Fethullah Gülen Erdoğan'ı Hitler'e benzetti!

Gülen, Erdoğan'ın adını anmadan yaptığı ve herkül.org sitesinde yayınlanan konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adolf Hitler gibi olacağını savundu.

Erdoğan’ın yaptıklarını Hitler’e benzeten ve Hitler’in “rezil” bir şekilde intihar edip olduğunu söyleyen Gülen, "Bunun gibi çağın bütün diğer firavunları, nemrutları aynı şeye maruz kalacaklar. Allah imhal eder de ihmal etmez" dedi.

Gülen şunları söyledi:

“1945′te biz de çocuktuk ama belgesellerde, filmlerde gördük çağın tahutlarından birinin yalan üzerine bina ettiği bir şey vardı. Bir yere kadar gitti, ama 10 sene, ama 15 sene… Fakat o yalan şeylapları, o iftira şeylapları, o intikam duygusu şeylapları, başkalarını sürü gibi görmeleri onu önüne katıp sürüklediler. Böyle çok aziz yaşayacağım diye koşturdu durdu. Hep kendi refah ve saadet sarayları kurmak, dünyasını ona göre planlamak için koşturdu durdu ama bağışlayın rezil oldu, intihar etti. Bunun gibi çağın bütün diğer firavunları, nemrutları aynı şeye maruz kalacaklar. Allah ilhal eder de ihmal etmez.”



Herkül.org'da yayınlanan konuşmasında Gülen, Erdoğan’ın “söylediği yalanlara kendisinin de inanmaya” başladığını savundu. Güçlü seslerin, karşı çıkamaz olmalarına da değinen Gülen, “Hitler’in bazı sözleri var, böyle yalan söylüyor yalan söylüyor. Bir yönüyle ona güçlü sesler de mukabele etmediğinden dolayı, bu yalandır demediklerinden dolayı daha bir cesaretleniyor, devam ediyor. Bir an geliyor ki, söylediği yalanlara kendisi de inanıyor. Akılla, muhakemeyle telif edilemeyecek yalanlar söylüyor. İftira edalı yalanlar söylüyor. İntikam duygusundan zift gibi fışkıran yalanlar atıyor ortaya fakat bir gün geliyor tabiat-ı beşeriyenin tiksinti duyacağı, bu yalanlara kendisi de inanıyor. Bunlar böyle rayiç olunca, toplum da bunları bir yönüyle ahvali adiyeden görüyor. Onlar da yalan söylemeye duruyorlar” dedi.



AKP’lilerin Tayyip Erdoğan için kullandıkları “peygamber” benzetmesine de değinen Gülen şöyle devam etti: “Enâniyetin başını alıp gittiği, onu besleyecek şöhret, musarun bilbenan olmak ve o istikamette kullanılan argümanlar gibi; mübalağalar, yalanlar, iftiralar, başkalarını karamalar, kendini masum, masun göstermeler ve hatta nubuvvet payesi sayılan sıfatlarla serfiraz görünmeler gibi faktörlerin çoğalıp yaygınlaştığı zamanımızda -gördüğünüz gibi- başkaları da o korkunç hataları hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan telaffuz edebiliyorlar. İnsanları peygambere benzetenler…. Ona dokunursan ibadet olur diyenler… Haramı Kur’an ayetleriyle yorumlamaya çalışanlar… Cahil kitlelere, gafillere kabul ettiren insanlar, bir gün geliyor ki kendilerini öyle görüyorlar.” (DHA)