları da dahil, düzenleyici kurumların bağımsızlığındaki azalma dikkat çekici.



Türkiye’de internet altyapı ve telekomunikasyon servislerindeki büyüme potensiyelinin karşılanabilmesi için öncelikle ve özellikle atılması gereken adım, siyasi müdahelenin ortadan kaldırılmasıdır.



Türkiye’de 32 milyonu aşkın Facebook kullanıcısı ve 11 milyonu aşkın Twitter kullanıcısı var.



Aralık 2012 itibarıyla Türkiye, Avrupa’da internette en çok zaman geçirilen ikinci ülke. 15-64 yaşı arasındaki nüfusun yüzde 90’ının Facebook hesabı var. Yüzde 70’i Twitter’da.


Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında