FETÖ yargılamalarına devam ediliyor: "İstanbul'daki askeri casusluk" soruşturmasında aralarında Mustafa Aktaş'ın da bulunduğu 43 sanık hakim karşısında
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) talimatıyla "İstanbul'daki askeri casusluk" soruşturmasında usulsüzlükler yaparak çok sayıda askeri personelin mağduriyetine sebep oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 43 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi'nin karşısındaki salonda yapılan duruşmada, 7 tutuklu sanık, 4 tutuksuz sanık, müştekiler ve tarafların avukatları hazır bulundu.
Duruşmada söz alan tutuksuz sanık Mustafa Aktaş, davaya konu soruşturmada arama, el koyma, imaj alma gibi görevlerde bulunmadığını öne sürdü.
Suçlamaları kabul etmeyen Aktaş, FETÖ'yle iltisakının bulunmadığını savundu.
Duruşmaya katılan müştekilerden eski TÜBİTAK çalışanı Ali Sabri Şanal sanığa, isnat edilen suçların şifreli bir belgeden çıktığını ve bu belgenin şifresinin bir sanığın doğum tarihinden oluştuğunu belirterek, şifreyi kimin kırdığını sordu.
Sanık Aktaş, büro memuru olarak çalıştığını ve şifreyi kimin kırdığı hakkında bir bilgisi olmadığını savundu.
Tutuksuz sanıklardan Şerif Ahmet Can da operasyonun yapıldığı sırada izinden yeni döndüğünü belirterek, "Daha sonraki aşamalarda personel lazım olmuş, dijital inceleme tutanaklarında arkadaşlara yardım etmişiz. Ben de o dönem yeni memurlardan bir tanesiydim. 50 sayfalık dijital inceleme tutanağında imzam var benim. Neyi incelediğimi çok net hatırlamıyorum. Benim yaptığım işlem, minimum bilgisayar bilgisi olan insanların yapabileceği şeylerdi. Şifre kırma gibi bir bilgim yok." ifadesini kullandı.
"SAHTE DELİLLERLE SANIK YAPILDIM"
Duruşmada tekrar söz alan müşteki Ali Sabri Şanal "Askeri casusluk" davasında sahte delillerle sanık yapıldığını belirterek, "Bu kumpası kuran ve sahte delilleri yaratanlardan şikayetçiyim. Bu davalarda kumpasla, zorla sanık yapılana kadar askeri ve sivil alanda ülkeme hizmet ettim. Suçluların adil bir yargılamayla belirlenip cezalandırılmasını arz ederim." dedi.
Müştekilerden Kubilay Şükrü Özdemir de kumpas davasında 6 sene yargılandığını anlatarak, "Vatanım için canımı seve seve feda etmek için yemin etmiş bir asker olarak, bana yapılan alçakça saldırıyı vatanımıza yapılmış bir saldırı olarak görüyorum. Sanıkların en üst sınırdan cezalandırılmasını istiyorum. Bunu sadece kendim ve ailem için değil, vatanseverler için istiyorum." ifadelerini kullandı.
Duruşma, diğer sanıkların savunmasının alınması için yarına ertelendi.
NE OLMUŞTU?
Kapatılan özel yetkili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, "şantaj ve askeri casusluk" iddialarına ilişkin emekli Albay İbrahim Sezer'in de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 56 sanığın yargılandığı davada 45 sanığa çeşitli sürelerde hapis cezası vermişti. Sanıklardan 10'u hakkında beraat hükmü kuran mahkeme, bir sanığın dosyasının ayrılmasını karara bağlamıştı.
Haklarındaki kararlar onanan 25 sanığın avukatları, "Ergenekon" ve "Balyoz" davalarında kumpas kurulduğu iddialarına ilişkin bazı siyasilerin beyanlarını dikkate alarak, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine yeniden yargılama talebinde bulunmuştu.
Davanın tüm sanıkları, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilmesi üzerine 6 Ocak 2014'ten itibaren Anayasa Mahkemesine "hak ihlali" yapıldığı gerekçesiyle bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi de 9 Ocak 2015'te 44 sanığın "haklarının ihlal edildiği" yönünde karar vermişti.
Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi de kararın eline ulaşmasının ardından infaz aşamasında bulunan 44 hükümlünün infazının durdurulmasına ve bu sanıklar hakkında yargılamanın yenilenmesine hükmetmişti. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" yönünde verdiği kararın ardından yeniden görülen davayı 29 Ocak 2016'da karara bağlamıştı.
Dosya kapsamında toplanan deliller, sanık savunmaları, dijital delillerle ilgili bilirkişi raporu ve delillerin toplanmasındaki usulsüzlükleri dikkate alan mahkeme heyeti, sanıkların üzerlerine atılı suçları işlemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle beraatlerine hükmetmişti.
Mahkeme heyeti, 15 Mart 2016'da ise "İstanbul'daki Askeri Casusluk" davasında, soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev almış, hukuka aykırı delil toplayan, temin eden soruşturma ve kovuşturma makamları hakkında hukuki ve cezai sorumluluklarının tespiti amacıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.